Tam olarak 1 ay olmuştu. Bana kırmızı burun demiyordu. Artık yanımda dolaşmıyordu. Kafamı yavaşça kaldırıp cam kenarında her zaman oturduğu masaya baktım. O gittiğinden beri kalbimdeki yük her geçen gün artıyordu. Annem Chanyeol'un babasıyla ilk defa beni düşünerek ayrılmıştı. Her yağmur yağdığı gün atkımı burnuma çekip şemsiyemi kavrayarak onun yanımda yürüdüğünü düşünürdüm. Hayatım aynı monotonluğuyla devam ediyordu. Sandalyeye oturup masadaki gazeteyi alıp haberlere bakmaya başladım. Köşedeki haberi görünce kalbimden bir parçanın koptuğunu hissetmiştim. "Ünlü iş adamı Park Chanyeol uzun süredir birlikte olduğu sevgilisi oyuncu Gong Seung-yeon ile evlenme kararı aldılar. Düğünlerini tanıdıklar arasında küçük bir şekilde yapacaklarını açıkladılar."
Elimdeki gazeteyi masaya bıraktım. Kapının açılmasıyla içeri bir adam girdi ve elindeki davetyeyi benzeyen kartı bana uzattı ve dışarı çıktı. Elimdeki kartı açtıktan sonra içindekileri okumaya başladım.
"Park Chanyeol~Gong Seung-yeon
Adres......"Kartı masaya koyduktan sonra kalbimdeki yükün git gide daha çok ağırlaştığını. Hissettim. O gittikten sonra kalbimdeki düğüm yavaş yavaş çözülmüştü. Ona olan hislerim kendini geçte olsa belli etmeye başlamıştı. Gözümden düşen yaşları silerek kafamı salladım ve
-Davet edildim ve oraya gitmeliyim.Cebimden çıkardığım telefonla Baekhyun'u aradım.
-Baekiii~
-Ne istiyorsun~~?
-Bir düğün törenine davet edildim ve baya ileri gelen bir ailenin düğünü bana eşlik eder misin~~?
-Hayır dersem ne olur?
-Sormana gerek var mı~~?
-Peki. Ne zaman peki?
-Bu akşam saat 8'de.
-Tamam seni saat 7'de alırım erkenden gideriz.
-Teşekkür ederim Baekii~~.
-Önemli değil Na-Hee~~.
Telefonu kapatınca kafeyi kapatıp eve gittim. Kahverengi büyük dolabımın önüne gelince kapakları yavaşça açtım ve kıyafetlerime bakışmaya başladım. Abiye ya da elbise giymek bana göre değildi bu yüzden dolabın yarısı pantalon , kazak ve tişörtler kaplıyordu. Ancak köşedeki lacivert ve üzeri taşlarla kaplı olan zarif abiye hariç. Annemin doğum günü hediyesi olarak almıştı. Olurda bir davete katılırım diye. Ilk defa anneme minnettar kalmıştım. Abiyeyi dolaptan çıkardıktan sonra dolabın alt kısmındaki gümüş rengindeki ayakkabımı ve aynı renkte olan çantamı çıkardım. Neden bu kadar özen gösterdiğimi bilmiyordum. Belki onu umursamadığımı ve mutlu olduğumu göstermek istiyordum. Evimin karşısında bulunan büyük kuaföre inip saçımı dağınık topuz yaptırdıktan sonra eve çıkıp üstümü değiştirdim. Kapını yanındaki boy aynasına geçip kendimi süzmeye başladım. Çantamdan çıkardığım telefondan saate baktım. Saat çoktan 7 olmuştu. Zamanın yaklaşması beni ne kadar heyecanlandırmıştı. Çalan telefonumla düşüncelerimi bir kenara bakıp telefonu açtım.
-Na-Hee ben geldim.
-Tamam hemen geliyorum.
Davetyeyi çantama koyduktan sonra topuklulara lanet okuyarak aşağı indim. Baek beni görünce yaslandığı arabadan doğruldu ve gözlerini büyüterek bana baktı.
-Bir davet için fazla güzelsin acaba gidip başka birşey mi giysen?-Baek çabuk olalım gideceğimiz yer çok uzak ve trafik olabilir.
Baek kafasını sağa sola sallayıp arabaya bindi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Rain~ \ Park Chanyeol
FanfictionYağmurlu bir günde elimde beyaz şeffaf şemsiyem ile yürüyordum. Bugünü diğer günlerden farkı yanımda dolaşan koca kulaklı çocuktu. ~~~ -Hey sen gerçekten sinir bozucusun Yoda! -Sende öylesin kırmızı burunlu! -Yaa! Bana kırmızı burunlu demeyi kes! -S...