Avcı

44 5 0
                                    

Gecenin zifiri karanlığında, sokağın ortasında bir silüet göründü. Sokaktaki tek sokak lambası loş ve sarı ışığıyla adamın arkasından vuruyor ve upuzun gölgesini önüne düşürüyordu. Adam yakasını kaldırdı. Esen rügar tüylerini diken diken etmişti. Az önce yine yaptığı şeyi düşündü. Neden bunu yapıyorum diye geçirdi içinden. Sonra güldü. Eğleniyordu ya!

Öldürdüğü avın, deri eldivenine bulaşmış kanını, üzerine sildi. Üzerindeki kanın görüntüsü bile deli gibi hoşuna giderken insan avlamaktan nasıl vazgeçebilirdi?

İlerledi yolda, aklına arkasında bıraktığı ölü beden geldi tekrar. Ailesi onu evlerinin önünde ölü bir şekilde bulunca yüzlerindeki ifadeyi görmeyi çok istediği duygusunu engelleyemiyordu. İki sokak ilerideki bara oturdu. Üzerindeki kanı umursayan kimse yoktu. İki bira içti ve oradan kalktı. Yavaş yavaş gün doğmaya başlıyordu. Adamın evinin önüne gitmeyi planlıyordu. O yüzleri görmek istiyordu. Bundan büyük zevk alacaktı.

Köşede adeta pusuya yatmıştı. Evden bir kadınla kızı çıktı. Kızın üzerinde lise forması vardı. İkisi birden adamı görünce önce donup kaldılar, sonra ne yapacaklarını şaşırmış bir halde adamın üzerine atladılar.

Kız çaresizce sarsıyordu babasını. Ağlamaktan ve bağırmaktan nefesi kesiliyordu. Babasının kesilmiş boynunu gördü. Defalarca bıçaklanmış bedenini okşadı. Annesi birden polisi aramaya kalkıştı. Avcı, sanki polisin arandığını anlamış gibi hızlıca uzaklaştı. İçindeki mutluluk tarif edilemezdi. Atakan bir psikopattı. Bunlardan zevk alan bir psikopat.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin