Gıcık Şey

2.5K 131 27
                                    

"Ne süzüyorsun lan çocuğu? Eniştem duymasın." dedi Aslı. "Ayrıldık onunla ne eniştesi. Ağzına çakarım." dedim hemen. Çocuktan gözlerimi çektim. "Nesini beğendin o çocuğun be? Züppenin teki baksana." Çarpılacak şimdi şu kız!

"Yok ya! Beğenmedim." dedim gözlerimi kaçırarak. Yine o çocuğa bakıyordum. Bir anda yanına "Mert!" diye bağırarak bir kız geldi. Demek Mert di adı. Mert'in boynuna sarıldı. Daha sonra ayrıldılar. Biraz konuştular.

Sonra Mert onu yanağından öptü ve göz kırptı. Züppe işte ne olacak? Diye geçirdim içimden. Hayırdır Melis ne oluyor? Sanane yani. Aslı ile beraber sınıfa gittik. Pelin uyuzu arkadaşlarıyla konuşuyordu.

"Kızlar! Yeni bir elbise aldım. Daha önce kimsede yoktu." dedi mal. Ve telefonundan birşeyler açtı. Resmini açtı herhalde. Hay g*tüm. O elbiseden bende geçen sene vardı. "Gerçekten safsın. O elbiseden Melis'de geçen sene vardı." dedi Aslı. Muck Aslı. "Ne?" neredeyse ağlayacaktı. Sınıftan hışımla çıktı. Aslı ile gülmedik anırdık!
***
Oh my god! O meteor bizim sınıftaydı. Ve benimle oturuyordu. Beni mi buldun be? "Merhaba." dedi sinir bir sırıtışla. O otuziki dişini pense ile sökeceğim.

"Merhaba." dedim soğuk bir şekilde. "Çok soğuksun sen ya." dedi. "Seni ilgilendirmez." deyip lafı yapıştırdım. "Asabinin tekisin. Her kız gibi gıcıksın." dedi ve beni süzdü. "Beğenemediysen başkasını bul o zaman! Züppe." dedim sinirle. "Uyuz!" "Gerizekalı!" "Asabi şeytan!" "Egoist!" "Hah! Bana diyene bak." dedi. "Bana bak, ağzına var ya senin..." ne desem? "Evet ağzıma. Ne yaparsın?" dedi mal.

"Ağzına biber sürerim!" dedim. Kahkaha attı. "Hahaha. Çok korktum." "Kes sesini be!" dedim ve önüme döndüm. "Sevgiline sabırlar diliyorum. Yazık çocuğa." dedi. "Maalesef öyle biri yok!" dedim. "Zaten seni kim alır?" "Vallahi billahi seni gebertirim." dedim sesimi yükselterek. "Hadi. Denesene." "Bak kaşınma!"

"Korkum vardı." dedi alay eder gibi. Göğsünden hızla ittirdim. Bana gözlerini kısıp sinirle baktı. Bende öyle. Karnıma yumruk attı. "Hayvan! Kızlara el kalkmaz." dedim karnımı tutarken. "Yok öyle dünya. Ne özelliğiniz var?"

Şimdi bir vurarım görürsün özelliği. Suratına yumruğumu geçirdim. Gitti meteor. Ne yaptım ben? "Çocuklar. Kendinize gelin." dedi bir ses. Baktım. Öğretmen gelmişti. Bütün sınıf bize bakıyordu.

Ne bakıyorsunuz? Açıkta bir yer mi var? Herkes yerine oturdu. Hoca gelince ayağa kalkmış olmalılar. Sinirle Mert'e bakıp, sıramı onun sırasından ayırdım. Sinirle burnundan soludu. Ay çok korktum, aslan hırlıyor mübarek. Önüme dönüp, hocanın ders anlatmasını bekledim. Ama gözüm Mert'e takıldı. Telefonda birisiyle mesajlaşıyordu.

Sevgilim
Yazısını farkettim. Nedense içime bir huzursuzluk geldi. Acaba?
"Sevgilim. Bu aralar beni hep geçiştiriyorsun fakat bu akşam seninleyim." diye mesaj attı malum Sevgili. Geçiştirmek derken? O sırada bir mesaj daha geldi.

Orkun
O an kendimi gülmemek için zor tuttum. Bu ne lan? Adı Orkun, whatsapp profilinde bir kız resmi var. Kesin ünlü bir kıza aşık bu şahıs. Mesajı açtı.

Onunla beraber okudum.
"Aşkım. Bu gece beraber arkadaşımın doğum günü partisine gidelim mi?" Yazıyordu. Orkun. Aşkım diyen şahsın adı Orkun. Top mu lan bu çocuk? Beyin fırtınası başlattım. Lan bu çocuk sevgilim anlamasın diye başka biriyle gizli gizli beraber olduğunu saklayıp, telefonuma bakar diye Orkun olarak kaydetmiş olmasın!

Hikaye yazdım hemen. Ama bu olabilir. Dizilere bağladım ama olabilir mi? Olabilir!
"Ama aşkım, şu kız bırakmıyor ki peşimi. Sana kaçıyorum, onu geçiştiriyorum diye şüphelenecek yakında. Ayrılınca beraber istediğimizi yaparız." yazdı.

Şerefsiz. P*ç ya! Resmen aldatıyor kızı. Aman banane! Bir anda başını telefondan kaldırdı. "Sen beni mi izliyorsun? Ne gördün telefonda söyle?" dedi sessizce.

Ne görmedim ki? Demek isterdim ama çaktırmadım. "Hiç. Dalmıştım. Birşey görmedim." dedim yalandan. "Yalan söylüyorsan seni gebertirim." dedi. What? Anlamadım gülüm. Ba mı didin? Ödüm koptu vallahi! Mal. Egoist. O sırada Aslı ve Buse bana bakmaya başladılar. "Ne bakıyorsunuz lan öküzün trene baktığı gibi?" dedim fısıldayarak. Bu arada Buse de en yakın arkadaşım.

"Sen çocuğun telefonuna ne bakıyorsun kızım? Yeni eniştemiz mi yoksa?" dedi Buse son cümleyi söylerken sinsice gülümseyerek.
"Messengera girin lan messengera!" dedim ve elime aldım telefonumu.

Dangerous Girls
Melis (Marshmelovum): Sen bir daha söylesene onu Buse!

Buse (Babymm): Yeni eniştemiz mi?

Melis (Marshmelovum): Ağzına varya... Anladın sen!

Aslı (Biriciğiniz): Melis. Sussana canım sen! Terbiye kalmadı sende.

Melis (Marshmelovum): Doğru konuşun o zaman! Bye.

Grubun adını ben yapmıştım. Çünkü erkekler bize 'Tehlikeli Kızlar' derdi. Bende çeviri yaptım İngilizceye. Takma adları Aslı yaptı. Bana zaten hep marshmelovum der. Kendisi takma adını yaparken acaba egoist olduğunu hiç düşünmedi mi? 'Biriciğiniz.' Özgüven dolu bu kız.
***
Nasıl yani? Aslı ve Can. Çıkıyorlar. Can benim oturduğum villanın yakınında oturuyor. "Sen ciddi misin?" dedim Aslı'ya. Başını olumlu anlamda salladı. "Çıkıyoruz." dedi Aslı.

"Evet. Ama nereye çıkıyoruz bende bilmiyorum!" diye espri yaptı Can. Yüzümü ekşittim. "Can. Esprilerin komik mi sanıyorsun?" dedim. Gözlerini kapatıp açtı. Bu Evet. Demek oluyordu. "Neyse ben gidiyorum." dedi ve gitti. Aslı'ya baktık Buse ile hemen. "Ne demek çıkıyoruz lan?" dedi Buse. Bu Buse'mi be? İlk defa böyle sinirli. "Evet. Emir diye ölüyordun geçenlerde." dedim sorar gözlerle ona bakarak. "O çocuğun bana bakacağı yoktu ki. Bende Can ile çıkmaya karar verdim. Hoş çocuk. Senin kardeşinden daha yakışıklı." dedi Aslı.

"Ne demezsin? Ama senin kararın. Yakışıyorsunuz siz." dedim ve gülümsedim. Buse ve Aslı gülümseyen yüzleriyle baktı bana. Ve iki yanımdan sarıldılar. O sırada Mert'i gördüm. Ama pek iyi bir manzara değil di bu!

Gıcık ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin