Bölüm 7: Karanlık Her Yerdedir

6.2K 315 42
                                    

Hızlı bölüm yazma rekorum gün geçtikçe artıyor. Bir bölümü 2-3 günde yazarken bunu bir günde yazdım ve kısa değil. 1150 kelime. Okumalar artsa çok mutlu olacağım. Hiçbir bölümün okunmasını gördüğümde çığlık atasım gelmiyor. Yorum da gelmiyor Votes idare eder. Hadi ama :( :( Haftasonu artmasını bekliyorum bu bölümüde her ne kadar yazmayı sevsemde haftaya kendimi biraz buradan uzak tutmam gerektiği için koyuyorum. Haftasonu yazabildiğim kadar bölüm yazarım ama ne kadar olur bilmem haftasonu da yoğunum. Klavyede eski hızımın iki katına çıktım vov. Afiş tasarımları için tek bir mesaj bile gelmedi :/ Çok konuştum sizi hikayeyle baş başa bırakıyorum.

Keyifli okumalar..

..Bu maskeleri ikisi bilmese bile arkalarında saçlarının bir kısmı kesilmiş bir şekilde bağlı duran McGonagall biliyordu. Bunlar ölüm yiyenlere aitti. Uzun maskeli bir adam geldi. "Ne yapıyoruz?" diye sordu kısa olan. "Lord çok halsiz ancak varis emir gelene kadar hiçbir şey yapmamızı emretti." diye cevap verdi uzun olan.

Kovukta başlayan panik herkesi etkilemişti. Hugo ve Lilly olanları duymuşlardı. Harry bağırıyordu. "Nasıl olur?!" "Profösör'de gitti. Kardeşi gibi.!" dedi Ronald Hermione ve Ginny ağlıyordu. "Nereye" dedi ve burnunu çekti Hermione. Kesik kesik konuşmaya devam etti. "Gittiklerini. Bile. Bilmiyoruz." dedi zoraki. Harry çapulcu haritasının her yerine baktı. İkisinden tek bir eser bile yoktu. "Bunu kim yapmış olabilir?" dedi James. "Bunları düşünmek senin görevin değil James!" dedi Ginny. "Bilmem farkında mısın anne ama senin oğlunsa benim kardeşim!" diyerek kükredi James. Sonra gözleri parladı. "Bakanlık!" dedi heyecanla. "Ne olmuş bakanlığa ?" dedi Bill. "Bakanlığın bizi izlediğini söylemişti babam. Eğer Hogwarts'ta değillerse izleniyorlar demektir." dedi James. "Sadece büyü yaptıklarında bakanlığın haberi olur. " dedi George. "Rose biliyordu! Eminim büyü yapmaya çalışacaktır. Hem kendini kurtarmak hem de işaret gönderebilmek için." dedi James. "Ben bakanlığa gidiyorum. Geliyor musunuz? Eğer geliyorsanız siz ikiniz ağlamayı kesin." dedi Ginny ve Hermione'ye dönerek. "Tabii ki geliyoruz." dedi hepsi birden. "Sen burada kalıyorsun." dedi James'e dönerek. James itiraz etmedi. Farklı bir planı vardı. "Mrs. Weasley siz Mr.Weasley ile çocuklara baksanız daha iyi olur." dedi Molly kafa salladı. Hepsi birden cisimlendi. Harry son anda kolunda bir şey hissetti. Bakanlığa vardıklarında sağına soluna bakındı ama kimse yoktu. "Kingsley'e haber gönderdim. Birazdan burada olur." dedi Bill. Harry başını salladı. Asansöre bindiler. Asansör klasik hareketlerini yaptı ve durdu. İndiler Kingsley'in odasına girdiler. Kingsley oradaydı. "Şu anda çocuklardan hiç bir iz yok." dedi.

Maskeli adamlar kendi aralarında konuşuyorlardı. Yaklaşık 20 tane olmuşlardı. "Kızı neden öldürmediniz?" dedi cılız olan. "İşimize yarayabilir." dedi başka birisi. Rose Albus'a fısıldadı. "Bakanlık bizi izliyor. Eğer büyü yapabilirsek bizi bulurlar." Albus konuştu. "Ne kadar büyük bir büyü?" dedi Al. "Eğer bizi izliyorlarsa büyü yaptığımızı farketmeyecekleri kadar. Ama izlemiyorlarsa.. Yokluğumuz farkedilmemişse.." dedi ve sustu. "Lapiforse Totalcolor." diyerek fısıldadı. Diğerlerinin kahkahalarından onların fısıldaşması duyulmuyordu. Albus'un pantalonunun rengi değişti. Ama alacakaranlıkta kimse farketmedi.

Kingsley'in odasına kağıt uçak indi. Herkes heyecanlar Kingsley'e bakıyordu. "Albus. Lapiforse Totalcolor büyüsü yapmış." dedi Kingsley. "Nerede ?" diye sordu George. O sırada odaya Neville ve Luna girdi. "Demek geldiniz." dedi Kingsley ve devam etti. "Eski ekibe ihtiyaç duyarsın diye düşündüm Harry." diyerek sözünü bitirdi. "Teşekkürler ama çocukların nerede olduğunu söylemedin." dedi Harry. "Riddle evi." dedi Kingsley. "Bir kaç kişi gönderdim. Koruma büyüsü görünmüyor." diyerek devam etti. "Ölüm yiyenler korunmayı sevmezler." dedi Ronald. "Pekala gidiyoruz." dedi Harry. Hepsi buhar oldu. Bu sefer kolunda bir el hisseden Hermione oldu.Ne olduğunu anlayana kadar yaklaşık 20 tane ölüm yiyenin arasına düşmüşlerdi. "İşte misafirlerimiz de geldi." dedi biri gülerek. "Crucuio!" dedi Harry. Ölüm yiyen sıyrılmayı başardı. Ancak ona doğru yeşil bir ışık geliyordu. Eğildi ve yeşil ışık duvara çarptı. Hermione'nin savurduğu büyü çocukları ve McGonagall'ın onlara zarar gelmeden serbest kalmasını sağlamıştı. Ancak çocuklar yüksektelerdi. "Aresto Momemntum!" dedi ve zaman yavaşladı. Çocuklar yere indikten sonra zaman yeniden hızlandı. McGonagall Harry'nin lanetlediği ölüm yiyenden kendi asasını geri aldı. Harry ve diğerleri mücadele ederken çocuklara doğru gelen ölüm yiyenler gülüyorlardı. James üzerindeki pelerini çıkardı ve çocukların önünde durdu. "Şuna da bakın sen küçük James Sirius Potter olmalısın.Annen ve baban şu anda meşgul. " dedi gülerek biri. "Onların meşgul olması beni etkilemiyor. Phoenix Dactlyfera!" diyerek bağırdığında alevlerden kalkan oluşmuştu. "Biz ne yapalım ?" dedi Rose. "Ne kadar büyü biliyorsanız yapın ben sizi korurum." James korumayı seçmişti. Çünkü kendi büyü gönderse diğerleri savunmasız kalacaktı. Albus babasının yanındaki ölüm yiyeni hedef aldı. "Sersemlet!" diyerek bağırdı. Ölüm yiyen büyüyü görmediğinden büyü ona çarptı. "James senin burada ne işin var!" diye bağırdı Harry. Ancak 5 tane ruh emici içeri girmişti. Hava soğudu. Dünyadaki bütün mutluluk yok oldu sanki. Hermione dibindeki ölüm yiyenden kurtuldu. Patronus yapmakta bazen zorlanıyordu. Onun yerine Expecto Patronum'un daha farklı hali olan Expectium büyüsünü yaptı. Bir tanesine isabet ettirebilmişti. "Expecto Patronum!" dedi Harry. "Expecto Patronum!" sesi George, James ve Ginny'den de çıktı. "Bu Fred içindi! Anladınız mı?" diye bağırdı George. O sırada Aberforth Dumbledore buharların içinden geldi. Kalan 10 ölüm yiyenlerden 3'ü uçtu. 5'i ise Aberforth'a saldırdı. Ancak Harry, George, Neville ve Luna etraflarını sarmışlardı. Kalan 7 ölüm yiyen buhar olarak uçtu. Rose ve Albus annesi ve babasına koşup sarıldılar. Harry James'i kenara çekti. "Bu pelerin aramızda kalacak ve ben de sana yaptığın her ne kadar kötü de olsa işe yaradığı için kızmayacağım." dedi Harry. "Bana uyar." dedi James. "Şimdi pelerini bana geri ver." dedi Harry. James pelerini çıkartıp Harry'e uzattı. Albus ve Rose Harry'e tutundu. James ise Ginny'e hep birlikte kendilerini Kovuk'un bahçesinde buldular. Albus ve Rose içeri koştular. James'te onların arkasından gitti. Bahçedeki büyük masaya hepsi oturdu. Aberforth hariç. Çünkü o kardeşi Dumbledore gibiydi. Her şeyi biliyordu. McGonagall anlatmaya başladı. "Hogwarts'a emekli olduktan sonra geri dönmeyi düşünmedim. Birgün evime geldiler ve beni o eve götürdüler. Saçımdan bir tutam aldılar. Çok özlü iksir yaptılar ve bir ölüm yiyen içti. Hogwarts'a gitti ve geri dönmek istediğini söyledi. Aberforth buna sevinmiştir eminim çünkü Hogwarts'ta müdür olmak istemiyordu zaten. Son birkaç gündür çok özlü iksir stoğunun bittiğinden bahsediliyordu. Lord geri dönüyor. Moody'nin yaşadıkları bana dönüyor. Tarih tekrar ediyor Harry. Onların amaçları Albus'tu. Onunla olan kader bağını öğrenmişler. Onu elbette öldürmek isteyecektir." dediğinde herkes susuyordu. "Zümrüdüanka Yoldaşlığı yeniden kurulmalı." dedi Hermione. "Saçmalama. Dumbledore yok. Lupin yok. Tonks yok. Moody yok. Kiminle kuracaksın?" dedi Harry. "Ben varım. Hermione var. George, Aberforth, McGonagall, Bill, Charlie, Luna, Neville katılmak isteyen varsa diğerleri." dedi Ron. "En güvendiğimiz kişilere bir davet gönderebiliriz. Cho eminim bize yardım eder. " dedi Hermione. "Bu sefer iki tane yere ihtiyacımız olacak. Biri Grimmuld Meydan'ı diğeri? Tedbir açısından iki yer gerekli. Büyüleri yenilersek sır tutucular yeniden biz oluruz." dedi Bill. "Ben biliyorum. Godric's Hallow." dedi Harry. Herkes sustu. "Emin misin?" dedi Ginny. "Koruma büyüleri yapılabilir. Ayrıca neden oraya gideceğimi düşünsün ki?" dedi Harry. "En kısa sürede işe başlarız. Çocuklara bir açıklama yapsak çok iyi olur." dedi Ron. Çocukları çağırdılar. "Harry sen konuşmalısın." dedi Ginny. Harry saatine bakmıştı. Saat 3'e geliyordu. "Çocuklar uykunuzun olduğunu biliyorum ama sizinle bir şey konuşmamız gerek." dedi Hermione. Harry lafa girdi. "Lilly, Hugo inanın bana bunları söylemeyi isteyeceğim en son kişi sizsiniz. Ama mecburum. Bundan sonra yapacağımız şeylerde sebep arayacaksınız. Bunu biliyorum. Albus ve Rose. Bugün yaşadıklarınızı önlemek isterdim. Ama aklımın ucundan bile geçmezdi böyle bir şey. Ben daha çok tehlikenin belirgin olacağını sanırdım ki hep öyle oluyordu. Ancak size ne söylemiştim hatırlıyor musunuz? Karanlık her yerdedir. Size anlattığım hikayeyi de hepiniz hatırlıyorsunuz eminim. Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nı hatırlıyorsunuz değil mi ?" dediğinde hepsi başını salladı. "Şimdi onu yeniden kuruyoruz." dediğinde çocuklar korkmuş görünüyordu. "Biz hayatta olduğumuz sürece size kimsenin bir şey yapmasına izin veremeyiz. Korkabilirsiniz. Ama korktuğunuzu kimseye belli edemezsiniz. Siz Gryffindor'sunuz. Gryffindor'lu olmak demek cesaretin kendisine sahip olmak demektir. Seçmen Şapka'nın sizi Gryffindor'a seçmesinin en büyük sebebi bu işte." diyerek sözünü bitirdiğinde Rose konuştu "Tek değil. Lord tek değil. Varis var. "

Harry Potter ve Kehanet Yeniden (Harry Potter Devamı #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin