Şimdi okula gideceğim gitmesine de benim okul elbiselerim yok ki. Ben bunu düşünürken bir anda telefonuma mesaj geldi babamdan geldiğini düşünüp telefonun ekran kilidini açtım ve her zaman ki gibi yanılmışım mesaj bir numaradandı. Hemen mesajı açıp okudum.
-deniz ben damla canım okul kıyafetlerin dolabın içinde altta kutuda ama acele et ders başlıyacak...
Hemen numarayı kaydedip dolaba yönelip kutuyu açtım. Dizimin üstünde biten okul eteğimin üzerine ise beyaz gömlek giydim. Saçlarımı mısır örüğü yapıp dışarı çıktım. Bir dakika ben okul nerede bilmiyorum ki! Bahçeye çıktım etrafıma baktım ama hiç bir yerede okulu göremedim. İleride bir oğlanın arkasına bakmadan yürüdüğünü gördüm. Okulun yerini bildiğini tahmin edip koşarak ona doğru ilerlemeye başladım. Daha 'bir bakar mısınız' diyemeden kafam onun sert bedenine çarptı.
''Şey özür dilerim'' dedim ama çocuk sırıtıyordu salak! Kafamı kaldırıp çocuğun suratına baktım bir dakika bu çocuk çok yakışıklı. Aman ne diyorum ben ya! Ben salak salak kendinle konuşurken çocuk konuştu. '' Bir şey mi soracaktınız madam?'' dedi. Çocuk çok tatlı ve çok sempatik yaa! ''Şeyy ben okulun nerede olduğunu soracaktım da'' ''Beni takip et'' dedi ve ilerlemeye başladı. Biraz ilerledikten sonra okulun önüne geldik. Çocukla veda ettikten sonra listeden hangi sınıfta olduğuma baktım. Koşarak sınıfın kapısının önüne geldim. Kapıyı çalıp içeriye girdim hoca gülümseyerek ''Merhaba sen yeni öğrenci olmalısın müdür bey bahsetmişti. Kendini tanıt ve istediğin bir yere geç tatlım'' dedi. Bende gülümseyerek '' Peki... Ben Deniz Aydın. '' diyip en arkadaki boş sıraya gecip oturdum. Bir kaç dakika sonra derse yolda çarpıştığım çocuk geldi. Etrafına baktıktan sonra gelip yanıma oturdu. Hoca yoklamayı almaya başladı. '' Kaan Vural'' ''burda'' dedi. İsmide Kaan'mış. ''Deniz Aydın'' ''burda'' çocuk bana manalı manalı bakarken ben hemen gözlerimi kaçırdım. ''Rüzgar Keskin'' dedi hoca ki tam o anda kapı pat diye açıldı. ''burda'' dedi ve yan sıraya geçip oturdu. Bu çocuk ne kadar ukala insan bir özür diler. Öküz resmen! İşte tamda istediğim ders. Matematik! Ben dersi dinlerken kalemim yere düştü bende eğilip onu alacakken gözüm Rüzgar'a kaydı bana bakıp beni süzüyordu. Bide sırıtıyordu acaba yüzümde bir şey mi vardı? Ne bakıyorsun bakışı attım. Öküz sırıtıp yanaklarımı gösterdi. Hemen yanaklarıma ellerimi götürdüm sıcaktan kıpkırmızı olmuştur kesin çünkü yanaklarımı ellediğim de yanıyordu. Hemen telefonumu çıkardım ekrana baktığımda yanaklarım domates gibi olmuştu. O kadar utandım ki kesin daha çok kızarmıştır ya! Utanma Deniz utanma. Öküz Rüzgar kağıda''utanınca yanakların daha çok kızardı'' yazmış daha tam okudum ki bir anda Rüzgar kahkaha patlattı. Herkes ona bakıyordu.'' Hocam dediz bi lavaboya gitsin bence'' dedi salak bende elimi yanaklarıma götürüp hocadan izin aldığım gibi koşarak sınıftan çıktım. Etrafıma biraz bakınca ileride lavabo olduğunu gördüm. Hmen lavaboya girip hemen yüzümü soğuk suyla yıkadım. Aynaya bakınca yanaklarım hafif pembeleşmişti yani en azından domates gibi gezmekten iyidir. Ben aynaya bakmaya devam ederken içeriye birisi girdi. Öküz burası kızlar tuvaleti niye girdi ki şimdi içeriye ''Yaa!! Çık burası kızlar tuvaleti'' diye ciyakladım. Hemen beni belimden tutup kavrayıp kendine çekti. Şimdi kaçacak hiç bir yerim yoktu. Önümde öküz Rüzgar arkamda duvar. Bu öküz bana baktı baktı sonra gözleri dudaklarıma kaydı. Bu çocuk sapıklık yaparken bile çok yakışıklıydı. Ben ne diyorum ya ''Deniz bana matematik çalıştırır mısın?'' Ne diyo bu salak ya ''Ben, ben mi?'' ''evet'' of! of! ''niyeki'' ''benim matemetiğim biraz kötüde seninde dersi dört gözle dinlediğine göre iyi herhalde o yüzden dedim'' Öküz çocuk anlım onun alnına değiyordu. Kalbim adeta yerinden çıkacaktı ''Tamam mı'' dedi öküz ''Ya çalıştırmazsam seni'' ''Öperim'' Ne!!! '' Hayır, öyle bir şey yapamazsın'' dedim ki bana biraz daha yaklaştı ben gözümü kapattım. Hayır lütfen hayır ilk öpücüğümü kaybedemem. Gözümü açtığım da beni bırakıp arkasını dönmüş giderken ''Bu akşam odama gel'' dedi. Ben daha hayır diyemeden diyecektim ki ''Deniz, ben asla senin istemediğin bir şeyi sana yapmam'' dedi ve çekip. Neden şimdi öyle dedi ki? Sınıfa gittiğimde Rüzgar'ın yüzü bir karış asık bana baktı sonra önüne geri döndü bende Kaan'ın yanına geçip oturdum.''Deniz iyimisin?'' ''Neden ki'' dedim ''Rüzgar geldiğinde ateşi çıkmış biraz dedide.'' Ne? Aptal çocuk ''Hımm evet üşütmüşüm biraz'' dedim.
Okul bitti yatakhaneye gidip odama giriş yaptım. Rüzgar acaba bana çok mu kızmıştır. Akşam da yanına gideceğim. Galatasaraylı eşofman altımı giydim. Beyaz askılı badimi giyip üstüne yine Galatasaraylı olan eşofman üstümü giyip önümü kapattım ve aynanın karşısına geçtim. Hemen saçımı toplayıp matematik kitabımı elime alıp odamdan çıktım. Dışarısı da baya soğukmuş. Rüzgar'ın kapısının önünde durup derin bir nefes aldım baya da sıcak oldu ya. Eşofman üstümün önünü açtım ve kapıyı çaldım. Önümde banyodan yeni çıkmış altında havlu saçlarından su damlayan yani çıplak bir öküz beklemiyordum. Böyleyken de çok yakışıklı. Hemen gözlerimi yere çevirip''Ben sonra da gelebilirim?'' dedim. Beni hemen kolumdan kavrayıp içeri çekti. ''Sorun yok. Sen bekle ben üstümü giyinip geliyorum'' dedi ve kapıyı kapatıp beni kolumdan tutup koltuğa oturttu ''sen keyfine bak'' diyip gitti. Öküz kolumu acıttı. Üstüne Galatasaray formalı eşofmanını giyip yanıma geldi. İnanamıyorum Rüzgar'da Galatasaraylıymış. Adamım bee. Ben ne diyorum yaa! ''Bir dakika o üstünde ki orjinal forma mı?'' ''Evet''. İnanmıyorum ben az önce sesli mi düşündüm. Off! Tam bir rezillik. ''Hadi matematik çalışalım'' dedim ki bir kahkaha patlattı.
''Saçmalama'' dedi ''Matematik çalışmayacağız herhalde'' ''Neden ki? Ben onun için geldim'' dedim ve üstüme doğru gelmeye başladı. ''Ben belki seninle başka şeyler konuşmak istiyor olamaz mıyım?'' kolunu duvara koydu ''Ne gibi'' dedim ama demez olaydım keşke bir anda anlamsızca kaşlarını çattı tüm kasları gerildi. Sinirlendiği her halinden belliydi ama neye sinirlendi ki. ''Şe-şey ne-neden sinirlendin şimdi?'' ''Kaan'ın yanına oturmayacaksın! Ve hatta gerekirse yanına 1 santim bile yaklaşmayacaksın!!'' dedi bana bağırarak. ''Bağırma bana!!'' ''Bağırmıyorum anladın mı beni?'' ''Hayır anlamadım. Ya sen kimsin de bana bağırarak emir veriyorsun. Bu benim hayatım ve biliyor musun yaptıklarım seni gram ilgilendirmez'' dedim ve kolundan kurtulup kapıyı açıp odadan çıktım. Odama geldiğimde o kadar sinirliydim ki. Off!! Kitabımı öküzün odasında unuttum. Yatağıma uzandım. İçimden Rüzgar'a saydırırken kapı çaldı. Kesin Rüzgar özür dilemeye filan gelmiştir ama şimdi ben ona gösteririm. Kapıyı açtım. ''Ne var!!??'' dedim ki hasss******...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UKALA ÖKÜZÜM
Teen FictionBabası tarafından yurda bırakılan denizin hikayesi. Hayatı da bir denizi andırıyordu, çok siddetli dalgaları vardı taki onu görene onunla tanışana kadar.