ALMİRA
Karşımda bir çift devrilmiş gözle karşılandım. Özür dilemeye gelmiştim.Beni içeriye davet etti.Adeta bir sinir küpü gibiydi.Bir sürü laf saydı sayıştırdı bende gözlerim dolarak oradan uzaklaştım.Dışarı çıktım .Çok üzgündüm nerede kalacak ve ne yapacaktım.Kendimi birden koskoca ışıklar, kornalar ve bağrışmaların arasında buldum.Evet!Tam bir trafiğin ortasındaydım ve kollarımda bir çift el gördüm beni çekip aldı.Bu Alaz ' ın eliydi.
Ardından ona ne kadar üzgün olduğumu ve utandığımı belirttim . Beni evine götürdü.Sonuçta benim evimin tüm camları kırıktı.Orada kalmak pek mümkün olmazdı.Bana pijamalarından verdi.Ne kadar bol eşofmanlardı bunların içine benden iki tane bile girebilirdi.Bana doğru gülüp sırıttı.Ama bir şey demedim tüm olanlardan kendimi sorumlu tuttuğum için...Daha sonra karnımın ne kadar acıktığını fark ettim.Ve şöyle dedim:''Ben çok acıktım.'' Hafifçe güldü , ''E hadi bakalım mutfağa siz de benim artık patronum olmadığınıza göre yemeği beraber yapalım.''
'' Peki'' dedim üzülerek , sanırım istifa etme konusunda ciddiydi.Aşağı indik Mutfağa vardık.Mutfağı bir erkeğin mutfağına göre fazlaca şirindi.Dolapları pespembeydi.Bir yandan çok beğenmiştim.Hafifçe güldüm. Tek kaşını kaldırarak ''Benden önce burada kirada oturan bir kadınmış.'' dedi.
''Evet Almira Hanım ne yersiniz bakalım?''
''Sanırım istifa ettiğine göre artık Almira Hanım demene gerek yok, Almira diyebilirsin.''
''Peki Almira ne yemek istersin.''
''Domates sosu bol , ketçaplı güzel bir spagetti olabilir.''
''Tamam hadi bakalım , başlayalım.''
Alaz suyu kaynatırken ben domatesleri doğruyordum.Alaz makarnaları suyun içine attı ve haşlamaya başladı.Ben de bu arada maydanozları doğramaya başladım.''Tavalar nerede?'', '' Bak hemen şu ikinci çekmede.''
Tavayı çıkardığımda makarnalar olmuştu.Hemen içine biraz sıvı yağ ,salça ve domates koydum.İyice pişirdim.Makarnayı tabaklara aldık.Üstüne de biraz maydanoz. '' Evet Alaz Bey , yemek hazır , buyrun sofraya.'' 'Artık senin de bana Bey demen tuhaf değil mi Almira?''
''Aaa evet haklısın Alaz ''
Yemeklerimizi yedik ve ardından uyumaya gittik.Tam gözlerimi kapadım derken saçımda bir el hissettim sanırım bu Alaz ' ın eliydi.Bana bu el nedense huzursuzluk veriyordu.Gözlerimi açmadım.Eğer Alaz ise utanır diye korktum.
ALAZ
Acıktığını söylediğinde benim de öğlenden beri yemek yemediğim aklıma geldi. Acıkmıştım. Ne istersin diye sorduğum da, bol domates soslu spagetti dedi. Bizde yapmaya koyulduk. Nasıl olsa patronum değildi artık. Resmi olarak olmasa bile yarın bu işi halledecektim. Haşlanmış suya makarnaları koyarken, Almira domatesleri doğruyordu. Sonra da maydonozları doğradı. Kısa süre sonra bol domates soslu spagetti'miz hazırdı. Bunun yanı sıra, 'Bey, Hanım' sıfatları da gitmişti. İstifa edecektim zaten gerek yoktu. Yemeklerimizi yedikten sonra da uyumaya gittik.
Sabah, kahvaltı hazırlayıp masaya oturduk. Ama, Almira gülüp duruyordu. Ya da şöyle söylemeliyim; bana bakıp bakıp gülüyordu! Ona sormayı kafama not ettim. Ve çayımızı keyifle içtik. "Ben, Mehmet Beyi arayacağım. Şirkette alacakların vardır. Bizi alsın," dedi Almira. Ve Almira'nın da yardımıyla masayı toparlayıp ayakkabılarımızı giydik. Beş dakika sonra Mehmet Bey gelmişti. Bindiğimizde bile Almira bana bakıyor, gülüyordu. Hayırdır inşallah? Açıkçası, rahatsız olmaya başlıyordum. Ne de olsa, hergün herkes bana her dakika bakıp gülmüyordu!
Şirkete vardığımız da, Almira ve ben odaya geçtik. Ama Almira'ya bir telefon geldi. "Efendim Gizem?" dedi yerine otururken. "Tamam, tamam. Geliyorum hemen." deyip alelacele gitti. Bende fırsattan istifade masadan bir A4 alıp istifa dilekçemi yazdım. Bir de masada ki bana özellikle tembih ettiği çerçeveyi kırıp çöpe attım. Ve Almira gelmeden şirketten çıktım. Tabii ki çıkarken eski sevgilisini görmeyi beklemiyordum. Bana ters bir bakış atıp güneş gözlüğünü çıkartıp şirkete girdi. Merakıma yenik düşüp takip etmeye başladım. Uzaktan bakıyordum. Almira odasına gelmişti ve elinde çatık kaşlarla baktığı istifa dilekçem vardı. Yırtıp çöpe attı. Gözlerimi kocaman açtım. Tabii eskisi odaya girince küplere bindi. Bağırışları buraya kadar geliyordu. "Ne işin var senin? Defol!" Eskisi, kollarını tutup duvarla kendi arasında sıkıştırdı. Pek duyamıyordum açıkçası. Fısıldayarak söylüyordu. "Sakın! Eğer, zarar verirsen, seni kendi ellerimle öldürürüm! Güvenlik çağıracağım!" deyip kurtuldu. Telefona gidip birşeyler söyledi. Birkaç dakika sonra güvenlikler geldiler. "Bırakın! Ben kendim giderim!" diyerek tişörtünü düzeltti. Beni görmesin diye geriye yaslandım. Derin bir nefes verip Almira'nın yanına gittim. "Alaz?" dedi şaşkınca. "Neden istifa dilekçemi yırttınız?" Dedim. "Belki işe yaramayacak ama özür dilerim. Herşey aptalcaydı. Kalamaz mısın? Lütfen kal," dedi çaresiz bir ses tonuyla. Gözlerimi birkaç saniye kapayıp açtıktan sonra "Pekâlâ, sanırım kalacağım." dedim. Sevindi ve gülümsedi. "Bu arada sabahtan beri bana bakıp bakıp gülüyorsunuz. Bir sebebi var mı?" Diye sordum tek kaşımı kaldırarak. "Gerçekten bilmiyor musun? Seninle ilgiliydi aslında." Deyince daha çok merak ettim. "Dün gece, yanıma gelip saçlarımı okşadın ya," deyince, "Hayır, hayır. Ben değildim değildim o." dedim.
Bir günde iki bölüm! Yorum çook önemli. Lütfen iyi veya kötü yorum yazın. 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH TOZDAN DÜŞLER
Teen FictionAcı bir kayıptan sonra, işe odaklanmış genç bir kız. İstanbul'a ilk defa gelmiş bir erkek. Patron, asistan ilişkisi olarak mı devam edecek? Yoksa, kelebekler özgür kalacak mı? HERGÜN YENİ BÖLÜM, YAYIMDA!