Sevgilim Napıyosun?

14 0 0
                                    

   Yusuf'un bana attığı mesajda "sevgilim napıyosun 😘❤️" yazıyordu. Şok olmuştum. Yusuf'a "Hı?" Diye cevap vermiştim. Ah salak ben. Yusuf'ta "Pardon yanlışlıkla gitti" diyince bende şartenler atmıştı ama sonra sakince düşününce kıskandırma çabası içinde olduğu barizdi.

   Bu seneki sınıf hocamız yine Ayşe Hoca idi ve yine yer değişikliği yapmaya karar vermişti. Beni orta sıranın ikinci sırasına oturtmuştu ve Yusuf'ta bizim sıranın en arka çaprazındaydı. Tahmin edin önünde kim oturuyor.. BETÜL.
Kız sürekli arkasına dönüp Yusuf ile ilgileniyor, gülüyor, Yusuf'a vurup kaçıyor... Sinirden ölüyordum.

 
  Dersimiz boştu ve herkes ayaktaydı. Ben Yusuf'un sırasının yanındaydım Yusuf'ta benim. Yanlış anlamayın denk geldi. Bir anda rehberlik hocası sınıfa girdi ve biz nereyi bulduysak oturduk. O sırada Yusuf'un hareketi dikkatimi çekmişti. Nasuh benim yerimde Yusuf ise Güney'in yerine oturmuş durumdalardı ama Yusuf ile Nasuh bir anda kalktı ve yer değiştirdi. YANİ YUSUF BENİM YERİME OTURMUŞTU.

Bir yandan sıranın üstündeki yazıları okumasın diye dua ederken diğer yandan onun sırasından benim sıramın net bir şekilde göründüğünü fark etmiştim.

                              ***

  Ve bugün günlerden 20.10.2014... yaniii Yusuf'un doğum günü idi. Geçen sene doğum gününü tam olarak doğum gününde öğrenmiştim.
Arka sıralarda doğum günü konusu açılmıştı ve bende Yusuf'a "Senin doğum günün ne zaman?"diye sormuştum. O da bana "bugün"demişti. Ve defalarca sorudan sonra gerçektende o gün olduğuna inanıp doğum gününü kutlamıştım.

İlk defa bugün dar paça siyah kot giymiş, saçlarımı çok güzel düzleştirmiş ve çok azıcık fondöten birazda rimel sürüp evden çıkmıştım.

Sınıfa girdiğimde direkt yerime oturdum ve biraz oyalandım.
İlk teneffüs zili çaldığında Yusuf'u yerinde düşünürken gördüm. Hemen yanına gittim ve omzuna hafifçe dokunup düşüncelerini dağıttım. Bana sorarcasına bakınca "Doğum günün kutlu olsun" diyip gülümsedim. Sanki kimse bugün onun doğum gününü kutlamamıştı. Biraz gülümsedi ve gözleri hemen kısıldı. Bayılıyorum şu duruma. Tam 'teşekkürler' diyeceğini sanıyorken ayağa kalkıp "Allah razı olsun" diyip kahkaha attı. O kahkaha atarken sadece onu izledim ve gülümsedim.

O sırada Betül araya girip "Bugün senin doğum günün mü gerizekalı?"dedi. Yusuf tam bir şey söylemek için ağzını araladığında kaşlarını çattığını fark etmiştim. Yusuf'un bir şey söylemesine izin vermeden "Ona gerizekalı deme hakkı sana nerden geliyor?"diye sordum. Ben kızın yerinde olsam 'sanane' der geçerdim ama o "Arkamda oturuyor ve SAMİMİYİZ. O hak bana burdan geliyor. Dimi bay gerizekalı?"dediğinde sinirden kudurmuştum. "Samimiyeti sen çok yanlış anlamışsın canım ya" diyip ortamı terk etmiştim.

Ben tam sınıf kapısından çıktım ardıma Yusuf çıktı. Hızlı hızlı adım seslerini duyabiliyordum. O sırada tam yanıma yaklaştığında bir şey söylecek sanmıştım ama o omuz atıp benim tökezlememi sağlamıştı. Benim önüme geçip adımlarını yavaşlattı ve arkasına dönüp sinsice gülüp gitti. Bu çocuk gerçekten beni deli ediyor.

                    ***

  Ayşe hoca ve yer değişiklikleri artık çok sıradanlaşmıştı. Beklemediğim bir anda "Rabia, sen Yusuf'un yanına geç."dedi. Ayağa kalkıp "Ben mi?"diye sorduğumda bana net bir şekilde bakıyordu. Bu kadın beni hiç sevmeyecek.
O kadar heyecanlamıştım ki sırtımdaki çantamı aramıştım. Neyseki fazla rezil olmadan Yusuf'un yanına oturdum ama elim ayağım titriyordu. O sırada Aleyna "Ben en önde oturmak istiyorum" diyince birkaç değişiklik daha yapıldı ve Yusuf benim önüme oturmuş, yanımda da Erdem Enes oturuyordu.

Eve giderken Aleynayla baya bir tartıştım ama içimdeki üzüntüyü sinir olarak birinden çıkarmam gerekiyordu. Eve gidip hayal kırıklıklarımı yanıma alıp Yusuf'un bana önerdiği Halil Sezai şarkılarından en beğendiğim "Gece Saçlım"ı açıp dinlemeye başladım. Dinlerken sözleri beni çok etkiliyoru ve derin düşüncelere dalmama sebep oluyordu.

03.11.2014
  Yer değişikliği yapılalı tam 1 hafta olmuştu. Yine Ayşe Hocanın dersindeydik. Sınıfı uzun uzun süzdükten sonra "Yusuf, sen Rabia'nın yanına geç."demişti. Ben şok olmuş bir şekilde hocaya bakıyordum. Bakışlarımı çantasını toplayıp yanıma oturan o yakışıklıya çevirdim. O da bana bakıyor ve susuyordu. Ben bakışlarımı hocaya yöneltince Yusuf'ta aynen öyle yaptı.

  Yusuf ile yan yana oturalı birkaç gün olmuştu ve ders matematikti. Kitabını getirmeyi unuttuğu için boş boş oturuyordu. Kitabı ortaya koyduğumda bana sorarcasına baktı. Bende ona "Selin Hocayı biliyorsun. Sana kızmasını istemem."dedim ve onu böylelikle ikna etmiş oldum.
O saçmalayabildiği kadar saçmalarken ben ona bakıp gülümsüyordum.

  Bu anın büyüsünü bozan elbette birisi olacak değil mi? Evet doğru tahmin ettiniz. Betül bizim arkamızda oturuyordu ve sürekli Yusuf ile uğraşıyordu. Ben kıza laf soktuğumda ise Yusuf  önümüze döndüğümde "kıskandın dimii" yapıp gülüyordu. Ne kadar inkar etsemde gerçek çok belliydi.

Ertesi gün Yusuf'a "Hadi ladese girelim" demiştim. Önce "uğraşamam" dese de sonra "Benim koyduğum şartlarla oynayacağız. Kabul mü?"dediğinde şaşırdım ve şartları sordum. Kağıda "Ben kazanırsam benimle kesinlikle konuşmayacaksın ve beni sevmeyeceksin. Sen kazanırsan sana iyi davranacam."yazmıştı. Okuduğumda resmen yıkılmıştım ve bu yüzümden okunuyordu. Yusuf benim yüzüme bakmaya çalıştığında kağıda bakıp "Kabul felan etmiyorum" diyip kalkıp kağıdı yırttım. Yerime geçerken onun yüzüne baktığımda onunda üzgün olduğunu görmüştüm. Neye üzülüyorsa..

Daha sonra ben tek kelime etmeden öylece oturdum. Betül yine Yusuf ile uğraşmaya çalışıyordu ama bu sefer  Yusuf onu terslemişti. Benim konuşmam için ortam hazırlıyordu fakat ben tek kelime etmiyor, ona bakmıyordum. İstediğide bu değil miydi zaten?

Teknoloji tasarım dersindeydik. Her sıraya bir öğrenci oturuyordu ve bu yüzden sınıfın yarısı bizim sınıftayken diğer yarısı teknoloji tasarım sınıfına gidiyordu. Yusuf'un tayfası ve benim tayfam dışında birkaç kişi daha bizim sınıftaydık.

Yusuf bana "Burada ben oturacağım kalkar mısın?"diye sert bir ses tonuyla konuştu. Ona bakıp "Burası benim sıram ve ben oturacağım."dediğimde yüzünde silik bir gülüş olmuştu. "Hayır burada ben oturacağım."diyince niyetinin beni konuşturmak olduğunu anladım ve kalkıp başka bir sıraya geçtim. Al o sırayı başına çal emi.

Zil çaldı ve herkes okuldan çıkmaya başladı. Ben hergün Yusuf'un gitmesini beklediğim yoldan değilde diğer yoldan gitmeyi tercih etmiştim. Aleyna'da duruma ayak uydurmaya çalışmıştı.

Eve gider gitmez yatağıma fırlayıp ağlamaya başlamıştım. Yusuf'un yazdığı o satırlar aklımdan gitmiyordu. Birden bağırmaya başladım "MADEM BENİ SEVMİYORDUN NEDEN UMUT VERDİN SÖYLESENE!" Cevap gelmiyordu. Yalnızlığımla bir başıma kalıp ağladım.

                           ***

  Lades olayının ardından bir haftasonu geçmişti ve tekrar okula gelmiştik. Zilin çalmasına 8 dakika vardı ve bugün Aleyna ile gelmemiştim. Tam bizim sıraya geçecekken Yusuf'un orada tek başına yere bakıp düşündüğünü gördüm. Bende yan tarafında durup ona baktım.
Düşüncelerinden sıyrıldığını farkettiğim an kafamı yere çevirip baktım. Bu sefer o bana bakıyordu. O anda Aleyna "Kızım sen nerdesin? Seni beklediğimi bilmiyor musun?"diye bana çıkışmıştı. Bende "Sizin zile bastım kimse açmadı bende gelmeyeceğini düşünüp direkt okula geldim."dediğimde bir şey diyemedi ve daha sonra dedikoduya başladık.

Sınıfa geçtiğimizde Yusuf bu duruma daha fazla dayanamamış olacak ki beni dürttü ve "Bir fikrim var."dedi. "Nedir?"diye sorduğumda yine kağıda yazmaya başlamıştı. Kağıtta şöyle yazıyordu "Yine ladese girelim. Sen kazanırsam..."


Ahahha merak edin biraz dimi 😂😂 gerçekten bu bölümü yazarken zorlandım. Sizce Yusuf'un fikri Rabia'yı mutlu edecek midir? Yorumlarınızı bekliyorum 😍

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 05, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölümü Bekleyen Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin