Cem ile Ceren

Savaş Şimdi Başlıyor

Sabah yine Allah'ın belası bi alarm sesiyle uyandım. Hemen kalkıp sıcak bi duşla kendimi toparladım. Dizim biraz sızlasa da duştan sonra daha iyiydi. Yani en azından artık kanamıyordu. Dün aldığım okul formamı giyerek kapıdan çıktım. Çıkmamla ağzımın açılması bir oldu.

  Karşımda koca koca valizlerle duran ortaokul arkadaşım SILA. Elindeki valizleri önemsemeden hemen boynuna sarıldım. Sonra geri bi adım atıp onu süzdüm. Elindeki valizleri bırakmıştı. Hemen valizlerini içeri aldık. Sonra ilk sorum;

  - Senin burada ne işin var?, oldu.

  İlk önce ben duymamış gibi yapıp etrafta göz gezdirdi. Sonrada bana dönüp;

  - İnan bende bilmiyorum. Sağ olsun babam beni 'iyi bir eğitim' için gönderdi. Bildiğin yurt köşelerine attı beni ya. Biraz akıllanmam mı ne gerekiyormuş öyle dedi. yoksa şirketi sana vermem diyor da başka bir şey demiyor, dedi.

  İnanmıyorum Sıla'nın babası Tahsin amca kızına kıyıp onu yurda mı yerleştirmişti hemde sadece okul için öylemi. Gerçekten Sıla çok heyecan düşkünü bir kızdır ve Tahsin amca bazen Sıla'ya sinirlendiğinde böyle şeylerden bahsederdi. Ama ilk defa bu kadar ileri gitmişti. Hemen ona dönerek;

  - Ne yaptın bu defa?, dedim.

  Küçük masum bakışlarından birini takınarak;

  - Sadece birazcık evden dışarıda dolanmaya çıktım o kadar, dedi.

  İkimiz de birbirimize baktık ve bi kahkaha attık. Daha önce fark etmediğim üstüne baktım. Sonra da ona kendi üstüme baktım. EVEEETTTT!! Aynı okuldaydık. YUPPİİE. O da fark etmiş olacak ki bi kahkaha daha atıp çantalarla okul yolunu başladık. Okul yolunda dedikodusunu yapmadığımız kimse kalmadı herhalde :D Okula vardığımızda zilin çalmasına daha vardı. Ona sınıfını sorduğumda 11-C dedi. O da bana sordu. Ben ise daha bilmiyorum ama inşallah 11-C dir dedim.

  O 2. kata çıktığımızda müdirenin kapısında bekledi ben ise sınıfımı sormak için odaya girdim. O zengin piçi yine gördüm. O da zaten çıkıyomuş.

  "Neden bu kadar çok görüyorum ki onu?" diye kendime sordum. Sonra gözüme onun beni taşıdığı an geldi. Evet çok seksi, yakışıklı ve zengin olabilirdi ama gözümde ukala, zengin züppe bi piçten başka bir şey değildi. 

  NEYSE; Sonra müdire benimle bi şeyler konuştu ama benim aklım hala o züppede olduğu için sadece 11-D sınıfında olduğumu anladım. Odadan çıkıp Sıla'ya dudak büzdüm. 

  - 11-D, dedim.

  O da bana dönüp "aman tenefüsler çuvalamı girdi" gibi teselliler vermeye çalışsa da hiç başarılı olamamıştı. Onun sınıfı müdirenin odasının hemen karşısıydı. Ayrıldık. Bende sınıfımı aradım ve koridorun sonunda ki sınıf olduğunu gördüm. İçeri girdim. Tüm sınıf bana bakıyordu. Bende onları önemsemeden gözümle boş yer aradım. Ama gözüme daha farklı bir şey takılmıştı. O ZENGİN ZÜPPE! Sarışın bi kızla oturmuş bide oynaşıyor. Onlardan gözlerimi aldım ve önlerindeki sıranın boş olduğunu fark ederek oraya oturmak için yürümeye başladım. Daha yolun yarısındayken kapı açıldı. İçeri hoca girmişti. Hocaya dönüp başımı eğdim. Oturmak için tekrar boş sıraya döndüğümde sarışın kız ön tarafa geçmişti. Zengin züppenin yanındaki sıranın başında durdum. Etrafımda belki boş sıra vardır umuduyla baktım. Ama tek boş yer burasıydı. Benim ayakta durduğumu gören hoca;

  - Kızım otursana oraya, dedi.

  Başımı sallayıp oturdum. Hoca derse başlamıştı. Ders:MATEMATİK (oldum olası matematikten nefret ederim çaktırmayın :D) Önüme bi defter açtım. Yazmaya başladım. Sınıftaki herkes gibi Cem de sürekli bana bakıyordu. Belki çömez olduğum için, belkide bi sıkıntı vardı ve hemen bunu çözmem gerekiyordu. Ama ne yalan söyliyeyim Cem'in yakından daha yakışıklı olduğunu fark ettim. Ve nihayet zil çalmıştı. Dersi bunları düşünerek geçirdiğim için hiçbir şey anlamamıştım. Yine de durumum hakkında yararlı düşünceler edinmiştim. (Mesela Cem'in yakından daha yakışıklı olduğu gibi :D) Hala bunları düşünmekte olduğum için etrafımda ne olup bittiğini pek algılayamamıştım. Birden sıramda duran çöp kovasını fark ettim, ve arkamda duran Cem ile sınıf arkadaşlarımın bana attığı kahkahalarını... Afallamıştım. Neye güldüklerini anlayamadım. Birden üstün zekamla arkamda bir şey olabileceğini fark ettim. 

  Kağıtta yazan şey beni çok utandırmıştı.

     "GELDİĞİN YERE GERİ DÖN ÇÖP"

  Kafamda bu kelimeler yankılanıyordu. Burada istenmediğimi anlamıştım artık. İstemsizce gözümdeki sıcak bir göz yaşı kağıdın üstüne düştü. Ama hayır, vazgeçemezdim, asıl savaş şimdi başlıyordu...