BÖLÜM 6

42 3 0
                                    

Evden çıkarken çantama ne olur ne olmaz diye kitabıda sıkıştırmıştım.
Acaba bir şey bulabilcek miyiz? Diye icim icimi yiyordu. Ya bizim için hüsran olucaktı ya da tam tersi çıkıp ipucuların peşine düşecektik.
Partiye gideceğimiz eve gelince düşüncelerimden ayrılıp yüzüme gülümsememi yerleştirdim. En azından evine gittiğimiz kız da az çok Türkçe bilmesine sevinmedim değil. Evleri gerçekten çok hoştu hem sade hem de şık duruyordu. Değişik tipte ki erkekleri görünce açıkcası bakmamayı tercih ettim pek bana göre değillerdi. Beren durmadan birileriyle tanişmaya çalışıyordu ama sonu hüsranla bitiyordu . Hosuna giden çocuklarla konuşamadığı için en sonunda pes edip yanımıza geldi.

"Yok Yeşim , Fransızca ögrenmek şart oldu. Çıldırıcam yani çocukla bir konuşamadım , yok böyle rezillik."

"Boşver şimdi çocuğu falan , zaten şuanda pek de keyif almıyorum en iyisi biz şu kitapta ki"

Sözümü tamamlayamadan olduğum yerde donup kalmıştım. Yine mi bu kadın? İstanbulda bizi takip eden ortadan kaybolan , peki burda ne işi vardı?

"Yeşim iyi misin?" Demisti Güneş.
Güneş etrafına bakınıyordu ama hicbir şey anlayamıyordu , Berende kısa bir süre sonra fark edince birbirimize dönüp bakmamız bir oldu.

"Güneş şurda duran kadını tanıyor musun?"

"Siyah uzun elbiseli olan mı?"

"Aynen ."

"Tam olarak tanımıyorum ama genelde buralarda olur aynı ortamda bu şekilde bulunduğum oldu , neden ki?"

"Bu kadın bizi İstanbuldayken takip ediyordu da ondan."

"Ciddi misin sen?"

"Hiç olmadığım kadar . Demek ki birileri hala bizi takip ediyor . Hadi şu eve girsek artık hiç fena olmaz."

"Tamamdır hadi."

Eve böyle girdiğimiz için kendimi garip hissediyordum. Resmen evi turluyorduk. Bu evde nerde olabilir ki ? Aslında saklanılcak yer fazlasıyla var ama bizimde o kadar araştıracak ne cesaretimiz ne de zamanımız var.
Umutsuzca hepimiz birbirimize 'Napıcağız?' Bakışları atıyorduk ama elimizden bir şey gelmiyordu. Evin bahçesine tekrardan çıkarken izleniyormuşum gibi hissediyordum.

Beren'in 'Kızlarr' diyip durmasıyla kafamı hemen kaldırıp etrafa bakınmıştım. Yok artıkk! Bugün herkesin bu partiye gelesi mi tuttu nedir ? bu Bize bir isaret mi yoksa tamamen tesadüf mü? Tesadüf kelimesini ağzıma almak pek istemiyordum açıkcası , en son 'bunlar bir tesadüf ' dediğimde başıma gelenleri gayet iyi biliyordum.

"Artık ikinizde bana bir şey söylemeyi düşünüyor musunuz? Yoksa ben meraktan çatlayayım mı?"

"Güneş o adam Eyfel kulesinde ki ."

Güneş de bunu fark edince yüz ifadesi bi anda değişmişti. Sanırım hepimizin aklından aynı şey geçiyordu 'Gitmelimiydik?' Artik bu düşüncemizden yavaş yavaş vazgeçiyorduk çünkü adam bize yaklaşmaya başlamıştı o anda Güneş'in arkadaşıda yanımıza gelmişti.

"Kizlar bu babam sizlerle tanışmak istedi ."

Bu kiz ne diyordu? Ne yani bu adam bu evin sahibi miydi? Çıldırmak üzereyim sanırım. Güneş yakın arkadaşının babasını da mı tanımıyor muydu ? Her şey fazlasıyla karışmaya başlamıştı.Adam bize 'beni takip edin ' diyip isaret etmisti. Bu adama güvenip gidicek miydik? Başka bir şansımız yok sanırım. Umarım şans bize gülerde iyi şeyler olurdu. Ben adamın arkasından yürümeye başlayınca kizlarda mecburen benim arkamdan gelmeye başladılar.
Neden bizi eve doğru götürüyordu ki? Eve girince üst kata çıkmaya başladık , bu adamdan herhangi bir şey öğrenebilcek miydik ? Çok fazla merak ediyordum. Hep birlikte bir odaya girdik ama bu oda diğer odalara nazaran daha karanlık kalıyordu. Adam bizi odaya sokup kendisi dışarı çıktı. Bu neydi şimdi?

GÖKKUŞAĞINDA SAKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin