Chapter 2- Immm..Dream??

125 15 17
                                        

HERKESE SELAM! VOTE VE YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM UMARIM DEVAMINI DA HAK EDERİM. TABİ KİDE VOTE FAZLA DİYEMİYECEĞİM FAKAT BUNU NORMAL KARŞILIYORUM ÇÜNKÜ BURADA YAYINLAMAKTA YENİYİM VE HEMEN OKUYUCU BEKLEYEMEM NEYSE BU BÖLÜM +17 VOTE İSTİYORUM VE +10 YORUM İSTİYORUM, HİÇ DEĞİLSE BUNLARI HAK ETTİĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM. BİRAZ KISA OLMUŞ OLABİLİR FAKAT AFFEDİN BÖLÜMLER İLERLEDİKÇE UZUNLUĞUNU DA ÇOĞALTACAM MERAK ETMEYİN. BU BİR GEÇİŞ BÖLÜMÜ GİBİ BİR ŞEY OLSUN. +15 VOTE VE +10 YORUM GELİRSE YENİ BÖLÜMÜ HEMEN YAZMAYA BAŞLARIM. HER NEYSEE SİZİ SEVİYORUM UMARIM BENİ YALNIZ BIRAKMAZSINIZ TEKRARDAN TEŞEKKÜR EDERİM İYİ OKUMALAR!

***

Gözlerimi korkuyla ve hızlı bir şekilde aralayıp yataktan başımı kaldırdım. Harry uzerimde büyük bir etki yaratmıştı, onun içinde olduğu saçma-sapan kabuslar görmek gerekten sinirilerimi bozuyor ve artık çok sevdiğim uyumak eyleminden bile nefret etmemi sağlıyordu. Bu bir haftada her gözerimi kapattığımda o zümrüt ve nefret içeren gözlerini görmem, ondan nefret etmem için güzel bir sebep gibi karşıma sunulmuştu. Derin bir nefes alıp yataktan tamamen kalktım. Artık ne pahasına olursa olsun Ed ile aralarında ne gibi sorunlar yaşandığını öğrenmeliydim, öğrenecektim. İç çamaşırlarım ile birlikte banyoya doğru adımladım. Saate baktığımda saat henüz 7:00'ı gösteriyordu. Ed'in gelmesine hala 3 saat vardı. Okulumu bazı aile için meselelerden dolayı dondurmak zorunda kaldım,ki bu benim de en büyük isteklerimden biriydi de zaten. Anneannemin hediye ettiği Mickey Mouse'lu iç çamaşırlarını bile okula tercih ederdim. Her neyse! Yüzümü iyice yıkayıp dolaptan yüz jelimi çıkardım. İlk başta parmaklarıma sıkıp ardından parmaklarımı yüzüme götürdüm ve her bir yere sürmeye başladım.Aynaya bakıp yüzümde boşuk kalıp kalmadığını kontrol ettiimde her yere gayet iyi sürebildiğimi gördüm, tamam iyi. Yüzümü tekrardan durulamadan beş dakika bekledim ve ardından yüzümdeki jeli iyice yıkamıştım. Havlu ıle de kurulamayı unutmayıp odama geri döndüm. Ed ben Jack ve Milla kahvaltıya çıkacaktık. Orada Harry hakkında konuşamayacağım için arabada konuşmam gerektiğini aklıma not edip dolabımdan birkaç parça kıyafet çıkardım. Beyaz yarım kol ve diz üstünde biten şirin elbisemi üzerime geçirip komidinin üzerinde duran aynı renk hafif topuklu ayakkabımı da giydim. Karşımdaki gri çizgiler ile kaplı boy aynasına baktığımda, vücudumdaki birkaç dövmeler haricinde çok masum görünüyordum. Düzleştiricimi fişe takıp kıvırcık saçlarımı düzleştirmeye başladım. Saat 10'a yaklaşıyordu ve Ed'in hemen geleme olasılığı yüksekti. Saçlarım tamamen düz olmasada güzel, hoş görünüyordu. Düzleştiriciyi fişten çekip kendime son dokuşları da yaptım ve dudaklarıa pembe rujumu sürmeyi de unutmadım elbette. Pembe ruj bir kahvaltı için ideal görünüyordu. Kapının bir-iki kere tıklatılması sonucu çantamı elime alıp 'Giriniz.'' dedim.

**

Ed arabayı çalıştırdığındaıda nefesimi tuttum. Kendimi Harry konusunu açmak için hazırlıyordum. Fakat nereden başlayabileceimi bilmiyordum. 'İyi misin?' başımı ondan tarafa çevirip gülümsedim. 'Evet' aslında iyi değil, biraz telaşlıydım. Bağırmasından korkuyordum çünkü bunu ilk sorduğumda yani iki gün önce barda Harry ile tartıştıkları gün ve Harry'nin bana nefretle bakıp omzuma çarptığı gün bana bayağı bağırmış, gözlerimin dolmasını sağlamıştı. Unutmadan Harry'nin omzuma çarpmadan hemen önce kulağıma fısıldadığı şeyi de hala şimdi olmuş gibi aklımdaydı. 'Seni seçiyorum!'

'All, tanrım iyi görünmüyorsun.' aklımdakileri bir kenara koyup 'Hayır iyiyim, sadece..' dedim ve devamanı getirmek için gözlerine odaklandım. Gri-mavi gözleri devam etmemi beklercesine bir gözlerime bir de kelimelerin çıktığı dudaklarıma odaklanmıştı. 'Sadece ne?' Tamam, peki. 'Harry ile aranızda neler olduğunu bana anlat!' kelimeler ağzımdan hızla çıkmış ve beni şaşırtmıştı. 'Tanrı aşkına! Sana bu konuyu bir daha açmamanı söyledim değil mi!' Arabayı kenara çekip durdurdu ve başını direksiyona yasladı. 'Bu konuyu.lütfen.bir.daha.açma.Allison.' Bana All demek yerine Allison demişti, her kelimenin üstüne basa basa söylemişti ve gözlerimdeki yaşlar tekrar hazır ol komutuna geçmişlerdi. Araba tekrar çalışmaya başladığında gözlerimi parmaklarımdan çekip başımı cama yasladım. 'Lütfen daha fazla bu konu hakkında konuşmayalım, ve onunla sakın ama sakın konuşmaya kalkışma. Hatta ondan uzak dur, onu gördüğün ortamda da olma.....Tamam mı?' Elimi gözlerime götürüp sildim ve ona bakmaya başladım. Konuşurken karşısına bakıyor ve bir an olsun bana dönüp bakmıyordu. 'Tamam mı?' diye sorusunu tekrarladı. Başımı olumlu anlamda salladığıımda bana bakmadığı için görmediğini de düşünrerek 'Tamam.' diye fısıldadım. Başını olumlu anlamda sallayıp 'Güzel.' dedi ve arabayı gideceğimiz yere doğru sürmeye devam etti.

LATERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin