7

112 11 2
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın^^
İyi okumalar~

Yazarın Ağzından-

Genç adam,kızın söylediklerini duymaması için sessizce söylemişti.Fakat bunu sessiz söylese de kalbinin hızlı çarpmasına engel olamamıştı.Eun Bi'yi küçüklüğünden beri tanıyordu.Ne kadar Eun Bi'nin bundan haberi olmasada..

Jungkook,bunları düşünürken de bir yandan da Eun Bi'yi ne yapması gerektiğini düşünüyordu.Eun Bi'nin yanında evin anahtarı olmadığını bildiği için onu kendi evine götürmeye karar vermişti.Ne kadar Jimin'den dayak yiyeceğini bilsede aklına başka birşey gelmiyordu.

Jungkook'un evine geldiklerinde Eun Bi'yi kucağına alıp içeri girdi.Onu kendi yatağına bıraktıktan sonra bir süre ona baktı ve,

"Ne kadar baş belası olsanda senden uzak duramıyorum,prenses." diye düşündü ve oturma odasına doğru ilerledi.Koltuklardan birine uzandı.Bugün olanları düşünmeye başladı.Bir süre sonra uyuya kalmıştı.Eun Bi'nin şu an evinde olması onun huzurlu uyanmasındaki en büyük sebepti.

Hyun Soo'nun Ağzından-

Ji Ah ile Eun Bi'yi bir saat beklemiştik.Ji Ah her zamanki gibi sakinliğini koruyordu.Fakat ben asla!Neredeyse ağaç olmuştuk.Geç kalacaksan haber ver yani değil mi?

Ne kadar sinirlensemde beklemeye devam ettik.Beklerken canımız sıkıldığı için Ji Ah ile birlikte alışveriş merkezini gezmeye karar vermiştik.Gezerken beğendiğim bir kıyafete rastlamadığım için moralim bozulmuştu.Zaten param olmadığı zaman bir sürü güzel kıyafet bulurum,olduğu zaman dünyayı dolaşsam yine bulamazdım.Bu konuda o yüzden çok şanssızdım.

Ji Ah'a tuvalete gideceğimi söyleyip ilerlemeye başlamıştım ki biriyle çarpıştım.Bu yüzden telefonumu düşürdüğüm için bana çarpana içimden küfürler savuracaktım ki yüzünü görmemle şaşırmam bir oldu.Beni görünce o da şaşırmış olacak ki birkaç saniye sadece bakışmıştık.İçimden Jimin ile çarpıştığıma inanamıyorum diye geçirirken dışardan sadece,

"Özür dilerim.Önüme bakmıyordum.Ayrıca merhaba." dedim.O da gülümseyerek karşılık verdi.

"Sorun değil,sana da merhaba.Nasılsın?Görüşmeyeli güzelleşmişsin sanki." dedi.

Bunu duymamla yanaklarımın kızarması bir oldu.Şu an ne diyeceğimi bilmiyordum.O yüzden sadece gülümsemekle yetinmiştim.Bu sırada Jimin,

"Hyun Soo-ssi,sana birşey sorabilir miyim?Eun Bi'nin nerede olduğunu biliyor musun?" dedi.Bende cevap olarak,

"Bende bilmiyorum.Bir saat önce bizimle buluşması gerekiyordu fakat gelmedi.İşi çıktı galiba." dedim.

Jimin,Eun Bi'yi neden merak ediyor diye düşünmeden edemedim.Arkadaşı felan mıydı acaba?İyice merak etmiştim.

Merakıma yenik düşüp,

"Jimin-ssi,acaba sakıncası yoksa Eun Bi'nin nesi olduğunuzu sorabilir miyim?Yani arkadaşı mısınız?" dedim.O da biraz şaşkın cevap verdi,

"Aa,Eun Bi benden hiç bahsetmedi mi?"

Bende anlamamış bir şekilde hayır anlamında kafa salladım.O da öyle mi der gibi baktı ve,

"Ben Eun Bi hanıma sorarımm bunu sonra!" dedi ve ekledi.

"Ben onun öz ve öz abisi Park Jimin'im."

Ben şok olmuş bir şekilde ona bakıyordum.Eun Bi bir abisi olduğunu-hele ki bu kadar yakışıklı bir abisi olduğunu-nasıl söylemez diye düşündüm. Bunu ona sonra teker teker soracaktım. Ama şuanlık şu konuşmaya devam etmek istiyordum.

Bu sırada telefonuma mesaj geldiği için ona bakmaya son verdim ve telefonuma baktım.

Mesaj Eun Bi'dendi. Mesajında gelemeyeceğini işi çıktığını söylemişti. Bu kızın bizden habersiz ne işi olabilirdi.

Hafif sinirlensem de Jimin'e belli etmemeye çalıştım.Fakat başarılı olamadım. Çünkü mesajı okurken tepkimi düşünmeden vermiştim.

Jimin de merak edip göz ucuyla mesaja bakmaya çalışınca ona da haber vermem gerektiğini anlamıştım.

Jimin'e "Eun Bi'denmiş gelemeyeceğini işi çıktığını(!) söyledi. İçimden bir ses bu kız bir işler çeviriyor diyor." dedim son kısımları duymaması için sessiz söylemiştim.

Jimin biraz düşündükten sonra "O zaman seninle bir yerlere gidelim mi?" dedi göz kırparak. Kalbim çok hızlı çarpmaya başladı. Hafif heyecanlı bir şekilde "Hmmm. Bilmem belki olabilir." dedim.

Sonra aklıma geldi ve "Ji Ah ne olacak? Bari ona haber vereyim." dedim ve Ji Ah'ın beklediği yere ilerledim.

Beni görünce biraz endişeli "Hyun Soo nerdesin? Bir saattir seni bekliyorum. Annem aradı benim gitmem gerek. Haber vermek için seni bekliyordum. Seni de yalnız bırakacağım üzgünüm." dedi.

Ben de "Sorun değil. Ben de Jimin'le karşılaştım. Artık onunla giderim ben de. Sen de dikkat et kendine !" dedim.

O da şaşkın bir şekilde "Ne ! Jimin mi ? Onu nerden gördün ?" dedi.

Ben de Jimin'i bekletmek istemediğim için "Sana sonra detaylıca anlatırım şuan Jimin beni bekliyor. Hadi görüşürüz." dedim. Bir yandan da el sallıyordum.

Ona bakarak yürüdüğüm için ayağım takıldı o sırada Jimin beni tutmuştu ve şuan çok yakın bir pozisyondaydık.

Ben fark edince hafif utanarak kalkmaya çalıştım ama beni belimden tutmaya devam ediyordu. Bu yüzden aynı şekilde durmaya devam ediyorduk.

Gözlerine baktığımda bakışlarındaki derinlik beni içine alıyordu. Birkaç saniye içinde eski haline dönmüştü. Bu arada kendimize çeki düzen vermeye çalışıyorduk.

İlk konuşan Jimin olmuştu "O zaman ... Gidelim mi?" dedi çıkışı göstererek. Ben sadece kafa sallamakla yetinmiştim.

Çıkışa doğru ilerlerken Jimin bir anda bileğimden tutarak hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.

Ne olduğunu anlayamamıştım ama Jimin'in kaskatı kesilmesinden anladığım kadarıyla pekte iyi şeyler olmuyordu.

Jimin'e ne olduğunu sormak istesem de biraz çekindiğim için sormaktan vazgeçmiştim. Beni arabaya kadar sürüklemişti.

Geldiğimizde bileğimi bırakmadan konuştu "Seni görmeleri hiç iyi olmadı."dedi endişeli suratıyla bana bakarken.

Ardından arabaya binmem için kapıyı açtı. Ben bindikten sonra o da binmişti. Arabayı sürmeye başladığında merakım içimi kemiriyordu. Sormak istediğim çok şey vardı ama ben bir tek "Bir sorun mu var?" diyebilmiştim.

---

My Lifesaver::jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin