birinci bölüm

6.1K 293 221
                                    

"Baba! Anne! Mektubum sonunda geldi!" diye bağırdı Harry heyecanla salona koşarken, elindeki mektubu sağa sola sallıyordu. Kapıyı hızla iterek salona girdiğinde Lily ve Severus şaşkınlıkla oğullarına baktılar. 

Harry'e Hogwarts'ı ilk anlattıklarında ve oraya gitmesi gerekeceğini söylediklerinde aldıkları tepki oldukça olumsuzdu. Harry tabii ki de ailesinin normal ailelerden farklı olduğunu biliyordu. Normal ailelerin evinde bir yumurta kendi kendine pişmez, yırtılan kıyafetler kendi kendini dikmezdi. Yine de bu sırlarını saklayarak normal arkadaşlarıyla normal bir okula gitmekten keyif alıyordu. Büyü yapmak, süpürgeler üzerinde uçmak istemiyordu. 

En azından ailesine böyle söylemişti, şu an ise halinden gayet memnun gözüküyordu. Lily ve Severus birbirlerine şüpheli bakışlar attıktan sonra oğullarının fikrini neyin değiştirdiğini ikisinin de bilmediğini anladılar. Yine de bu ansız gelişmeden mutlu olmuşlardı. Harry'nin Hogwarts hakkında onlar kadar heyecanlı olması, onu zorla göndermek zorunda kalacakları endişesini akıllarından almıştı.

Severus hemen ayağa fırladı ve çelimsiz oğlunu kollarına alıp havada çevirdi, "Senin için çok mutluyum Harry! Ben de benim mektubum gelince bu kadar heyecanlanmıştım!" 

Harry'i kucağına alarak yere oturdu, omzunun üzerinden bakarak, "Hadi açsana!" diye tekrarlamaya başladı. Lily kocasının bu çocukça davranışına bir yandan gülüp bir yandan göz devirerek yanlarına geçti. Harry parlayan gözleriyle kırmızı mühürü açtı ve seslice okumaya başladı.

"Bay H. Snape
Godric's Hallow
HOGWARTS CADICILIK VE BÜYÜCÜLÜK OKULU
Müdür: Albus Dumbledore
(Merlin Nişanı, Büyük Usta, Yüksek Cadı, Baş Sihirbaz, Yüce Başbuğ, Uluslarası Büyücüler Konfed.)
Sayın Bay Snape,
Hogwarts Cadıcılık ve Büyücülük Okulu'nda yerinizin ayrılmış olduğunu size bildirmekten mutluluk duymaktayız. Gerekli kitap ve gereçlerin listesi ilişikte sunulmuştur. Ders yılı 1 Eylül'de başlamaktadır. Baykuşunuzu 31 Temmuz'dan önce göndermenizi dileriz.
Sevgilerimizle,
Minerva McGonagall
Müdür Yardımcısı"

Mektubun son satırı da okununca Severus oğluna bir kez daha sarıldı, Lily ve o yaşaran gözlerini Harry'e belli etmemeye çalışıyorlardı. Daha geçen gün bahçelerinde üç tekerlekli bisikleti üzerinde dönüp şarkı söyleyen küçücük oğullarının şimdi onlardan uzakta bir büyücü okuluna gidecek olması inanılmaz bir histi. Ama karşılarında ışıldayan zümrüt bir çift göz karşısında üzülmeyi göze alamadılar. Fark ettirmeden gözyaşlarını silip sadece anı yaşamaya odaklandılar. Severus odadaki karışık havayı neşelendirmek için canlı sesiyle, "Hemen Diagon Yoluna gitmeliyiz! Eşyalarını önceden alalım, asla bir terslik çıkmamalı. Listeyi de göndermişler değil mi? Bana ver de bir bakayım, bunları eskiden aldığım dükkânlar hâlâ açık mıdır acaba?" 

O kendi kendine mırıldanmaya başlamışken Lily ve Harry birbirlerine bakıp kıkırdadılar.

. . .

"Harry liste sendeydi değil mi?" 

Harry inanamaz gözlerle çevresini incelerken bir yandan da başını sallayıp katlanmış eşya listesini cebinden çıkardı ve babasına uzattı. Severus eline geçen kağıttaki ilk maddeyi sadece ailesinin duyabileceği bir sesle okudu, fazla dikkat çekmek hiçbir zaman hoşuna giden bir şey olmamıştı.

"'Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu, forma, birinci sınıf öğrenciler için gerekli eşyalar: üç takım düz iş cübbesi, siyah. Tamam, bunu nerede bulabileceğimizi biliyorum sanırım. Harry, elimi sıkıca tut ve sakın kaybolma." Oğlunu bir anda çekiştirip kalabalığa girmek üzerineyken Lily elini Severus ve Harry'nin omuzlarına koydu, "Severus sen en iyisi gidip Florean Fortescue'da dondurma ye. Bu kadar telaşla bu iş birkaç yıla anca biter, biz beraber gidip hallederiz. Bir şeye ihtiyacımız olursa seni orada bulmaya çalışacağız o yüzden sakın bir yere ayrılma!" 

Kocasının gözlerindeki hayal kırıklığını görmüştü, bu alışverişi beraber yapacakları için heyecanlı olduğunu da biliyordu. Ama Severus her zamanki gibi işleri zorlaştıracak, endişesiyle aile içinde gerginlik yaratacaktı. Lily, Harry'nin büyücü dünyasında ilk tecrübesinin güzel olmasını istiyordu. Karşısında hâlâ oğlunun elini bırakmayan Severus'a yalvaran bakışlar attı. Severus neden istenmediğini anlayabiliyordu, işleri yavaşlatacağını da biliyordu fakat kendini kötü hissetmekten alıkoyamamıştı. Buruk bir gülümsemeyle başını sallayıp oğlunun elini bıraktı. Harry etrafı dikizlemekte olduğundan bu gelişmeden haberdar değildi, sadece elinin annesine uzatıldığını hissettti. 

Lily, Severus uzaklaşınca dizlerinin üzerine eğilip Harry'nin gözlerine baktı, "Önce cübbeni almak için Madam Malkin'e gideceğiz ama her koşulda elimi tutman lazım, burası çok kalabalık. Anladın mı?" Harry sabırsızca başını salladı, ailesinin ona hâlâ küçük bir çocukmuşçasına davranması gücüne gitmeye başlıyordu. Lily ayağa kalkınca ilk adımını atmaya bile fırsat bulamadan Harry tarafından insan yığınının içine çekildi ve sadece birkaç dakika sonra kontrolü ele alabildi. Zorlukla, oğlunun dikkatinin daha fazla dağılmasına zaman tanımadan, onu 'Madam Malkin'in Her Duruma Göre Cüppeleri' yazan ve sıkış tıkış gözüken bir mağazaya itekledi. İçerisi  o kadar küçük olmasa da mektuplarını yeni almış birsürü Hogwarts öğrencisinin aynı anda kendilerine uygun bir cübbe bulmaya çalışması etrafı boğucu bir havaya sokmuştu.

Annesinin gözleri etrafı tararken Harry'nin yanına sarı saçlı bir çocuk yaklaştı. Harry'den sadece bir iki santim uzundu ve saçları garip bir jel ile taranmıştı. Gümüşe benzeyen gri gözleri her ne kadar korkutucu dursa da gülümsemesi tarafından yumuşatılmışlardı.

"Merhaba, ben Draco. Draco Malfoy. Senin ismin ne?"

Harry bu ani tanışma karşısında kalakalmış olsa da kendini toparlayıp, "Merhaba, ben Harry Snape." deyip gülümsemeyi başarabildi.

"Memnun oldum Harry," dedi Draco Harry'nin elini kavrarken, "Hogwarts'sa ilk senen mi?" Harry başını aşağı yukarı sallayınca çocuğun gülümsemesi arttı, "Benim de! Beraber gezmek ister misin? Annem bana para verdi." Cebine ulaşıp eline aldığı bozuklukları saymaya başlamışken Harry'nin arkasında Lily belirdi. Draco ciddi bir ifade takınıp başını kaldırdı, "Merhaba, ben Malfoy." Büyük birine karşı daha olgun durma çabası karşısında Harry gülümsemeden edemedi. 

"Merhaba Malfoy, ben Harry'nin annesi Lily."

Draco ciddiyetini bozmadan tekrarladı, "Merhaba Bayan Snape. Eğer sorun olmazsa oğlunuzla Dragon Yolunu gezmeyi planlıyorduk." Harry böyle bir plana henüz onayını vermemiş olsa da annesinden uzaklaşıp arkadaşıyla etrafta dolaşma fikrine karşı çıkamazdı. O da arkasına dönüp başını salladı, "Gidebilir miyim?" Lily'nin düşündüğü yüzünden belli oluyordu ama çok işleri olduğu da inkar edilemezdi. Özür dileyen gözlerle oğluna ve yeni arkadaşına baktı ve kibar bir ses tonuyla, "Eminim üçümüz de bunu çok istiyoruzdur ama almamız gereken çok şey var, Malfoy. Bu planınızı daha sonra gerçekleştirmeniz mümkün mü acaba?" Draco'nun hayal kırıklığına uğradığı gözlerinden belli olsa da yüzüne geçirdiği olgunluk maskesini düşürmemeye çalışarak yanıtladı, "Tabii ki Bayan Snape." Ardından yüzünü Harry'e indirdi ve biraz daha gülümseyen bir ifadeyle, "Trende beni bul!" diye fısıldadı. Harry başıyla onayladı ve uzaklaşmaya başlayan arkadaşına el salladı. Daha ilk saatinde yeni biriyle tanışmış olmanın umudu ve neşesiyle annesinin onu bulduğu cübbelere çekiştirmesine izin verdi.

What If?/Harry Potter Fanfiction (güncellemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin