Bölüm 13: Godric's Hallow

5K 290 21
                                    

Selam ! Hikayenin 15 okunmada 6 vote alması beni gerçekten mutlu etti. Bölümlerde yazım hataları olabilir. Fırsat buldukça yazıyorum ve sizi bekletmemek için hemen paylaşıyorum. Zaten bir daha okumaya da vaktim olmuyor. Sayenizde klavyedeki hızım 3 katına çıktı. Ve üç gün ünce 1.7K olan hikaye bugün 1.9K ! Eğer bu bölümü 2K olmadan paylaşmayı başarırsam 2K oluşunun şerefine de paylaşabilirim ama söz vermiyorum. Bir sonraki hafta benim için zor geçecek ve kendimi klavyeden uzak tutmakta zorlandığımı itiraf etmeliyim. Her yorumu gördüğümde kendime o an bölüm yazmadığım için kızıyorum. Ve bölümü yayınlamanın heyecanıyla multimedia bile eklemeyi unutuyorum. Lafı fazla uzatmasam iyi olacak. Ama sizden bir şey rica edeceğim. Harry Potter'daki -herhangi bir ünlünün sözü de olabilir" beğendiğiniz sözleri yoruma yazar mısınız? İngilizceleriyle ve Türkçeleriyle birlikte. (Ben çeviririm ama hata yaparsam diye korkuyorum açıkçası. Orjinalleri değişik olabiliyor.)

Not: Kafayı yiyeceğim. Hikayenin içindekiler tablosu kısmına giriyorum. 147 Votes 89 yorum 0 okunma yazıyor. Okunma sayısını göremiyorum. Olmayan insanlar bana oy vermiş ne harika :D Ve multimedia ekleyemiyorum görsellere giremediğimden dolayı.

Keyifli okumalar..

"Burası olmalı." diye fısıldadı turuncu saçlı genç. "Evet burası." dedi Harry. Cebinden yıllardır sandıkta duran anahtarı çıkardı ve kapının kilidine soktu. Biraz zorlayarak çevirdi ve kapı açıldı. Harry önden gitti. Koridora geldiğinde yerdeki ezikle karşılaştı. Gözleri doldu. Ron yanına geldi. "Dostum.." dedi usulca. "Babam... Burada... Ölmüş.." dedi gözlerinden akan yaşları silmeye çalışırken. İlerledi ve başka bir odaya geldi. Beşikli bir odaya. Burası bir zamanlar onun odası olmalıydı. Eli istemsizce yara izine gitti. Tavanda asılı duran etrafı örümcek ağı tutmuş baykuşa baktı. Ve sonra hep rüyalarında gördüğü beşiğe. Rüyalarındakinden farkı beşiğin çürümeye yüz tutmuş olmasıydı. Çığlık kulaklarında çınladı. Bir daha ve bir daha. Asla dinmeyecekti. Voldemort ondan 16 yılını çalışmıştı. Belki daha mutlu geçirebileceği 16 yıl. Bu sefer ona ve karşısına çıkan kimseye acımayacaktı. Ve bu sefer daha güçlü büyülerle karşısında olacaktı. Gerekirse kendini de yok edecekti ama ailesinden tek bir kişi daha almasına izin vermeyecekti.

Lilly portresinde James' in kollarında ağlıyordu. "Ben.." dedi burnunu çekerken. "Onu.." bir kez daha çekti. "Yalnız bırakmak istememiştim." dedi ağlamasını artırırken. "O.. sadece.. normal.. bir.. hayat istemişti.. Ona sarılamadım.." Gözyaşları akıyordu ancak hemen yok oluyordu. Ne olursa olsun o bir portreydi.

"Cho, ben, Relf, Luna, Hannah ve Neville burayı kullanacak. Ana toplantılar yine meydanda yapılacak. Harry burası gerçekten çok iyi bir konuma sahip ve çok yararlı olacak." dedi Kinglsey Harry başını salladı. "Kullanılacak büyüleri zaten belirledik. Siz yaparsınız. Biz gitmeliyiz." dedi Hermione. Bill, George, Angelina, Fleur, Victorie Ted ve Dominique, Harry, Ron ve Hermione buhar oldu. İçeriye girdiklerinde her şey normaldi. Mrs. Weasley yanlarına geldi. "Ah ne kadar çabuk döndünüz! İşler iyi gitmiştir umarım." dedi onlara bakarak. "Odaları ayarlasak iyi olacak. Temizlenen odalar bize şimdilik yeterk." dedi Hermione. "Dominique ve Victoire, Bill ve Fleur, Angelina ve George, ben ve Ginny, Ron ve Hermione en üst kattaki odalarda kalırız zaten 5 tane oda var. Bizim alt katımızdaki odalar Teddy, Louis ve Fred, James, Albus ve Hugo, Roxanne, Lilly ve Rose kalabilir. Ve Mrs. ve Mr. Weasley'de çocukların katındaki odada kalır." dedi Harry. Herkes memnundu. "James Kingsley yarın bakanlığa gidebileceğimizi söyledi. Al sen de gelirsen koluna St.Mungo'da baktırabiliriz." dedi Harry. "Aslında bakarsan.. Ben kolumdaki bu şeyle mutluyum. Bence açtırmaya gerek yok." dedi Al. "Harry sırf evi temizlemekten kurtulmak için yapıyor. Zaten 4-5 oda kaldı Al!" dedi Rose. Harry sadece güldü. Hepsi oturdular. Angelina söze girdi. "Kulak olayını unuttuğumuzu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Fred elindeki tüm kulakları bana ver." dediğinde Fred geri geri yürümeye başlamıştı. Angeline asasını çıkardı. "Accio kulak! Accio kulak!" dedikçe her yerden kulaklar geliyordu. "Fred bunları ne zaman aldın?" dedi George. "Aslında bende sadece senin verdiğin vardı. Bende onu örnek alarak bunları ürettim. Eğer annem almasaydı herkese dağıtacaktım. Yanlış anlaşılma olmasın Herkesten kastım yoldaşlığa alınmayanlar." dedi Fred hiçbir şey olmamış gibi. "Onlara gelince alabilirsin. Senin olabilir. Elimde daha iyi şeyler var. Dinlememiz şart değil. Ama eğlenmemiz şart." dedi. "George ! Bu çocuğun eline ne verdin?" diyerek sesini yükseltti Angel. "Hey ben bir şey vermedim." dedi Geoorge ellerini kaldırarak. "Ben kendim ürettim." dedi Fred ve yukarı koşmaya başladı. Diğerleri de gülerek yukarı çıktılar. "Sanırım benim siz küçükken ne hissettiğimi anlıyorsunuzdur." dedi Mrs.Weasley. "Gurur duyuyor olmalısın." dedi George. "Gördüğünüz gibi Mrs.Weasley. 3 tane çocuğa bakmak zor oluyor. " dedi Angelina gözlerini devirerek. Mrs.Weasley güldü.

Ertesi güne neşeyle başlayan çocukların yanı sıra Harry bitkin, yorgun ve perişan bir halde uyanmıştı. Godric's Hallows'ta gördükleri onu umduğundan daha fazla etkilemişti. Belki sık sık rüyasında görüyor olabilirdi ama babasının öldüğü yeri görmek ya da Dursleyler ile birlikte geçirdiği işkenceli zamanları o evde geçirebileceğini bilmek onu epey üzüyordu. Hatta üzmekle kalmıyor içini hırsla dolduruyordu. İntikam hırsıyla. Bu hırsın ona istemediği şeyler yaptırmasından korkmuyor değildi. Ve Voldemort'tan intikam almayı da düşünmüyordu. O'nu direk öldürecekti. Çünkü intikam alınacak bir yanı yoktu. Asla pişman olmayacak, onun için ölen kimse için üzülmeyecekti. Yatakta doğrulup kahvaltıya indi. Mrs.Weasley her şeyi hazırlamıştı ancak Hermione kahvaltı masasında yoktu. "Hermione nerede?" dedi Ron'a bakarak. "Biraz geç uyandı. Dün gece çok geç yattı. Bütün gece kitap okudu. Sanırım bir şeyler buldu" dedi Ron. Hermione mutfağa girdi. "Dün gece bir şey mi buldun Hermione?" dedi Harry. "Bunları sonra konuşsak daha iyi olur." dedi çocuklara bakarak Hermonie. Hugo babasınkini andıran konuşma tarzıyla "Biz kulaklarımızı tıkarız. Siz konuşun" dedi. Hermione iç geçirdi. Bu çocuklarla işleri zordu.

Kahvaltı bitmişti. Çocuklar yukarıda aşağıda konuşulanları merak ediyorlardı. Ancak kulaklarının hepsi gitmişti. Ve kapıya büyü yapılmıştı.

Hermione büyüyü yaptı ve yerine oturdu. "Sanırım ipucu yakaladım." dedi Hermione. "Söyle hadi." dedi Ginny. "Karanlık Lord nasıl yeniden bedene kavuşmuştu hatılıyor musun Harry?" dedi Harry'e bakarak. "Sanırım fazlasıyla net." dedi Harry kafasını sallayarak. "Bana babasının kemiğini, düşmanının -yani senin- kanını ve hizmetkarından aldığı et parçasıyla yeniden oluştuğunu söylemiştin." Harry'nin kafa sallamasıyla onay alan Hermione sözüne devam etti. "Bu büyü bir kez beden verir. İkincisinde ruhun tekrar bedenini bulması gerekir..."

Harry Potter ve Kehanet Yeniden (Harry Potter Devamı #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin