1.bölüm

830 63 20
                                    

Kolumda doktorlar kadere boyun eğmiş bir şekilde hücreme götürülüyordum ağlamıyordum ağlamayı uzun zaman önce bırakmıştım doktorarın tuttuğu kollarıma baktım gözlerim bileklerime kaydı kimbilir kaç kere kesmiştim kanlar vücudumu terk edip yere damlarken bile ağlamamştım nasıl düşmüştüm buraya o hergün her dakika gülen yüzüm neden şidmi ifadesizdi kahkahamızın doldurduğu evimiz şimdi neden sessizdi en önemlisi neden burdayım neden diğer leri gibi ailemin yanında değilim neden bu soğuk yerdeyim her yerden çığlSık sesleri geliyor bunları duymak zorunda değilim burada olmak zorunda değilim birisi duysun artık beni kendi içimde kilitli kaldım çıkarın beni

2ay önce

"Kızım kalk hadi okula geç kalacaksın"
Hizmetçili bir evde büyümeme rağmen annem her sabah beni kendi uyandırır onun tatlı sesiyle uyanmak ımmm mükemmel yatağımdan kalkıp banyoya gittim sabah duşu en sevdiğim güzel ve sıcak bir duş alıp odama geri döndüm dolabımın kapağını açıp şöyle bi baktım ne giyeceğim ben milyon tane kıyafetim var ama ne giyeceğimi bilmiyorum
Dizleri hafif yırtık bi kot ve üstüne pembe fakir kol gömleğimi giyindim saçlarımı açık bırakıp hafif bi makyajdan sonra aynaya öpücük atıp odamdan çıktım annem babam  kardeşim masaya oturmuş beni bekliyorlardı
"Günaydın aşklarım" diyip hepsini tek tek öptüm

"Günaydın kızım " dedi babam yoğun iş programından zaman bulup bizimle olmaya çalışan ponçiğim benim
"Günaydın hayatım" evimin meleği annemi de öptüm ve elindeki çikolatalı ekmeği yemeye çalışan bir adet çınarı da öpüpyerime oturdum güzel ve keyifli bir kahvaltıdan sonra evden çıktım  gülerek nerden bileydim eve geri döndüğümde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını
Akşam saat 4gibi eve geri döndüm kapıyı sevinçle açıp içeri girdim

"Ben geld..." sevinçle bağırırken donup kaldım evimiz dağılmıştı herşey darma dağınıktı koşarak salona ilerledim ve gördüğüm manzara karşında kanım dondu annem babam kardeşim yerde kanlar içinde yatıyordu  mutfağın kapısından ses geldi
"Gökben kızım aç kapıyı " dedi yıllardır evinizde çalışan bayan cloei evet yabancı çünkü Amerika da yaşıyoruz ama nefret  gidip kapıyı açtım ve ağlayarak yeri yumrukladım
"Ne oldu burda cloei " hıçkırık larımda boğulurken bayan cloie nin sözlerini duymuyordum İngilizcem bi anda uçup gitmişti anlamıyordum

Kapının dibinde oturup gözlerimi bir noktaya diktim  polisler ve ambulans gelmişti ve tabi amcam ve Yengem ler
Beni alıp evlerine götürmüşler di cenaze vs işlee derken 1 ay geçmişti bile hergün daha çok içime kapanıyordum odamdan çıkmamaya başladım okula gitmedim herşeyden uzaklaştım herşey üstüme geliyordu daha dün onca servetin zeninliğn içinde mutlu bi kızdım ne oldu babam neden öldürdü ailemi evet bende öldüm onlarla nefes alıyor um belki ama yaşayan bi ölüden farkım  yok

Daha o sabah mutlu bi şekilde bıraktım onlrı ben gittikten sonra babamın sevgilisi kapıya dayanmış annem herşeyi öğremmiş ve kavga etmişler zavallı çınar kim bilir ne korkmuştur
Babam bağırmış çağrımş sonra çekmiş vurmuş ikisini de kendinide para pul servet mutluluk getirmiyor çok güçlü görünen ailemiz aslında içten çürümüş ve şimdide çöktü
Kardeşim in  mezar taşına dokunarak düşün düm bunları göz yaşlarımı silerek
"Çok canın yandımı çınar " dedim mezar taşını öperken
"Şimdi seni öpmem gerekirken neden bu soğuk taş" yeniden göz yaşlarım akmaya başlamış tı annenin yanın giderek
"En kötüsüde seni bir daha duymayacak olmam anne  kokunu unutursam be yaparım anne "
Ölmek istiyorum anne yanına gelmek istiyorum hergün gibi bugünde mezar ziyaretimi bitirip eve dönmeye başlamıştım amcamlarda kalıyordum evet beni yanlarına aldılar çünkü yükl ü b servetin sahibiyim şimdi benden kurtulmanın yollarını arıyor lar
Başım önde yürür ken birisi sertçe bana çarptı başında siyah şapkası elinde çanta vardı peşinde polisler çarpmanın etkisiyle göz göze geldik arsızca gülümsedi ağzı kare şeklini alırken
"Çok pardon " dedi ve peşindeki polisle re bakıp koşmaya devam etti gözleri küçük ve çekikti onun o halini görürken haftalar sonra ilk kez yüzümde küçük bi tebessüm oluştu ve yürümeye devam ettim hayat ağır geliyordu hergün daha çok ölmek istiyorum daha çok yok olmak 
Ögün yine mezarlıkta
Eve gittim ağır geliyordu ailem oradayken benim burada olmam ağır geliyordu kardeşimin yaşayacak çok yılları olmasına rağmen bu yaşta ölümle tanışması benim yerim burası değildi evet ruhum onlarlaydı ama bedeninde orada olmak istiyordu odama çıktım kimseye selam bile vermeden defalarca kesmiştim bileklerimi, sinir hapları alıp öldürmeye çalışmıştım kendimi ama hep hayatta kalmıştım lanet olsun ölüm kabul et artık benide yeter bu kadar yaşadığım al benide yanına yatağımın üstündeki bavulu açıp içine baktım bu yeni gelmişti evimden
Eski eşyalarım çerçevede fotoğraflar mutlu anlarım nengüzel gülmüşüz keşke yine gülebilsem bavulunnen altındaki çerçeveyi alıp ön yüzünü çevirdim babamın fotoğrafı ile karşı karşıya kalınca sinirle duvara fırlattım büyük bi gürültüyle yere düştü çerçeve camlardan birini elime alıp bileşime getirdim çok kez yaptım bunu ama hep sıyrıldım bi şekilde ölümden ama bu kez olacaktı Ellerim titreyerek kestim bileklerimi akan kanlara gülerek baktım

"Bekle beni anne ben geliyorum" sonrası karanlık olmuştu bunkez işte ölümü hissediyordum süzülen kanları hissediyorum herbir damla her bir anım gibi terk ediyordu vücudumu mutluyum şimdi elveda dünya elveda

Gözlerimi yine açtım hayır yaşamak istemiyorum artık bileklerimde yine beyaz bandaj istemiyorum artık dayanamıyorum
Yengem odaya girip yanıma geldi

"Ölmedin yine ölüm bile istemiyor seni beyin inadı bu"
Cevap vermedim ona aptal amcamın para avcısı karısı ne klişe değilmi gözlerimi boşluğa dikip durdum öylece

"Delisin sen" diyip çıktı odadan
Deliyim evet kapatın beni hücreye kapatında sizde kurtulun bende

Başınmı geriye yaslayıp gözlerimi kapattım o sırada bazı sesler duydum yandaki yatağa yeni bir hasta geliyordu

"Yine dayak yedin uzay alıştık artık "

Uzaymı Amerika da yaşıyorduk ve lu ana kadar birkaç Türk arkadaşım olmuştu ama tesadüfen hiç karşılaşmamıştım gözlerimi açıp yan tarafa baktım yatakta oturur pozisyonda yüzü yara bere içinde bi çocuk oturuyordu sanki bi kez daha görmüştüm onu türk olmasına rağmen gözleri çekikti yüzündeki yaralar canını yakmamış gibi kocaman gülümsüyordu kimdi bu çocuk kim
Bu kitap benim için gerçekten çok önemli lütfen emeğe saygı için voteleyelim sizi seviyorum❤

akıl hastanesinden kaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin