Umutların Yıkılışı

10 0 0
                                    

  Yusuf'un bana attığı mesaj beni gerçekten çok üzmüştü. Mesajda "Rabia annemler bizi yanlış anlıyor bundan sonra konuşmayalım üzgünüm :(" yazıyordu. Benim kadar üzgün olamazsın.
  Mesaj atmıştım ama ne zaman çevrimiçi olduğu yazmıyordu. Profiline girdiğimde ikinci bir şokla karşılaşmıştım. BENİ ARKADAŞLIKTAN ÇIKARMIŞTI. Daha önce yaptığı şakalardan biri sanıyordum ama öyle olmadığını birkaç gün geçince anlamıştım.

   Doğum günümden bir gün önceki gece 7R sohbet grubunda herkes benim doğum günüm hakkında bir şeyler söylüyorlardı. Yusuf o sırada konuya hakim olmadan bir mesaj atmıştı. Onun yazdığını görünce hemen gruba girip konuşmaları okumaya başlamıştım Sertaç ise hemen konuyu Yusuf'a anlatmaya başlamıştı.
"Yusuf yarın Rabia'nın doğum günü. Kutlayacak mısın?" Diyerek Yusuf'un konuya giriş yapmasını sağlamıştı. Yusuf'un verdiği cevap beni üzmüştü. "Bilmiyorum sanırım kutlamam." O anda devreye girip "Sertaç söylesene insan değer vermediği birinin doğum gününü neden kutlasın ki?" Demiştim. Elim ayağım titriyordu. İçim içimi kemiriyor "Ya Yusuf cevap vermeden çıkarsa" diyerek kendimi bitiriyordum. Çok geçmeden Yusuf "Ben sadece konuşmayalım dedim. Sana değer vermiyorum ya da seni sevmiyorum gibi bir şey demedim." Demişti. İçime su serptin ya sağol. "Davranışlarından belli oluyor ne yapıp ne hissettiğin teşekkür ederim." Diyip grup sohbetinden ayrılmıştım.

Doğum günüm başlamıştı. Herkes doğum günümü kutluyordu. Tanıdık tanımadık herkes iyi dileklerini sunuyordu; bir kişi dışında. Hiçbir doğum günümde kendimi bu kadar yalnız hissetmemiştim.
Zamanında tek kişilik pasta alıp odamda kutladığım günlerde olmuştu ama o zamanlar öylede mutlu olabiliyordum. Ama sevgi bambaşka bir şeymiş. Hele ki sevdiğin tarafından sevildiğini bilip bilmemek bambaşka.

Doğum günüm gelip geçtikten sonra İkra ile aramız daha samimi olmuştu. Geceleri beraber okey oynayıp zaman geçiriyorduk. Birgün bana "Yusuf'u ve Metehan abiyi çağırsam senin için sorun olur mu?" diye sordu. "Hayır onun için sıkıntı yoksa benim içinde yoktur." dedim. Sonra ikiside bizim masamıza geldi (sanal okey).
Metehan, Yusuf'un anlaştığı ve sevdiği kuzenlerinden biridir. Onlar ikisi ortak oldu biz ikimiz. Yusuf bana taş atıyordu bende Metehan'a.
Saat 21.00ı geçiyordu ve biz son eli kaybetmiştik. Yusuf, İkra ile bana biberon attı ve "Haydi çocuklar uykuya." diye mesaj yazdı. Bu çocuk tam bir sinir. Bende sinirden oyundan çıktım. İkra'da benden hemen sonra çıkmış.

  Böyle böyle İkra sayesinde Yusuf ile okey oynuyorduk. Eğlenceli oluyordu ve dahası mutlu oluyordum.

  Nilüfer ile bu süre zarfında kaydadeğer olmayan bir kavgamız oldu ve Yusuf'a onu sevdiğime dair her şeyi anlatmıştı. Yusuf bana "Sen beni mi seviyorsun?" diye sorular sorduğunda inkar etmiştim ve o da beni engellemişti. Artık her şeyi biliyordu ve ben yerin dibine girsem ondan daha iyiydi.

                            ***
  3 aylık tatil bitmişti ve ben Yusuf'la okey oynamak dışında ne onunla konuşmuştum ne de onu görmüştüm. Onu gerçekten özlemiştim ve görmek için sabırsızlanıyordum.
  Okulun töreninde sunucu olduğum için kürsüye çıktım ve elimdeki kağıtta yazanları teker teker okuyordum. Bir yandan da Yusuf nerde diye bakınıyordum.

  Yeni sınıfımız eski resim atölyesindeydi. Rehberlik servisi ve spor malzemelerinin olduğu koridordaki tek sınıftık ve sınıfımız sadece bize aitti. İlk dersimiz dindi ve ben hala Yusuf neden gelmedi diye düşünüyordum. O sırada Yusuf geldi. Üstünde açık mavi gömlek ve altında lacivert bir pantolon. Bende o gün mavi gömlek giymiştim. İşte aşk bu❤️.

Ben cam kenarı 3. Sırada oturuyordum ve o da benim oturduğum sıranın en arka çaprazına geçmişti. Sırasıyla hocaya kendimizi anlattık. Hoca bizi serbest bırakınca sırtımı cama yaslayıp sınıfa dönük oturdum.
Kafamı ne zaman Yusuf'a çevirsem bana bakıyor oluyordu. Bazen bakışını yere yöneltip gülümsüyor bazende bana bakmaya devam ediyordu. Bende onun yaptığı gibi kafamı biraz eğip gülümsüyordum. Ne yani utanıyorum anlasanıza.

Gel gör ki Betül denen kız Yusuf'a kafayı takmış durumdaydı. Sürekli Yusuf ile uğraşıyor ve Yusuf'un da onunla uğraşmasını sağlıyordu. Ama ben kıskançlıktan kuduruyor ve hiçbir şey yapamıyordum. Yusuf bu durumu fark edince Betül ile daha yakından ilgilenmeye başlamıştı ve ben kafayı yiyordum.
    

                                ***
Türkçe öğretmenimiz bize ilk haftasonu ödevimizi vermişti. 8R facebook grubuna durum olarak ödevin konusunu sormuştum. Teyzemlerde olduğum için yazamayacaktım ama konuyu öğrenmek istemiştim. O sırada biri bana mesaj attı. Kim olduğuna bakmak için telefonu elime aldım ve şok olmuştum.
YUSUF BANA MESAJ ATMIŞTI!
Heyecandan elim ayağım titremişti. Yazdığı mesajı görünce o heyecan tamamen gitmişti. "Türkçe kompozisyon konusu ne" demişti. "Bilmiyorum ki" diye cevap verince tepkisi sert olmuştu: "Öğren o zaman öğrenince bana söyle." Sevdiğimi öğrendiğinden beri ilk konuşmamız buydu fakat bana çok sertti. "Emredersiniz" diyip arkadaşlarımı arayıp konuyu öğrenmeye çalıştım. Öğrenincede direkt Yusuf'a yazdım ve yine verdiği cevap alaycı olmuştu: "Aferin böyle ol." Tabi ben durur muyum? Asla. O an aramızda tartışma başlamıştı. Bana görüldü atınca iş bitmişti.

Telefonu alıp tuvalete gittim ve o an Yusuf'tan mesaj geldiğini gördüm. Mesajı okuduğum an ise çığlık atmıştım. Mesajda "..."

Yine bir mesajla bölümü bitirdim😂 1 yıl aradan sonra okunacağını sanmıyorum ama umarım beğenirsiniz.  Sizce Yusuf mesajda ne yazmıştı? Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum. Yeni bölüm yarın gelecektir🤗

Ölümü Bekleyen Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin