Kırmızı Ruj

44 2 4
                                    

~Multide Gürkan var~

CEYDA'DAN

Hepimiz Gürkan ile Gece'nin arkasından bakarken Yağız hafifçe kulağıma eğilip kısık bir tonda

''Bizde biraz yürüsek fena olmaz'' dedi.

Cümlede ki soru tınısını fark ettim. Yağız'a cevap vermeden yerimden kalktım ve Yağızın omzuna dokundum. Ne olduğunu anlamadığını belli eden bakışlarla bana baktı.

''Gel hadi'' dedim.

Yağız bu cümleyi duyar duymaz ayağa kalktı. Özgür, Furkan ve Asya zaten derin bir sohbete dalmışlar, hararetle bir konu hakkında tartışıyorlardı. Açıklama yapmak durumunda kalmadık bu yüzden. Önümüzde boylu boyunca uzanan iki yanı ağaçlarla çevrili uzun yolda yürümeye başladık. Sessizlik ortama hakimdi. Yağız çok atılgan bir çocuk değildi. Utangaç olduğu belliydi fakat bu utangaçlığın üzerine giderek her defasında benimle konuşmak için adımlar atıyordu. Her şeyin farkındaydım ve bu hoşuma gidiyordu.

''Ceyda yanlış anlama ama bir şey sormak istiyorum bir şeyi çok merak ediyorum''

Biraz duraksadı ve telaşla bana döndü.

''Yani tabi sen istersen sorarım hiç problem değil''

Gülmeden edemedim.

''Tabi ki sorabilirsin''

Durdu, düşündü biraz.

''Hiç.. hiç sevgilin oldu mu?''

Güldüm

''Oyun bitmedi mi ya?''

Eski konuların açılması hiçbir zaman hoşuma gitmezdi. Geceyle bile eskilerin muhabbetini yapmazdık.

''E ama izin istedim sormak için yine de cevaplamak istemezsen-''

Cümlesini bitirmesine izin vermeden cevap verdim.

''Elbette oldu 2 sene önce falan, çocukluk işte''

Bana baktı, oldukça ciddiydi.

''Hala seviyor musun ya da sevdin mi gerçekten?''

Hafifçe koluna vurdum

''Yok be diyorum ya çocukluk''

Gülümseyerek kafasını salladı. O sırada Yağız hakkında düşünmeye başladım. Ne değişiktir ki yanımdayken bile onu düşünme gereksinimi duyuyorum. Belki aşk değildi hatta sevmek bile denmezdi buna ama ne bileyim hoşuma gidiyordu. Hoşlanıyordum sanırım. Yağız'a bakmadan sorumu yönelttim.

''Senin oldu mu?''

Bana bakıp içten bir kahkaha attı.

''Annem ve Asya dışında tek başıma yürüyüp sohbet ettiğim tek kızsın''

Tam gülümseyecekken köpek sesi duymamla Yağızın koluna girmem bir oldu.

''Ne oldu'' dedi yüzüme bakarak.

''Köpek'' dedim.

''Ben mi? Ne yaptım şimdi ben?'' dedi.

''Yağız saçmalama köpek sesi duydum ben'' dedim kahkahalarımın arasından. O da gülerek elimi tuttu.

''Gel gidelim'' deyip koşmaya başladı. Benden beş on kat daha hızdı konuşuyordu. Bir bahçeye girdi bende peşinden mor kapılı bahçeye girdim. Nefes nefese kalmıştım bir soluklanmak amacıyla sırtımı duvara yasladım ve ellerimi dizlerime koydum. Birkaç saniye böyle durduktan sonra nefesimin düzene girdiğini fark edip dik durdum. Yağızın bana baktığını gördüm, aramızda ki mesafe bir adımdan fazla değildi.

SAYILARIN KAFİYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin