NEDEN BEN?

67 16 5
                                    

2.BÖLÜM

♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️

NEDEN BEN?
BÖLÜM ŞARKISI:gözlerinin yeşilini özledim

♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️

Aynada sonlez kendime bakıp derin bir nefes aldım

bunu yapabilirim

Evet sorduğum sorulara cevap alamazken yeşil gözlü adamıda kaçırmıştım giderken dediği tek şeyse  hazırlan ve aşağıya indi ama tam on beş dakikadır hazırdım lakin inmeye cesaretim yok! zaten ne zaman cesaret denen duygu benimle oldu ki?!

Tekrar derin bir nefes

Aldığım kaçıncı nefes bilmezke aynanın önünden çekilip kapıya ilerledim,

derin bir nefes daha!

Yavaşça kapının kulbunu indirip ,kapıyı kendime çekerek 3 gündür kaldığım bu  odadan ilk defa dışarı çıktım!. Heyacandan titreyen bacaklarımı aldırmadan merdivenleri inmeye başladım. Son basamağı çok şükür indiğimde etrafıma baktım

Siyah ve kırmızı

Gördüğüm oda tamamamıyla bu renklerden oluşuyordu. Benim birbirine çok yakıştırdığım iki reng tüm intişamı ile kaşımdaydı ve

Tek kelime ile müthişti!

"Beğendin mi?" yakından gelen sesle irkildim. gözlerim sesin sahibini ararken, kulaklarım hala sesin etkisindeydi sanki uyuşmuşlardı. Bir insanın sesi bu kadar mı güzel olur?

Yeşil gözler

Gözlerim sesin sahibine ulaştığında durdu ve   öğlece baktım soru soran derin yeşillere "gerçekten güzel" dedim hayranlıkla ve gözlerimi zorla çektin yeşil girdaplardan ve salonu inceledim

"Yemek hazır ve sen yemek zorundasın!" sesindeki emir kipi net ve sertti. 'Bu gün o yemeyi yemden uyuyamassın' der gibiydi ,gözlerim istemsiz kararla parlayan yeşilleri bulduğunda biraz olsun set imajı azalmıştı

neden benim bir bakışım onu yumusatmıştı?

"Hadi hala  orda dikiliyorsun " dedi ısrarcı, Ona sinirlendirmemek adına yavaşça ona doru ilerledim, bakışları üzerimdeydi hissede biliyordum ama gözlerim kesin olarak ona bakmayı reddediyordu, yanına vardığımda gövdesinde olan bakışlarımı yere indirdim. Fayanslarda salonun rengi gibi siyahmış yeni fark ettim. NE TUHAF DEĞİL Mİ AMA!

Çeneme uygulanan yumuşak kuvvetle,kedimi essis yeşilere bakmak zorunda buldum "gözlerini kaçırma gözlerimden bir daha sakın!. " dedi yumuşak bir sesle gülümseyerek

Bana neden bu kadar güzel gülümsüyorsun yeşil gözlü adam?

Annem ve babam bile bana senin baktığın gibi bakmasken sen neden bana böyle şevkatle bakıyorsun?"tamam mı Ceylan?"
dedi cevap bekleyen ısrarcı tonuyla, başımı salladım usulca. Ona nasıl hayır diye bilirdim ki?. Sen korktuğun birine hayır diyip onu kızdırmayın gözü ala bilirmisi?. Ben alamam okadar cesaretim yirmi iki yılık hayatımda hiç olmadı budan sonrada olmaz zaten!

Çenemde ki elini indirip elimi avuçlarının içine hapsettiğinde mutfağa açılan kapı  oldunu tahmin ettihim kapıdan geçtik.
İçeri girdiğimde tahminimin doğru olduğunun anladım. "sen masaya geç, ben yemekleri servis edeyim" ded ve elimle beni masaya nazikçe iteledi, Sorun çıkarmadan sessizce sandalyeyi çekip oturdum, karşımda ki masada servis tabakları hariç herşey vardı çatal bıçak, su dolu bir bardaklar, içi beyaz şarap dolu iki kadeh tam ortada karışık bir çoban salatası ve garnetürler . Ben masa düzenini incelerken bakış açım giren tabak ve elle istemsiz geri çekildim, önüme koyulan yemek tabağında haşlanmış burakoli, müftek ve dometesli spagetti vardı.

Çatal yardımıyla yediğim yemek boyunca sessizlik kara kedi gibi gezmişti etrafımızda, yeşil gözlü adamın bakışları üzerimdeyken kıbırdamadan sessizce istediği gibi yemeğimi yemiştim. Bütün tabak bittiği da geriye boş kirli bir tabak, tıkabasa dolu bir mide ve hala içilmemiş bir kadeh şaraptı. "bak hepsini bitirdin, zor bir şey yokmuş değil mi?" Beklemedik zamanda gelen sesisye Vücudum titrerken derin bir nefes aldım.

Dedikleri karşısında başımı kaldırmadan gözlerimle baktım yeşillere, bu durum sinir bozucuydu, cesur bir kız değildim ve beni bir oyuncak gibi kullanması hoşuma gitmiyordu, Gözlerimi gözlerinden alıp, elimdeki çatalı tabağın yanına bıraktım ve arkama yaslanıp bakışlarımı elime indirdim. Tırnaklarım ne kadarda uzamış öyle! Ne kadar huzursuz edici bir şey değil mi? İçinde kir ve mikrop oluşuyordu, bu nedenle çoğu insanın öldüğünü okumuştum bir kitapta, ismini hatırlamasamda bende bıraktıkları derindi. Ölüm denen sonsuzluk küçüçük nedenlerden ortaya çıkabiliyordu, düşünsenize tırnağınızdaki küçüçük mikrobun sizi öldürdüğünü. Ne saçma ama!

Bakış açıma giren elle, bakışlarım tepemde dikilen yeşil gözlü adama diktim. Elini hadi dergibi sallamasıyla elini tutmadan ayağa kalktım ve ellerim önümde birleştirdim. Elini tutmamı beklemiyor değil mi? Bu çok saçma, neden bir pisikopat çakırdığı kişiye elini uzatır ve ona bu kadar iyi davranır? Ben bu iyi tavırları öz ailemden görmedim, şimdi ismini bile bilmediğim bir yabancıdan görüyordum. Bu tek kelime ile

Şaçma!

Yeşil gözlü adam elini tutmamamı umursamadan sağ elimi avucuna hapsetti ve beni arkasından şürüklenmeye mahrum bıraktı

Bu berbat bir histi! Güçsüz olmak berbat bir histi!. Ona okadar karşı koymak istiyordum ki ama tabikide yapamadım içimde ki anlamsız korku sinirle ortaya çıkan cesaret filizlenirini yok etmişti .yine

Salona geldiğimizde bu oda hakkında düşüncelerimde ne kadar haklı olduğumu bir daha anladım. Bu oda gerçekten güzeldi. "kanepeye otur ve beni bekle" dediğinde sessizce oturdum, bu sayede ellerinden kurtulmuştum, kaferengi gözlerim salonu tararken şömine en çok hoşuma gidedi, yaz ayında olduğumuz için tabikide yanmıyorsu ama gerçekten hoş bir görüntüsü vardı."al bakalım" sesi geldiği tarafa dönüp neden bassettiğine baktım. Kocaman bir kutu vardı elinde. Beyaz renkte kırmızı  kudelelerle bağlanmış kocaman bir kutu. Merak guygusu içimi sararken gözlerim soru sorar bir şekilde baktı yeşillere. Bu neydi? İçinde ne vardı? Bunu neden bana veriyordu?. Yanıma oturum kutuyu sehpaya bıraktı. "hadi aç"
dediğinde kaşlarımı çattım "bunu neden yapıyorsun?" dedim sert çıkarmaya çalışsamda sesim titremişti. Lanet olsun! "bak ceylan soru sormana kızmıyorum ama neden burda olduğuna, benim kim olduğumu yada sana neden burda tuttuğumda ilgili sorular sormanız istemiyorum tamam mı?" dedi ilk defa sert bir sesle, kızmıştı, sinirlenmişti. Bana zarar verirmiydi?,canım yanarmıydı?,korkmalımıydım?
'biraz olsun cesur ol, olamıyorsan rol yap' diyen iç sesimle derin bir nefes aldım haklıydı cesur olmalıydım! Kendimi korumalıydım, karşımda oturan adam normal bir adam değildi ne sınıf arkadaşım, nede bir akrabamdı o beni kaçıran adamdı!. "tamam değil! beni burda tutmaya hakkın yok" dedim fısıltı gibi çıkan sesimle hiç yoktan söyleye bilmiştir. Ben, kendimden bunu beklemezdim!

"Evet yok biliyorum! ama benim yanımda olmanı istiyorum!. O iğrenç hayatı yaşamayı hak etmiyorsun Ceylan, dünyada ki tüm insanlar hak etse bile sen etmiyorsun!" bağırdı Yada hayır kükredi umrumda değil, umrumda olan tek şey benim hayatımı nerden bilmesiydi. Bu kadar güçlü birimiydi ki birin hayatı ile ilgili bilgi edine biliyordu? beni nerden tanıyordu? neden beni yanında istiyordu? bana neden yardım ediyordu? "bana neden yardım ediyorsun? , neden ben?, Dünyada acı çeken binlerce insan varken neden ben?."

♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️
İşte yeni bölüm🎉
Nasıl beğendiniz mi? Yorumlarınızı bekliyorum ve bana armağan edeceğiniz küçük yıldızı✡️:-)
Sizi seviyorum
Ve bu arada herkesin ramazan bayramı mübarek olsun belki bayram günü ne yetişmez yeni bölüm o yüzden şimdi kutluyorum İYİ BAYRAMLAR
E. D.
♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️♦️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 25, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yeşil Gözlü Adam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin