3* Lea Miller

10 2 0
                                    

-09,10.11.2015-_Göl kenarı_

Ellerini ovuşturarak şöminede ısıtmaya çalıştı kız. Bu akşam için kullanabilecekleri son odunlar kömüre dönmüşlerdi ve bir kaç saate tamamen yok olacaklardı. Kardeşlerini düşündü Lea. Onlar bu soğukla baş edemeyecek kadar şimarıklardı. Hiç paraları olmamıştı, ama ablaları hiç yoktan onları soğuktan korumayı başarmıştı. Ama artık sondu...

Bu odunlar da kendini bıraktığı zaman hiçbir şekilde ısınamayacaklardı. Bu basit bir denklemdi. Bilinmeyenleri ateşti ve işlemde belirtilen başka veri yoktu. Yani x onun için bulunamazdı.

Yavaşça titreyen bacaklarına inat ayağa kalktı ve banyoya ilerledi. Elini yüzünü yıkaması gerekiyordu. Haşa duşa da girmeliydi, ama göl kaynaklı suları bu mevsim buz tutacak kadar soğuk olurdu ve girse bile çıkınca ısına bileceği bir kaynağı da yoktu. Yüzünün önüne gelen yağlı saçları geriye atarak banyo kapısını eliyle itekledi. Biraz soğuk su onu öldürmezdi...

Eline dolan suyu yüzüne çarptı. Ufak parçaları hissediyordu, yanağından çenesine akan ufak buz parçalarını hissediyordu. Fazla akıtmadan musluğu kapattı ve yanağında ki bir dokunuşla yok olacak buzu aldı. Öylede oldu soğuk buz, kızın beyaz ellerinde eriyip kayboldu. Sonra kapı sesi duyuldu, sadece üç kere tekrarlanan 'tık' yankısı. Daha fazla elinde ki buza odaklanmadan yüzünü kuruladı ve banyodan çıkarak kapıya koştu. Kardeşi gelmiş olmalıydı. Onu dışarıda bekletmemeliydi. Sonra huysuzlana bilirdi. Sonunda kapıya ulaştığında on yedi yaşında ki oğlan karşısındaydı. Sol kaşında ki yeni açıldığı belli olan yaradan akan kan oğlanın çenesine ulaşmıştı bile. Lea telaşla Dean' ın yüzüne ulaştırdı elini lakin oğlan ablasını iterek içeri girdi ve tek kelime etmeden odasının kapısını itekledi.

Kavga ettiği için olmalı. Diye düşündü Lea. Yoksa bana böyle davranmaz. Peki bu sefer niye kavga etti?

Lea artık gerçekten yorulmuştu Dean ile uğraşmaktan. Sürekli öğretmenlerden kardeşi yüzünden yüz göz oluyor ve durmadan neden artık okula gitmediği hakkında yalanlar uydurmak zorunda kalıyordu. Çünkü artık Dean' ın velisi kendisiydi ve bunu öğretmenlerin fark etmesinden korkuyordu. Yakında ailesinin neden özel görüşmelere gelmediğini de sorgulayacaklardı ve yalanları bir yerde patlayacaktı. Herkes Bayan Miller' ın öldüğünü, Bay Miller' ın gölde intihar ettiğini öğrenecekti ve çocukları birbirinden ayıracaklardı. Çünkü henüz ailesiz yaşayacak kadar büyük değillerdi ve bunu kimse bilmemeliydi. Derin bir nefes aldı ve kardeşinin odasının kapısına baktı. Onu yalnız mı bırakmalıydı? Yoksa gidip konuşmalı mıydı? Yoo kardeşini yalnız bırakamazdı. Çünkü oğlan kendine zarar vermeye meyilliydi ve düşünceleri ile yalnız kalırsa bir yerde patlak verecekti. O yüzden hızla karşıda ki odaya daldı ve kapıyı çalma gereksinimi bile duymadı.

"İyi misin Dean?" diye sordu naif bir sesle. Oğlan karşısında ki duvara bakarken tepki göstermedi, kız yavaşça kardeşine ilerledi ve elini omzuna koydu. Ama daha değdiremeden oğlan bileğini yakalamış ve kızı kolundan çekerek yatağa düşmesine sebep olmuştu. Büyük ihtimalle ne yaptığının farkında değildi, o yüzden Lea kızmamak için dudaklarını ısırmak zorunda kaldı. Ama kendini tutamadı.

"Senin için buradayım Ben Dean! Beni karşına almaktan vazgeç." Lea ayağa kalkarken oğlan da ayaklanmıştı.

"Bana çocukmuşum gibi bağırmaktan vazgeçtiğin zaman ben de, seni karşıma almaktan vazgeçerim Lea!" genç kız yanağını ısırmaya başlamıştı bilinçsizce. Ufak deri kopupta diliyle buluşunca, oda sözlerini serin havayla buluşturdu.

"Çocuksun ama! Hala her boktan sebep için karşındakinin kim olduğunu bilmeden kavga eden bir çocuksun hem de!" yumruğunu oğlanın göğsüne indirirken sakinleşmek için derin nefesler almak zorunda kalıyordu. Soğuk hava ciğerlerini dolduruyor, sıcak olarak evin duvarları arasında dumana dönüşüyordu.

"Sizin için uğraşıyorum, okulumu bırakıp çalışıyorum! Ama çabalarım boşa çıkıyor. Sen arkasının toplanması gereken bir çocuksun Dean. Sen Ian' dan bile daha çocuksun." Son kez kendisinden daha yapılı olan kardeşinin göğsüne vurdu ve geri çekildi.

"O en azından bana yardımcı olmaya çalışıyor," sonra ise konuşmasına fırsat vermeden odadan çıkıyor ve kendi odasına gidiyor.

Bir süre düşüncelerle boğulmuştu Lea. Neden böyle olduğunu sorup duruyordu kendine. Sonra aklına gelmişti. O ailesini kaybetmiş bir ergendi. Bu tavırları normal olmalıydı. Aksi takdirde kendisine ergenlik geçirebilmesi için zaman verilmemişti. Lea hemen büyümek zorunda bırakılmış bir kız çocuğuydu.

"Lea?" diye seslendi bir ses kapıdan. "Gelebilir miyim Lea?" kız kafasını kapıya çevirerek küçük Ian' a baktı. O da çabuk büyümek zorunda kalmıştı. Henüz kaç yaşındaydı? Beş mi, yedi mi? Yoksa sayamadığı kadar büyük! On iki gibi?

"Gel buraya ufaklık!" diye seslendi kibar bir sesle. Ne zaman gelmişti bu küçük çocuk eve?

"Dean yine konuşmuyor Lea. Korkuyorum," oğlan konuşurken ablasının yanına oturdu ve elini okşamak için saçlarına yerleştirdi. Lea da öyle yaptı. Sevgiye muhtaç bu küçük çocuğun saçlarını okşadı.

"Her zamanki suratsızlığı o. Onu boşver de. Sen ne yaptın okulda söyle bakalım."

"Arkadaşlarım beni sevmiyor. Neden?" diye sordu oğlan. İyice mayışırken. En son ise ablasının sözlerinin ne anlama geldiğini düşünemeyecek kadar uykuluydu.

"Kötü bir şey bebeyim. Kötü ve hiçte senin suçun değil."

Ertesi sabah kahvaltı yapmış, oğlanları zorla okula yollamıştı. Özellikle Dean çok sorun çıkartmış Ian' ın hatrına uzatmamıştı. Hala dünkü sözleri düşünüyor olmalıydı. Bu önemli değildi, çünkü Lea hiçbir kelimesinden pişman değildi. Aksine haklı olduğunu düşünüyordu.

Çantasını alarak ve Dean' ı düşünerek evin kapısına ilerledi. Kapıyı tam aralarken duyulan tık tık sesleri kızı hayrete düşürmüştü. Karşısında kendisinden eksik yanı kalmaz derecede berbat durumda ki kıza bakarak tam sormaya hazırlanıyordu ki karşısında ki kız konuştu.

"Jenn Hale! Bir ay önce kaçırıldım ve kaçmayı başardım. Yardım istemek için buradayım!" dedi kız. Lea ağızı açık bir şekilde kıza bakakalmıştı. İsmi o kadar tanıdıkdı ki. Hayretle eliyle kızı içeriye çağırdı ve Jenn isminde ki kız hiç zaman kaybetmeden içeriye daldı. Lea ise hala isme takılmıştı. Hale...

"Sen Jan' in ikizisin!" diye bağırdı bir anda. Nasıl unuturd bu ismi! Lanet olası kızın yıllarca platonik olarak sevdiği oğlanın ikiz kardeşi karşısındaydı ve o soyismini nereden hatırladığını düşünüyordu.

"Onu tanıyor muydun?" diye sordu şüpheyle. İçinden bu fakir kız bizi nasıl bilir? Diye geçirirken diğer yanı herkes sizi tanıyor. Diyordu. Ortak oldukları şey ise bu düşünceyi sesli dile getirmemekti. Hayatı bu kızın elindeydi neticede.

"Sadece bir arkadaş." diye mırıldandı kız yanakları kızarırken. "Sınıftan."

Aynı sınıfta mıydık? Demek geçti kızın içinden. Ama olaydan kopuyordu. O kaçırılmış bir kızdı ve yakalanmamalıydı.

"Bir süre burada kalmalıyım!" dedi sorar gibi konuşmak istemişti ama sesi emir vaki çıkmıştı. Bu sefer daha kibar "Çok kısa bir süre!" dedi. Lea ise beklemediği bir cevap verip kalmasını istedi. Bu kız ona Jan' i hatırlatıyordu, özellikle mavi gözleri...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SINIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin