Hastane odasından ayrıldığında Sinem , Eda'ya durumu idare edeceğini söyledi . Ajansa gelir gelmez Doğan beyle konuşup Eda'nın bir yakınının ağır hasta olduğunu ve aniden gitmesi gerektiğinin , yalanını uydurmuştu . Ardından Eda'yı telefonla arayıp , bir aksilik olmaması için söylediği yalanı anlattı , hemde küçük kızın durumunu sordu .
Duyduklarıyla rahatlayıp bir iç çeken Eda ise duyduğu minnettarlığı arkadaşına anlattı . Bu hayatta hep yalnız dı ve yardım isteyecek kimsesi yoktu . Şimdi ise daha yeni tanıdığı iş arkadaşına bu iyiliğinden dolayı kendini borçlanmış hissediyor du .
Sinem şimdi masasına oturmuş hemen ileride , kendi masasının çaprazında kalan arkadaşının masasına bakıyordu .
Çok uzun zaman olmamıştı O'nu tanıyalı ama , içinde anlamlandıramadığı bir şekilde O 'na karşı bir yakınlık hissediyordu . Bugün ise O ' nun bir sırrını öğrenmiş ve tuhaf bir şekilde patronlarından gizleme isteği Sinem'de merak duygusunu uyandırmıştı. "Neden özellikle Oğuz bey " kendine defalarca bu soruyu sormuştu . Acaba Oğuz Buket'e de mi bir zarar vermişti .
Kafasından geçirdiği kurgularla Oğuz'a daha fazla , nefret duydu . Daha fazlası ne kadar olurdu orası tam bir muamma . Çünkü şu an onun ölümünü zevkle izleyebilecek kadar zaten nefret ediyordu .
Aklına gelen küçük kızla düşüncelerinin yönünü değiştirdi . Şimdi bu küçük kıza annesi işteyken kim bakacaktı .
Sarı bukle bukle saçlar ,yosun yeşili gözler biçimli minik bir burun , ve burunun üzerindeki açık kahverengi çiller . Sinem'in gözleri önüne gelen küçük kızın hayali gülümsemesini sağlamıştı . Hiç bu kadar güzel bir çocuk gördüğünü hatırlamıyor du . Kapının birden açılmasıyla ve karşısında gördüğü siluet le yüzündeki gülümseme anında dondu.
Yarım açılmış kapının arasında , tek eli kapı kolunda olan Oğuz " Sinem hanım tam yarım saattir bekliyorum, sizin iş disiplininden haberiniz yok mu ?" Aslında bu kıza karşı içinde eziklik olsada , nedense anlamlandıramadığı bir şekilde kendisini ona hep agresif davranmaya iten bir yanı vardı ? Sonraları pişman olsada o agresif yanı hep iş başındaydı.
"Affedersiniz biraz dalmışım " bu düşüncesiz davranışına kızan Sinem bir daha işte kafasını başka şeyle meşgul etmemeyi not aldı beyninde . Zümrüt yeşili gözleri Oğuz'un üzerindeyken ayağa kalktı " hemen geliyorum " derken masasından gerekli dosyaları aldı . "İyi olur , bekliyorum " deyip arkasını dönen adamın ardından , sinirle dil çıkarmayı da ihmal etmedi .
İki genç karşılıklı , reklam yüzünü kararlaştırmaya çalışıyorlardı . İlk olarak bir futbolcuda karar kıldılar , sonra vazgeçip bir dizi oyuncusunun olmasında kanaat getirdiler . "Murat Kara " dedi zümrüt yeşili gözler parlayarak. Bu onun en sevdiği oyuncu idi , onunla çalışma ihtimali bile kalbinin hızlanmasına yetmişti .
"Çok sevindin bakıyorum " aşırı tepki verdiğini düşündüğü kıza şaşırarak baktı . İnsanların ünlü tutkunluğuna bir türlü anlam veremiyordu . Onlarda herkes gibi sıradan insanlar , hatta acınası şekilde hayatlarını normal yaşayamayan varlıklardı . Babasının kariyeri dolayısıyla kendiside az çok göz önünde olduğu için bu durumdan nefret ediyordu genç adam .
"En beğendiğim oyuncu olur kendileri , sevinmem gayet doğal " diyen genç kız , kendisine uzaylı gibi bakan Oğuz'a karşı tek kaşını kaldırarak cevap verdi. O'nun bu kendini beğenmiş , ukala tavırlarına fazlasıyla sinir oluyordu .
" İyi o zaman şanslısın , hayranı olduğun kişiyle çalışacaksın bir süre . Herkes senin gibi şanslı değil " derken küçümseyen bir tavır takındı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük oyun
General FictionCehenneminden çıkmak için intikam yolunda bir genç kız . Sonuca ulaşmak için oynadığı oyunlar , peki oyunu yanlış kişiye oynarsa neler olur ?