Jungkook'un Ağzından-
Eun Bi'nin eve girişini izlerken telefonumun çalmasıyla irkilmiştim.Büyük ihtimal Jimin Hyung arıyordur diye düşünerek telefonu açtım,açtığım gibi çığlık sesi duymam bir olmuştu.Anlamlandıramadığım bir korku beni içine hapsetmişti.Şu an duyduğum çığlık kardeşime mi aitti yoksa ben mi yanlış duyuyordum kestiremiyordum.
Telefon kulağımda hızla arabaya yöneldim ve eve doğru süratle sürmeye başladım.Bu sırada telefondan başka ses gelmemesi beni tedirgin etmişti.Umarım ona kötü birşey olmamıştır diye geçirdim içimden.
Eve vardığımda arabadan indiğim gibi eve doğru koşmaya başladım.Anahtarı cebimden çıkarırken ellerim titriyordu.Birkaç deneme sonrasında kapıyı açmayı başarabilmiştim.
Eve girdiğimde her yer karanlıktı.Bu beni daha çok huzursuz etmişti.Sırayla tüm odalara bakmaya başladım.Bir yandan da "Yoora!" diye sesleniyordum.Ama hiçbir karşılık gelmiyordu.En sonunda tam pes edeceğim sırada bir ağlama sesi duymamla yerime mıhlanmıştım.Sesi duyduğum yere doğru ilerlerken ne olduğunu deli gibi merak ediyordum.Hızla Yoora'nın odasına girdiğimde ışık yanmadığı için ilkten onu fark edememiştim.Biraz daha dikkatli bakınca duvara yaslanmış bir vaziyette yerde oturan Yoora'yı görünce hemen yanına gittim.Beni fark ettiği gibi boynuma atlamıştı.Ağlaması durana kadar aynı şekilde durmaya devam ettik.
Bir süre sonra ağlaması iç çekişlere dönüşünce ondan ayrıldım ve "Ne olduğunu anlatacak mısın?" dedim merakla.Yoora da bunun üzerine burnunu çekerek,
"Çok korktum oppa!" dedi.Bende onu sakinleştirmek adına "Tamam,sakin ol.Geçti ben yanındayım." dedim.Onu oturduğu yerden kaldırıp yatağına oturttum.Oturduktan sonra iç çekişleri arasından "Okuldan eve gelirken biri beni takip etmeye başladı.Ben koşmaya başladığımda o da koşmaya başladı.Sonunda bana yetişti ve bileğimden tuttu.Çok korkmuştum.Koşmaya çalıştım ama çok güçlüydü." derken ağlamaya başladı.Ben o olanları anlatırken kaskatı kesilmiştim.Bunu yapana güzel bir ders vermeliydim.Ben bunları düşünürken Yoora anlatmaya devam etti.
"Beni tuttuktan sonra pis pis sırıtmaya başladı.Birinin benim sesimi duyması için bağırdım ama kimse gelmedi.Adam bana 'Abinin canını yakmam için ilk önce senin canını yakmam lazım.' dedi ve güldü.Ondan kurtulabilmek için bacak arasına vurmak zorunda kaldım.Sonra nefesimin yettiği kadar koştum.Peşimden geliyordu.Seni aramak aklıma geldi ama aradığım da konuşacak halim kalmamıştı.Sonunda eve vardım ama o kapıya vurmaya başlamıştı.Çok korktum ama lütfen yanımdan ayrılma." dedi.Söyledikleri beni paramparça etmişti.Yoora'ya bunu yapanı hemen bulup öldüresiye dövmek istiyordum ama şu an Yoora'yı yalnız bırakamayacağım için hyunglarıma söylemek en iyisi diye düşündüm.Sonra Yoora'yı yatağına yatırdım ve o uyuyana kadar yanında kaldım.Uyuması biraz zaman almıştı fakat sonunda melekler gibi uyumuştu.
Hyun Soo'nun Ağzından-
Kafeden çıktıktan sonra Jimin'de peşimden gelmişti.Yalnız kalmak istediğim için adımlarımı hızlandırdım.Ama Jimin'de benimle yürümek için bana yetişmişti.Sonra yürümeyi bırakıp ona döndüm.
"Peşimden gelme!Yalnız kalmak istiyorum!" dedim ve yürümeye devam ettim.Bu sırada beni kolumdan tuttu ve "Anlatmama izin ver,lütfen!" dediğinde gözlerinden çaresizlik okunuyordu fakat şu an kafa dinlemek ve biraz düşünmek istiyordum.Ancak o zaman onu gönül rahatlığıyla dinleyebilirdim.
Derin bir nefes aldım,kısa bir süreliğine gözlerimi kapattım onu kırmak istemediğim için sakince "Jimin,şu an sadece düşünmek ve sakinleşmek istiyorum.Lütfen sonra konuşalım bunları." dedim.Beni tutan eli yavaşça bıraktığında geri dönme isteğime karşı koyup hızlıca gidebileceğim ilk yere doğru adımladım.Hava karardığı için yolda pek kimse yoktu ve kafa dinlemek için idealdi.
Ellerim cebimde ilerlerken on-onbeş dakikalık bir yürüyüşün ardından evin kapısının önünde durdum.Zile basmakla basmamak arasında kararsız kalmıştım.Ama dertleşmek isteyen yanım ağır bastığı için oyalanmadan zile bastım.Kısa süre içinde kapı açıldı ve karşımda Ji Ah belirdi.Beni görmeyi beklemiyor olacak ki ilkten birşey diyemedi sonra dışarıda olduğumu hatırlayıp beni içeri aldı.
İçeri girdiğimizde Ji Ah beni soru yağmuruna tutmuştu.Bunu bildiğim için ilk başta sakinleşmesini bekledim.Soruları bittiğinde olayı anlatmaya başladım.Beni dikkatle dinliyordu.Anlatmak biraz da olsa iyi gelmişti.Anlatmayı bitirdiğimde Ji Ah biraz düşündü ve sonra "Hmm..Kötü olmuş ama bence onunda geçerli sebepleri vardır yoksa niye öyle birşey yapsın?Sonuçta o da istemiyordu demiştin belki zorunda kalmıştır.Bilemeyiz."dedi.Sonra aklın bir fikir gelmiş gibi "Eun Bi'yi de çağırdım birlikte birşeyler yaparız olur mu?Hem belki biraz kafan dağılır." dedi.Bu fikir benimde hoşuma gitmişti.Uzun zamandır birlikte eğlenceli birşey yapmıyorduk.Hem eğlenir hem de biraz konuşurduk.Zaten Ji Ah'ın anne ve babası iş gezisinde olduğu için evde bir tek biz ve birkaç hizmetçi olacaktı.Hizmetçilerde bir iki saat sonra gideceği için evde rahatça vakit geçirebilirdik.
Ji Ah heyecanla telefonunu eline aldı ve Eun Bi'yi aradı gelmesini söyledikten sonra kısaca fikrimizden bahsetti.Kabul etmiş olacak ki Ji Ah telefonu memnuniyetle kapatmıştı.Ardından Eun Bi gelene kadar film,abur cubur vb şeyler ayarlamaya koyulduk.
- -
![](https://img.wattpad.com/cover/102555416-288-k506485.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Lifesaver::jjk
Fanfiction@Tüm hakları saklıdır. "Biz neyiz Jungkook? " "Biz ne miyiz? Biz birbirini seven iki insandan daha fazlasıyız. Biz neyiz biliyor musun? Sen benim üzmeye kıyamadığım prensesimsin, bense seni korumak için bir ömür yanında olacak prensinim. Yani kurtar...