Eun Bi'nin Ağzından-
Pazartesi sendromum sabah alarmın çalmasıyla başlamıştı.Okula gitmeyi ne kadar sevmesem de arkadaşlarımla en sık orada görüşebildiğim için zor da olsa gitmeye razı olmuştum.Abim hala uyanmadığı için sessizce hazırlandım.Yemek yedim.Ayrıca abime de bırakmayı unutmadım.Montumu giyip kulaklığımı taktım ve yola çıktım.
Okula vardığımda dersin başlaması an meselesiydi.Çünkü alışkanlık olarak son dakikalarda okula gelmek hobim.Ne kadar Hyun Soo bundan hoşlanmasa da.
Dersler aynı sıkıcılığıyla ilerlerken sıra beden dersine gelmişti.Dersin çoğunda hoca bize garip garip hareketler yaptırıyordu.En son hoca bize yere oturtup zor bir hareket yaptırıyordu ki spor salonuna üç meteor düştü.Onları görmemle hareketim yarım kaldı ve yere yapıştım.Ben acıyan yerim için sızlanırken Jungkook yanımda bitti ve,
''İyi misin,prenses?Galiba beni görünce elin ayağın birbirine dolaştı.'' dedi yanıma otururken.Bende tabi tabi der gibi baktım.Abim beni görmezden gelip direk Hyun Soo'nun yanına gitmişti.Bu ikisinin arasında kesin bir şeyler var diye düşünürken Taehyung oppa bizi öksürükle böldü.Ona baktığımızı anlayınca konuşmaya başladı.
''Size iyi eğlenceler çifte kumrular.Ben burada biraz daha kalırsam akıl sağlığımı kaybedeceğim.Ayrıca-'' derken bana baktı ve devam etti.
''Ji Ah nerede?Sizinle aynı sınıfta değil mi?'' diye sordu merakla.Bende sinsi sinsi sırıttım ve,
''Ne o?Yoksa çok mu özledin Ji Ah'yı,Taehyung oppa?'' dedim.O da hiç istifini bozmadan,
''Nereden çıkarttın Eun Bi?Seni de tutabilene aşk olsun.Sizden daha eğlenceli ve kafa dengi bir kere.O yüzden onun yanına gideceğim.Artık yerini söylesen de gitsem!'' dedi.
Bu haline sadece gülmekle yetindim.
''2.kat 11-H sınıfı.''dedim.
''Arkadaşımı kötü emellerine alet edersen ölürsün!'' diye bağırdım arkasını dönüp giderken.Beni umursamamıştı bile.Bende boşverip yanımdaki Jungkook'a döndüm.O da beni izliyor olacak ki göz göze geldik.Bu sırada hoca abimleri farketmişti.Abime kaş göz işaretleriyle anlatmaya çalıştım.Anlamış olacak ki hocanın yanına gitti.Biraz konuştuktan sonra yanımıza geldi.
''Gidiyoruz millet!'' dedi.Ayağa kalktık.Çantalarımızı alıp okuldan çıkarken,
''Nereye gidiyoruz?'' diye sordum.
''Sizi kaçırıyoruz.'' dedi Jungkook şakayla karışık.Bende göz devirmekle yetinmiştim.Aklıma abimin verdiği söz gelmişti.Bende aklıma ilk gelen soruyu abime yönelttim.
''Abi,sen ev alacağım falan diyordun.Ne oldu?Ayrıca işe başlayacağım da demiştin.''dedim.Bu sırada abim biraz düşündü ve,''Bende o konu hakkında konuşacaktım.Bunu bir yere oturup konuşsak iyi olur.''dedi.
Arabaya bindik.Sürücü koltuğuna Jungkook geçmişti.Yanına da abim oturmuştu.Hyun Soo ve ben de arkaya oturmuştuk.Hyun Soo bana biraz yaklaşıp kulağıma,''Bana burada neler olduğunu anlatacak mısın?'' diye sordu.Bende,''Birazdan anlarsın.''dedim ve yol boyunca kimse konuşmadı.Lüks bir kafenin önüne arabayı park ettikten sonra herkes arabadan indi.Cam kenarında boş bir yere oturduk.Jungkook yanıma oturduğu için ona pis pis bakmaya başladım ama abim konuşmaya başlayınca hepimiz ona odaklandık.
''aslında bunu bir iki gün önce söylemeyi planlıyordum ama bazı olaylar buna engel oldu.Jungkook bildiği için sadece size anlatacağım.'' dedi.Merakla söyleyeceği şeyi bekliyorduk.Söylemekte zorlanıyor olacak ki biraz düşündü ve konuşmaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Lifesaver::jjk
Fanfiction@Tüm hakları saklıdır. "Biz neyiz Jungkook? " "Biz ne miyiz? Biz birbirini seven iki insandan daha fazlasıyız. Biz neyiz biliyor musun? Sen benim üzmeye kıyamadığım prensesimsin, bense seni korumak için bir ömür yanında olacak prensinim. Yani kurtar...