Kapıyı açtığımda tatlı bir Kaan duruyordu. Rüzgar'ın Kaan ile ne gibi bir sorunu olabilirdi ki? Ona zoraki gülümseyip "bir sorun mu var?" dedim. "Yoo bir sorun yok da sana bir şey sormaya geldim." evet manasında kafamı salladım. "Şeyy yarın bir basketbol maçım varda gelirmisin diye sormak istedim." Düşündüm de aslında iyi olur. Hem o öküz Rüzgar'ın yüzünü görmektense Kaan'ın maçına giderim daha iyi. "Tamam olur gelirim saat kaçta" "Okul bittikten sonra başlayacak en alt katta spor salonu var orada olacak maç'' sonra aklına bir şey gelmiş gibi telefonumu elimden alıp bir numara tuşladı ve arama tuşuna bastı sonra odanın içini bir melodi doldurdu. Daha sonra bir şeyler yazdı ve telefonu bana uzatarak "telefon numaramı kaydettim eğer yarın spor salonunu bulamazsan ararsın beni" dedi. Ve el sallayarak kapıyı kapatıp dışarı çıktı. Yatağıma oturup biraz test çözdükten sonra sosyal medya hesaplarımda dolanmaya başladım. Çok geçmeden odaya Damla girdi. Yüzüne baktığım da sinirli olduğunu gördüm. Hemen yatağımdan kalkıp yanına gittim. "Damla canım bir şey mi oldu? Neden bu kadar sinirlisin?" kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı gözleri kızarmıştı. Daha ne olduğunu anlayamadan boynuma sarıldı. Bende saçlarını okşadım. Onu kolundan tutup yatağa götürdüm karşı karşıya oturup bağdaş kurduk. "Hadi anlat bana canım ne oldu?" dedim. Kafasını eğerek konuşmaya başladı. "Furkan onu sınıfta bir kızla gördüm. Çok yakınlardı sonra 'burası sınıf' filan diye bağırdım. Sonra koridora çıkıp merdivenlere ilerledim. Sonra arkama baktım Furkan arkamdaydı. Bana ne dedi biliyor musun 'Ne o kıskandın mı? İstersen senide öpebilirim' ben de yüzüne tokadı geçirip buraya geldim işte." dedi ve sonra gözünden bir damla yaş aktı. "Canım benim üzülme sen. Hem onun aklı başına gelince kendi ayakları ile senden af dilemeye gelecektir. Üzme kendini o salak için" dedim. Damla bahçeye inip yalnız kalmak isteyince kendisine iyi gelebileceğini düşünüp kabul ettim. Tam yatağıma uzanmış dinlenicektim ki bir anda kapı çaldı. Kapıyı açtığımda tabiki de karşımda Rüzgar'ı beklemiyordum. Salak ya ne işi var bunun burada. Zaten onu aptal arkadaşı yüzünden benim arkadaşım üzüldü. "Ne var neden geldin buraya!" dedim. Elindeki kitabı sallayıp yüzüme fırlattı. Resmen benim yüzüme kitabı fırlattı inanamıyorum ya! "Sen ne öküz bi insansın ya hatta ne öküz insansınız. O Damla'yı üzen salak arkadaşına da söyle bundan sonra Damla'yı üzmeye kalkarsa karşısında beni bulur" dedim. Bu sözlerden sonra uzaylı görmüş köylü gibi bana bakmaya başladı. "Kızım ne üzmesi, kim kimi üzmüş lan. Ne oluyor gerçekten hiç bir şey anlamadım. Şu olayı bana anlatıcak mısın?" deyip kaşlarını çattı. Tüm olayı baştan sona anlatıp ne tepki vereceğini merek ettiğim için yüzünü incelemeye başladım. Başka nedeni yok yaniii.
*He he tabiki de öyledir. Yakışıklı olduğu için yüzünü inceliyorum demiyor da.
'Sanane be. Öyle bir şey yok tamam mı? İç ses. Hem seni ne ilgilendirir sussana sen bi.' Ne yani bu mu? Ya çocuğa bak o kadar anlattım sadece sırıtıyor mu. Yeminlen ben bu çocuğu boğarım. Off tamam vurmayın yüzüme boğamıyacağımı biliyorum. "Bu mu yani o kadar anlattım sen sadece sırıtmakla mı yetiniyorsun" dedim ve sinirden çığlık atarak yerimde zıplamaya başladım. Daha ne olduğunu anlamadan yere popomun üstüne düştüm. Rüzgar ayağıma çelme takmıştı. "Adi Rüzgar ahhh seni öldüreceğim." 5 dk sonra Rüzgar'ı odadan kovmayı başarıp bende bahçeye damloşumun yanına indim. Aşağıya indiğimde Damla bankta oturmuş ve bir şeyler düşündüğü belliydi. Biraz konuşup dertleştikten sonra Furkan'ın bize doğru geldiğini gördüm. Hemen ayağa kalkıp konuşmaya başladım.
"Senin ne işin var burada. Hem kıza bağır çağır iğrenç tekliflerde bulun sonradan yanımıza gel. Sen ne yüzsüz biri çıktın ya çabuk git buradan" diyip bağırdım ve ittim. Damla'ya baktığımda kolumu sıkıca tutmuş arkamda saklanarak sessizce ağlıyordu.
"Kızım beni sinir etme buraya insan gibi özür dilemeye geldik şu kızın yaptığına bak!!" Damla kafasını arkamdan çıkarıp şaşkınca Furkan'a baktı. "Ne vardı yani bu kadar şaşırılacak anlamadım. Alt tarafı özür dileyecek yani" bunu sesli bir şekilde de dile getirmiştim. Furkan Damla'yı kolundan tutup kendisine doğru çekti."Bak Damla belkide biliyorsundur ben şimdiye kadar kimseden helede bir kızdan özür dilemedim. Burada Deniz'in karşısında senden özür dilerim." Damla ile aynı anda "OHA" diye bağırdık. Furkan kulaklarını kapatıp yüzünü ekşitti. Damla'nın kulağına eğildim. "Damlacım ben sizi yalnız bırakayım en iyisi. Haa burada bol şanslar" diyip göz kırptım. Odama girip üzerimi değiştirdim. Ve yatağıma girip kendimi uykunun kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UKALA ÖKÜZÜM
Novela JuvenilBabası tarafından yurda bırakılan denizin hikayesi. Hayatı da bir denizi andırıyordu, çok siddetli dalgaları vardı taki onu görene onunla tanışana kadar.