❤Rette Mich❤

587 36 11
                                    

Eve gitmeden önce markete uğrayıp uzun şekerler, çikolatalar, jelibon ve Monster aldık. Şimdi partimiz başlıyordu işte. Eve sessizce girdik çünkü herkes uyuyordu. Odama girdik ve DVD'ye bir film taktık. Film bittiğinde annem uyanmıştı, annemin yanına gittik. annem Ellia'ya şaşırmış gözlerle baktı. Ellia ise anneme karşı gülümsüyordu.

-Anne, Ellia okuldan arkadaşım, birkaç gün bizde kalmasının sakıncası yok değil mi?

-Ailenin haberi var mı Ellia?

Ellia son derece tatlı bir şekilde;

-Evet var, dedi.

-Peki o zaman.

Tahmin ettiğim gibi annem gayet sevecen bir tavır takınmıştı.

-Biz odamda olacağız anne, akşama dışarı çıkabiliriz.

-Peki, paran var mı?

-Evet biraz var, ama biraz daha verirsen fena olmaz.

Sırıttım. Annemde gülümsedi.

-Peki. Bugün kardeşinle teyzene gideceğiz paranı bırakıyorum. Tanıştığımıza memnun oldum Ellia.

Ellia'nın elini sıktı. Ah bu çok duygusal bir sahneydi. Kendimi yalancı gibi hissediyordum. Çünkü yalancıydım bunu inkar edemeyiz. Ellia'yı  kolundan tutup odama götürdüm. 

-Hala kötü hissedyorum.

-Bunu değiştiremeyiz. O can çekişirken kötü hissetmen normal.

-Çok teşekkür ederim, çok yardımcı oldun şu an.

-Üzgünüm...

-Sana birşey göstermek istiyorum.

dolabımı açtım ve arkadan büyük bir kutu çıkardım kutunun içindekileri yere dizdim. Bir fotoğraf albümü, göndermem imkansız olan yüzlerce mektup ve bir dosya vardı. Ellia gözlerini büyütmüş yerdekilere bakıyordu. 

-Hepsi onunla mı... ilgili

Bu soruyu sorması tuhaf olmuştu. Abraham Lincoln ile ilgili olacak hali yoktu ya, tabii ki de Tomla ilgili olacaktı. Başımı sallamakla yetindim. Fotoğraf albümünü aldım ve sayfaları çevirmeye başladım. Bana şizofren deyin, ya da aptal. Umrumda değil. Onun fotoğraflarını çıkartıp bir albüm yaptım evet. Ellia'nın gözleri dolmuştu. 

-Onu çok seviyorsun biliyorum. Ama bunlara bakmanın bir yararı olmayacak. İzin ver sana yardım edeyim.

Ellerim yine titremeye başlamıştı, hıçkırıklarıma engel olamadım

-BANA KİMSE YARDIM EDEMEZ ANLIYORMUSUN BENİ?! 

-S-Sakin ol... Seni anlıyorum. Bana inan herşey yoluna girecek.

Bana sarıldı ve kafamı kucağına koydu. Saçlarımla oynamaya başladı.

-Hayallerimiz gerçek olacak. Şu anı unut geleceği düşün. Bir gün ona istediğin kadar sarılacaksın. "Seni seviyorum" diyecek sana, birlikte güzel günler geçireceksiniz. En önemlisi de sen onu ne kadar seviyorsan, o da seni o kadar sevecek. 

Yüzümde bir tebessüm belirdi. Biliyordum. Beni bırakmıyacak.

*

*

Tanrım şükürler olsun, durumu iyi oluyormuş. Ne kadar sevindim bilemezsiniz. Şu an burada. Almanya'ya getirdiler. Tedavisi hala sürüyor ama olsun. Hastaneye gitmeyi denedim fakat içeri almadılar. Belki de herşey güzel olur gerçekten. Beni sever. Beni çok sever bana değer verir belki. Ah o kadar mutluyum ki bilemezsiniz. Ellia ile konuşabilmek için bilgisayarı açtım. O gideli 2 hafta olmuştu. Tahmin ettiğim gibi açıktı. Hemen mesaj attım.

-Nasılsın?

-Sen iyi olduğuna göre çok iyiyim sen?

Bu sözü gülümsememi sağlamıştı.

-Daha iyi olamazdım.

-Bugün hastaneye yine gidecekmisin?

-Tabii ki de gideceğim, belki şansım olur.

-Herşey daha da iyi olacak. Bana güveniyormusun?

-Ellia Hoffmann, sana hep güvendim ve sonsuza kadar güvenmeye devam edeceğim.

-Teşekkür ederim (:

-Şimdi çıkmam gerek, sevgilim hastanede beni bekliyor :3

Ah keyfim yerine gelmişti. Eskiden kalma bir alışkanlıkla mutlu olduğumda Tom'a hep sevgilim derdim. Tom Kaulitz'e. Dışarı çıkmadan önce her zaman duş alırım. Küvetın tıpasını taktım ve sıcak suyu açtım. Bu sırada odamdan çıkıp kardeşimin yanına gittim. Uzun zamandır onunla ilgilenmiyordum. Odasında uyuyordu. Tatillerde hep böyledir. Bence tatilini en iyi şekilde değerlendiriyor. Her neyse. Küvet dolmuştu. Kıyafetlerimi çıkardım    ve  küvete girdim. Bunun ne kadar huzur verici ve tahatlatıcı olduğundan bahsetmişmiydim? Köpüklerle biraz daha oynadım ve durulanıp çıktım. Dolabımı açtım, bugün sıradan giyinemezdim. En azından seksi olmalıydım. Bacağımdaki izlerle ne kadar olucaksam artık... Siyah ve Tom'un lgisini çekecek kısalıkta bir şort giydim, üzerine kendi lanet dolabımdan hiçbir şey bulamadığım için annemin odasına gittim. Beyaz, kolsuz bir gömlek giydim ve aynaya baktım. Fena görünmüyordum. Saçlarımı kurutup taradım. Makyaj yapmayacaktım. Birden beni içeriye alabileceklerini düşündüm ve kalbim ağzıma geldi. Bu havada bot giymek tuhaf kaçar diye düşünüp zımbalı siyah vanslarımı giydim. Hastaneye geldiğimde kapıda güvenlik yoktu. Sanırım içeri girebileceğim diye düşündüm.   Danışmaya gittim ve sordum;

-Tom Kaulitz hangi odada?

-Sizi biraz bekleteceğim.

Ah delirmek üzereydim! Hayatımın aşkının yanına gidecektim. Danışmadaki kadın bir kaç tuşa bastı ve bana döndü;

-Beklettiğim için üzgünüm fakat gelen kesin emirler var. Az sonra odaya alınıp alınmayacağınız kesinleşicek.

Bana gülümsedi. Bende gülümsedim. Sanırım kötü şeyler olacaktı, hissediyordum. Bana doğru biri geliyordu. Gözlerimi pörtletmiş bakıyordum. Ağzım açık kalmıştı.

*

*

*

*

*

*

biraz heyecanlı bitirmek istedim. Sınavlarım olduğu için yazamadım işte yeni bölüm. Keyfini çıkarın ;) XOXO

Çukur  ( Tom Kaulitz )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin