PALA'NIN YERİ

111 0 0
                                    

Yine gelmişti dört arkadaş taksimdeki o karanlık sokağa. Saat gece iki'yi gösteriyordu. Erdinç ve Sarp karşı karşıya Fisun ise ikisinin çaprazında oturuyordu yerde. Coşkun ayağa kalkmış Sarp'ın annesi Hatice hanımı Sarp'ın bu gecelik onlarda kalması için ikna etmeye çalışıyordu.Üç göz de Coşkunun üzerindeyken Coşkun üzgün bir ifadeyle telefonu kapayıp küçük taşlara oturdu diyer herkes gibi. Üç arkadaş ta üzgünce bakıyorlardı Coşkuna. İlk konuşan Erdinç olmuştu. "Coş, söylesene oğlum ne dedi Hatice anne. "
Coşkun biraz daha yüzünü asıp beline bağladığı kırmızı renk siyah kareleri olan gömleğinin kollarıyla oynadı.

Fisun konuştu bu sefer de "görmüyormusun panter, Coş'un halini. Sence izin vermişmidir Hatice anne ?" dedi. Soru yerine azarlar gibiydi sesi. "Neyse gençler ben kaçar.Valide hanımı bekletmiyeyim daha fazla." Sarp ayaklanmışken Coşkun gülerek konuştu. "Tiplere bak ya. Sizce benim gibi birine hayır der mi Hatice anne ? Tabiki de izin verdi. " üç arkadaş ta homurdansa da sevinmişti bu habere.

Fisun yerinde fırladı ve enerjik bir sesle konuştu.
"Eee. Ne oturuyosunuz o zaman. Gece daha yeni başlıyor. Pala'nın yerine gidelim. "
Coşkun da kolunu Fisunun omuzuna atıp konuştu. "Aynen gençlik eylenelim biraz. " Sarp gülümseyerek kalktı ve kıvırcık olan sarı saçlarını karıştırıp önden ilerledi. Üzerindeki koyu yeşil siyah kareleri olan, kendine bi hayli büyük gelen gömleğini düzeltti. Burnundaki boğa piercingi üzeltti. Kafasını arkaya çevirdi ve hala yerde oturan Erdinç'e baktı. "Yapıştı mk bu. Kaldırın şu malı. " Fisun elini Erdinç'e uzattı ve kaldırdı.

Dört çocukluk arkadaşı Pala'nın yerine gidiyorlardı.
Sarp önde. Coşkun ve Fisun ortada. Erdinç ise sonda.


Fisun bar tezgahının karşısına oturmuş Büşra ile konuşuyordu. Büşra ve Fisun burada çalışırken tanışmışlardı. Fisun bir süre sonra işten ayrılmış ve görüşmez olmuşlardı. Büşra bir süre sonra işine geri dönerek Fisun'u yanlız bırakmıştı. Fisun viskisini yudumlarken etrafı süzüyordu. Her şey aynıydı Pala'nın yerinde. Değişen tek şey kapıdaki güvenlik görevlisi olmuştu sanırım. Fisun elindeki viskisini bitirip ayağa kalktı ve dans eden insanların arasına karıştı. Böyle eylenmeyeli uzun zaman olmuştu. İnsanların arasına girip delicesine dans etmeye başladı Fisun.Bir süre sonra bar sandalyesinde oturmuş kendisini izleyen Efganı görmesiyle dona kaldı.

İçeceğiyle ilgileniyordu Efgan. Aklındaki soruları yanıtlamaya çalışıyordu. Fisun'un ona cesaretle diklenmesini düşünüyordu nedensiz. Gözlerinin derin mavilerini düşünüyordu. Uzun kirpiklerini defalarca kırpmasını. Simsiyah saçlarına rağmen pamuk gibi beyaz olan tenini. Dolgun ve biçimli dudaklarını. Alnına düşen gür keküllerini.
Kokusunu...

Elindeki bardağın kırılmasıyla kendine geldi Efgan. 'O aptal kızı geberteceğim. ' dedi içinden. Kanla kaplanmış elline baktı. 'Bana bunları hissettirdiğin için seni öldüreceğim. ' 'içimde, kimsenin dokunamadığı o yerlere dokunduğun için yaşatmıyacağım seni. ' dedi. Bunlar kendisine verdiği birkaç sözdü aslı olmayan. Gözlerini kapattı sımsıkı. Geriye döndü ve gözlerini açtı.
Fisun oradaydı. Dans ediyordu. Efgan Fisun'u izledi. Neden izlediğini sorsalar birşey diyemezdi. Çünkü o da bilmiyordu sebebini.
Efgan Fisun'un onu görmesiyle ne zaman indirdiğini bilmedi o çelik zırhını giydi üzerine. Söz verdi kendisine.

Birdaha asla indirmeyecekti o çelik zırhı.

İyi okumalar...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 25, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin