3

327 30 23
                                    

Bazı sözler pek çok şey ifade eder. Bazı bakışlarda. Dudaklar kıpırdamasa da o gözler birçok duyguyu dışarı vurur. Amber hep böyle düşünürdü. Ta ki Harry'le karşılaşana kadar, o donuk bakışlarda hiçbir duyguyu okuyamıyordu. Parmakları dans edercesine tellerde gezerken dudaklarının döktüğü ezgiler bile onu ortaya çıkarmıyordu. Diğer insanlar şarkılardaki sözlee kendini dökerdi ama Harry buna çok sert bir duvar koyuyordu. Böylece karşısındaki duygularını anlamıyordu, sadece sesinin büyüsüne kaptırıyordu.

Amber dakikalar önce o büyüye kapılmıştı. Bunun farkında olduğuna emin olduğu kişinin hiçbir söz söylemeden birkaç saniye ona bakıp sigara içmeye çıkması Amber'ın kendine gelme çabasını başlatmıştı. Lily boşalan biraları tazelemeye giderken peşine takıldı. Edwın'ın mutfağı küçük ama kullanışlıydı. Gri renk dolaplar, eski model koyu yeşil bir buzdolabı ve farklı dillerde ki yemek kitaplarının bulunduğu yuvarlak bir masadan oluşuyordu mutfak. Lily boş şişeleri açtığı dolabın içindeki gizli çöp kutusuna atıp Amber'ın hiç beklemediği bir atiklikle dönerek kuzenini kıskaçları altına aldı.

"Dökül?"

Şoka giren genç kız kekeleyerek cevap verdi. "N-neyi dö-döküleyim?" Lily göz devirerek arkasındaki mermere dayandı. "Harry'le aranızdaki saçma sapan bakışlar?" Amber olayın saçmalığına oflayarak sandalyeye oturdu. "Saçma sapan olamaz;çünkü aramızda bir bakışma yok."derken sesinde olayın diğer karakterine olan gıcıklığı yansımıştı. Lily bunu kaçırmasada kuzenini sıkıştırmamayı tercih ederek konuyu kapadı. Ama Amber biliyordu, şimdi olmasa da daha sonra bu konu yine gündeme gelecekti. O zamana kadar o da Lily gibi susmayı tercih edecekti.

İki kız yeni bira şişelerini alıp salona döndü. Kızlar salona girdiğinde Harry kabanını giyiniyordu. Lily biraları masaya bırakırken,"Gidiyor musun? Daha erkendi ama..."diyerek kısa bir üzgün surat yaptı. Harry saçlarını parmaklarıyla geriye tarayıp Lily'e sarıldı. "Bir dahakine daha çok vakit geçiririz." Lily surat ifadesini sallandırmaya devam etsede onunla vedalaştı.

Amber kurulduğu kanepede köşeye biraz daha çekilerek Harry'nin onu görmeden gitmesini istiyordu. Maalesef ki kuzeni aynı fikirde değildi. Lily aklına gelen hınzırca fikrin doğru olup olmadığını analiz etmeden ortaya döktü. "Yolunun üstüyse Amber'ıda eve bırakır mısın? Yarın dersi erken saatte, ben de büyük ihtimal geç döneceğim bu gece..." Amber kuzeninin saçmalığına daha itiraz etmeden kabul etmiş ve dışarıda beklediğini söyleyerek çıkmıştı.

Sinirle kuzenine bakıp, gözleriyle evde bunun hesabını vereceğini belli ederek çocuklarla vedalaştı. Kot ceketini elbisesinin üzerine geçirip evden çıktı. Harry arabasının içinde ona bakıyordu. Midesine giren kramplarla ilerledi genç kız. Bir yandan da içinden yolun çabucak bitmesi için dua ediyordu.

Amber arabaya bindiğinde Harry'nin radyoyu çoktan açmıştı. Kısık seste bir Amy şarkısı çalıyordu. Dışarının hafif soğuğuna karşı arabanın klimasından gelen sıcak hava dalgası usul usul genç kızın çıplak bacaklarına vuruyordu. Bu Amber'ın biraz olsun gevşemesine yardımcı oldu. Genç kız bazı yerleri kırık tırnaklarına bakarken ağzının içinde gevelercesine teşekkür etti.

"Bir şey mi söledin?"

Genç adam normal zamanlardaki gibi alay etmek yerine gerçekten de kızın ne dediğini anlayamadığı için bu soruyu sormuştu. Amber önüne gelen saçı hızla arkaya atıp genç adama baktı. "Teşekkür ettim. Beni eve bıraktığın için."

Harry sağa şeride dönmeden önce Amber'a bir iki saniye baktı. "Önemli değil. Nasıl olsa oradan geçiyorum." Genç kız şaşırdı. Normalde genç adam onunla ya kaba konuşurdu, ya da onu küçük görür bir tavırla onu kızdıracak kelimeler kullanırdı. Fakat şimdi karşındaki insan...normaldi. Evet, bu doğru bir tabir olur.

Eyes || StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin