ÇİKOLATA

102 1 0
                                    

Rüzgar hiç olmadığı kadar şiddetli esiyordu o akşam. Fisun alınması gerekenler için bakkal seyit'e gidiyordu.
Şiddetli yağan yağmur nedeniyle sırılsıklam olmuştu kıyafetleri. Bakkal seyit'e vardığında uçarak girdi içeri. Seyit amcanın karısı Kübra hanım vardı kasada. Fisun içtenlikle gülümsedi Kübra hanım'a. Aburcuburların olduğu yere doğru ilerledi. Eline geçen birçok çikolatayı lacivert kabanının ceplerine doldurdu. Kasaya doğru ilerledi ve kasanın önündeki sakızlardan birtane aldı.
"Sanırım bunu alacağım. "

Bakkal seyit'in güvenlik kamerası yoktu. Bu yüzden bu kadar rahat davranıyordu Fisun. Aldığı sakızın parasını Kübra hanım'a vererek bakkaldan ayrıldı. Başını eğerek ilerledi kaldığı garaja doğru. Üşüyenellerini ceplerine soktu ve hızını arttırdı. İçindeki tedirginlik nedeniyle arkasına döndü. Bakkal seyit belki de anlamıştı ?

Çarptığı beden nedeniyle geriye doğru sendeledi Fisun. Kafasını kaldırıp siyah giyimli adama baktı. Adamın yüzündeki yara izleriyle şoka uğrayarak gözlerini pörtletti Fisun.
Adamın yüzü kan içindeydi. Kaşı patlamış, yanağı mosmordu. En önemlisi ise kafasında kocaman bir yara izi vardı. Kanlar hızlı yüzünden akıyordu. Peki ya nasıl dayanıyordu bu adam bu acıya ? Neler gelmişti başından da bu haldeydi ? Fisun bunları düşünürken adam gözlerini kapatıp yere düşücekken Fisun'a tutundu. Fisun hiç düşünmeden adamın koluna girdi ve az ilerideki kaldırım kenarına oturtturdu. Bacaklarını kırarak adamın önünde halk arasında 'semt oturuşu' adı verilen oturuşu yaptı. Başını birleştirdiği bacaklarına yaslayarak biraz yana yatırdı.
Ne yapması gerekiyordu. O adamı bırakması mı ? Yardım etmesi mi ?
Tabi ki de yardım edecekti. Bunun yolunun ne olduğunu düşündü ve çalan telefon sesiyle adamın cebine uzandı. Telefonu eline alarak yeşil tuşu yana kaydırdı ve karşısındaki adamın gözlerine baktı.

Gözleri gece gibiydi adamın...
Dipsiz bir kuyu gibi...
Simsiyahtı..
Sonu yok gibi...

"Olum nerdesin lan. Bir gittin birdaha gelmiyorsun. "
Fisun telefondan gelen sesle irkildi ve gözlerini ayırdı o dipsiz gözlerden. Sesini düzeltmek için yutkundu. "Merhaba. Arkadaşınız şu anda '...' da bulunuyor ve durumu kötü. Sanırım onu almanız gerek. "
Fisun otoriter tuttuğu sesiyle konuşmasını bitirdi ve karşıdan gelen sesli bir küfürle kaşlarını çatıp ekrana baktı. 'Miraç' ardından teledon yüzüne kapandı. Fisun ağızını aralayıp nefesini dışarıya verdi. Yağan yağmur nedeniyle alnınana yapışan kaküllerini eliyle aralayıp karşısındaki adamın yanına oturdu. Adama bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. Elini uzatıp yüzüne yapışan saçlarını yarasının olduğu bölgeden ayırdı. Adamın siyah saçları beyaz tenine zıt bir uyum sağlıyordu. Oldukça yakışıklıydı karşısındaki adam. Birçok kızın hayallerini süsleyen niteliklerdeydi.

Adam başını Fisun'a doğru çevirdi. Gözlerini kıstı ve dolgun dudaklarını aralayıp sesli bir şekilde iç çekti. Başını geriye attı. Fisun adamın yaptığı tüm hareletleri ilgiyle izliyordu. Çebindeki çikolatalardan ikitane çıkardı. Dudağını ısırdı ve adama yandan yandan bakmaya başladı.
Sorsammı diye düşünüyordu Fisun. 'Adam verdiğim çikolatayı istemez ve terslerse ne yaparım' diye düşündü. Tabiki de herzamanki umursamazlığını kullanırdı. Elindeki çikolatanın birtanesini adama doğru uzattı. "İstermisin ?" Daha farklı bir soru bulamamıştı. Ne diyecekti ki. Adam alt dudağının içinde dilini gezdirdi ve yalpalayarak ayağa kalktı. Fisun'a doğru dönedü ve ellerini cebine koyarak başını Fisun'a doğru eğdi. Çok alçakta olduğu için beli de eğilmişti biraz.
Fisun şaşkınca adama bakarken adam sağ elini cebinden hızla çıkarıp Fisun'un elindeki çikolataya tokat attı.

Çikolata yere düşüp yağmurda oluşan su birikintisine girdi. Fisun adamın saçlarından yüzüne damlayan bir su damlasıyla gözlerini kırpıştırdı.

"Senin aptal davranışlarınla uğraşamam küçük aptal kız. "
Adamın sakince söylediği sözle kaşlarını havalandırdı Fisun. Kendisine binlerce kez küfretti. Neden yardım etmişti ki bu adama. 'Bıraksaydım da geberseydi.' diye düşündü Fisun. Adam arkasında duran araba sesiyle bir süre daha kızın koyu mavi gözlerine bakıp yerinde doğruldu. Acıyan sırtıyla yüzünü ekşitip arabaya doğru ilerledi. Fisun şaşkınlık ve kızgınlığın istila ettiği duygularla adamın arabaya binişini izledi. Ve yerinden kalkıp kaldığı yoldan devam etti. Hiç olmamış sayacaktı bu saçma anı. Hayatında yaptığı ilk iyilikti belki bu. Birdaha da yapmazdı.

İyi okumalar

LAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin