Büyük alışverişmerkezindeki, insanlar için küçük ama onlar için büyük eğlence olan market arabasındaydı Fisun. Market arabasına oturmuş bacaklarını sallandırıyordu. Fisun'un çocukluk arkadaşlarından Sarp elindeki üç hazır pizzayla geldi yanına. Hazır pizzaları Fisunun kucağına bıraktı ve market arabasının saplarından tutarak ilerletti arabayı. Market'in içinde onlara deli gözüyle bakan insanları saymadan ilerledi iki yakın arkadaş.
Sarp içeceklerin bulunduğu buzluğun önünde durdu. Elini boya olduğu belli olan sarı kıvırcık saçlarına götürdü ve karıştırdı.
"Hangisini almaliyiz böcek ?" Fisun elini yüzüne yaklaştırıp ince parmaklarıyla çenesini kaşıdı. Başını biraz yana yatırdı ve dolgun ve biçimli olan dudaklarını araladı. "Kesinlikle efes. Ötekilerine paramız yetmez sıpaydi. " dedi ve yüzünü Sarp'a çevirip Sarp'ın kahve gözlerine üzgünce baktı.
"Fakirliğin gözü çıksın böcek. Gidelim hadi. " dedi ve efesleri alarak Fisuna uzattı. Market arabasını kasaya doğru ilerletti ve ücreti ödeyip Fisun'un çıkmasına yardım etti.Sarp hazırladı poşetleri Fisun'a uzatarak tutmasını sağladı. Fisun kaşlarını çatarak poşetleri aldı ve ilerledi iki arkadaş.
"Bırak şu topu sıpaydi. Yine birşey kırıcaksın bak. " Fisun ve Sarp okulun uzun koridorunda duruyorlardı. Sarp elindeki basket topuyla oynuyordu. "Bişey olmaz böcek sakin ol. " Fisun Sarp'ın sözleriyle daha da sinirlenerek Sarp'ın elindeki topu almaya çalıştı. Sarp Erdinç'e pas attı. Erdinç ise atılan pası tutamadı ve top merdivenlerden aşşağı yuvarlanmaya başladı.
"Bak işte gitti top. " Fisun Sarp'a çemkirerek söylediği cümleden sonra hızla aşşağıya inmeye başladı. Bodrum kata yuvarlanan topa yetişmeye çalışıyordu. Sonunda top bir duvara çarpıp durmuş ve Fisun da hızla topu eline almıştı.Bodrum kattaki sonuncu kapıdan gelen bağırış sesleri ile otarafa doğru elerledi Fisun. Çünkü bu ses yakın arkadaşı Coşkun'a aitti.Fisun hiç olmadığı kadar cesur bir şekilde ağır mavi renk demir kapıyı ayağıyla itti. Söz konusu arkadaşları ise hiç birşeyi düşünmezdi Fisun. Gıcırtıyla açılan kapının ardından görünen manzarayla zaten çatık olan kaşları daha fazla çatıldı. Coşkun sınıflardan alındığı belli olan kırem rengi sandalyede bağlı bir şekilde duruyordu.Coşkunun iki tarafta büyük olduğ belli olan çocuklar duruyordu. Arkası dönük olan ve elinde sopa tutan da bir çocuk vardı. Coşkun'un bakışları Fisun'u bulunca panikle söze girdi.
"Hemen git burdan Fisun! HEMEN!!! " Fisun arkadaşı Coşkun'un bağırışıyla daha da cesaretlenip arkası dönük olan çocuğun kafasına elindeki topu sert bir biçimde fırlattı. "Arkadaşımı bırakın. " Fisunun tıslarcasına söylediklerine karşılık arkası dönük olan çocuk hızla Fisun'a döndü. Fisun karşlarını havalandırıp kirpiklerini birkaçkez kırpıştırdı.
Bu o adamdı.
Geçen gece gördüğü gece gözlü adam.Adam hızla Fisun'a doğru adımladı. Aralarında yarım mesafe kala durdu ve ateş saçan gözlerini Fisunun koyu mavi gözlerine dikti. "Eğer şimdi defolmazsan o topu arkadaşına sokarım küçük aptal kız. Sen de bu sa
Hneyi izlersin. " Fisun'un kaşları yeniden çatıldı. 'Bir erkek nasıl olurda bu denli terbiyesizleşir ?' diye düşündü. Küçük ellerini adamın büyük omuzlarına koyarak ittirdi. Adam bir milim oynamasada sinirlenmişti.
"Fisun. Git burdan. " Fisun Coşkun'un bağırışını takmadan karşısındaki adama kötü bakışlarını atmaya devam etti.
"Bak pislik. Ben bu sahnenin sonunu sana söyliyeyim. Siz üç'e bir yaptığınız adaletsiz anlaşmazlığa son verip Coşkun'u bırakıyorsunuz. Biz de Coşkunla beraber buradan gidiyoruz. " Fisun üzerine basa basa söyledi bu cümleleri. Adam daha da sinirlendi ve sağ elindeki sopayı gürültülü bir şekilde yere fırlattı. Fisun çıkan yankılı sesle irkilsede yerinden bir milim oynamadan kararlı bakışlarını adama sunmaya devam etti.Adam sağ elinin parmaklarını Fisun'un saçlarına geçirerek yüzlerini birbirine yaklaştırdı. "Hemen şimdi gitmezsen olacaklara ben karışmam beyinsiz. " Fisun bir süre düşündü. Saçlarının acısına rağmen birşey söylemiyordu. Üç iri yarı adama karşı kendi cılız bedeni fayda etmezdi de. Ama tüm bunlara rağmen Coşkun'u burda bırakmak istemiyordu.
"Hiçbir yere gitmiyorum. " diye bağırdı Fisun.
"Efgan bırakalım gitsinler. Zaten çocuğun durumu kötü. Boyunun ölçüsünü almıştır. " Coşkun'un yanındaki kumral çocuk konuşmuştu. Bu ses tanıdık gelmişti Fisun'a. Çocuk kelimlerinin ardından Coşkun'a eğilip sağ eliyle Coşkun'un çenesini tuttu. "Dimi lan." bu sorudan çok alay içerikliydi.
Fisun içinden çocuğa binletce kez teşekkür edip adının Efgan olduğunu öğrendiği adamın cevabını bekledi.Efgan Fisun'un saçlarını fırlatırcasına bıraktı. Fisun yere sertce düşmesiyle inledi ve gözlerini sıkıca kapattı. Elini başına götürdü ve dirseklerinden destek alarak hafif doğruldu. Gözlerini araladığında Coşkun'un ona bakan yeşil gözleriyle karşılaştı. Coşkun ellerinin çözülmesiyle hızla Fisun'a doğru ilerledi. Yerde duran Fisun'un kollarından tutarak kaldırdı ve sürüklercesine kapıya doğru ilerletti. Fisun birkaç kez düşme tehlikesiyle karşılaşsa da son anda kurtuluyordu. Zemin kata geldiklerinde Coşkun'u durdurdu. "Onların derdi ney Coş ? Şu haline bak. O herifleri geberticem. " Fisun öfkeyle kurdu bu cümleleri. Coşkun ise gözlerini devirdi Fisunun tepkisine. "Birşeyim yok benim böcek. Sen de o adamlara bılaşmıycaksın. Gereken neyse biz erkekler halledicez. "
Fisun daha da sinirlendi. "Ne demek biz erkekler ? Ne zamandan beri beni dışlar oldunuz ?" Coşkun gözlerini Fisun'a dikerek konuştu. "Saçmalama. Dışlamıyoruz seni. Sadece güvende olduğuna emin oluyoruz." Fisun konuşmayı uzatmasada her ikisi de biliyordu.
Fisun da karışacaktı bu olaya.Düzenlenmiştir.
Önceki gibi öğretmen yerine Efgan da öğrenci olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LA
RomanceLA... kısa ve öz tutuyorum bu tanıtımı. Hikaye şu; Bir erkek, bir kız ve kocaman bir aşk. Bildiğiniz serseri kitapları gibi değil. Bambaşka bir kitap.