Multimedya: Mert
Ben şimdi ne yapacağım? Babam sinirle soluyarak, kalabalığı dağıtarak geliyordu piste. Aslı bana dudağını ısırarak, kafasını iki yana sallayarak bakıyordu. "Ben sana demedim mi?" dedi. Bir anda birisi kolumdan tuttu. Babam. Burnundan soluyurdu. "Kimle geldin buraya?" dedi sinirle."Aslı, Buse ve ben beraber geldik." dedim Aslı'yı göstererek fakat Buse yoktu. Belki onun da babası gelmiştir. "Sana da soracağım küçük hanım. Melis'in suç ortağı mı oldun?" dedi ve ikimizinde kolundan tuttuğu gibi dışarıya çıkartmaya başladı. Buse nerede ki? Bizi arabaya otutturdu. Ve kendisi de ön koltuğa. Ne ben, ne şoför ne de Aslı korkudan konuşamadık.
"Ben sana ne dedim? Ha, ne dedim Melis?" diye gürledi babam. "Barda fazla içme, pistte dans etme dedin." Sesim çok mahçup çıkmıştı. "Aferin. Bunu bile bile yaptın işte." dedi babam. "Kafa dağıtmak istedim. Affet baba. Bir daha olmayacak." dedim. "Odana çık! Kalbini kırmak istemiyorum odana çık!" Hemen odama gittim.
***
Ben, büyük bir heyecanla girdim sınıfa. Aslı beni görünce yanıma geldi. "Ne oldu?" dedi hemen. "Kızdı babam ne olacak?" dedim ve çantamı sıraya koydum. Sınıfa Buse girince hemen bakışlarımızı ona çevirdik. "Neredeydin kız sen?" dedim ben."Bardaki bize içki veren çocuk meğer bana bakıyormuş." dediğinde, "Günaydın!" dedik Aslı ile aynı anda. "Anasının gözü! İnsan söyler bir. Neyse, bu çocuk bana yılışmaya başladı. Barın arka tarafına gittim. Gürültüden telefonla konuşulmuyor ki. Sonra bu salak beni öpüyordu." Ağzımız açık Buse'ye bakıyorduk.
"Kızım senin t-shirtünde 'Kiss me baby!' falan mı yazıyordu?" dedim. "Oha! Abarttın." dedi Buse. Mert geldi sınıfa. Bana tuhaf tuhaf bakıyordu. "Ne bakıyorsun be?" dedim sinirle. "Kalk yerimden." dedi ve kolumdan tutup kaldırdı sıradan. Ay ben onun sırasında oturmuşum. "Gelin dışarı çıkalım." dedi Aslı. Başımla onayladım ve dışarı çıktık.
"Tapulu malındı sanki p*ç!" dedim sinirle soluyarak. Aslı ile Buse kıkırdaşıyordu. "Gülmeyin lan! Mert'in bu sıra desenize." "Kusura bakma ama çocuğun yanında oturuyorsun." dedi Aslı. Haklı ayol kız!
Ders beden eğitimiydi. Spor salonundaki soyunma odasında, dar ve siyah eşofmanımı, üzerine beyaz, yazılı kısa kollu t-shirtümü giydim. Aslı ve Buse ile beraber voleybol oynamaya başladık. Mert ve yanında birkaç çocuk yaklaştılar. "Şunlara bak hepsi yelloz!" dedim fısıldayarak ve yandan yandan kızlara bakarak.
"Kızlara erkekler voleybol oynayalım ne dersiniz?" dedi Mert. Bir dakika... kızlar derken, onun yanındaki kızların arasında Pelin de var. Olsun, yinede kadın dayanışması. "Olur. Ama bir ceza olsun." dedim.
"Erkekler yenerse kızlar onlara bir gün boyunca istediği yemekleri yapacak. Kızlar yenerse biz size hizmetçi olacağız." dedi. Yemek yapmak. Pardon? Ama biz kazanırsak kölemiz olacaklar. "Tamam." dedim. Aslı ve Buse bana saşkınca bakıyordu. Omuz silktim. "Hadi başlayalım. Üç, iki, bir." dedi Mert. Biz başladık. Aslı bana attı. Bende parmak pas ile karşı tarafa attım. Mert kendisine gelen topa smaç bastı. Buse, topa manşet attı.
Top Pelin'e gitti ama mal atamadı. Topu başlamaları için Mert'e attım. Başladılar. Top bana geliyordu. Manşetlerimi konuşturdum. Ve top bayağı havalandı. Mert topu parmak pas ile attı ama top fileye çarptı.
***
Maçı biz kazanmıştık. 34- 18 fark bayağı fazlaydı. "Mert. Gel bakalım. Bana kantinden çiğköfte dürüm, Aslı ve Buse'ye ise döner al." ofladı ama gitti.O gidince kıkırdadık. "Çok çektireceğim ben buna." dedim. "Bende Can'a öyle." dedi Aslı. "Efendim aşkım." dedi birisi. Can. "Hiç. Ben Can demedim. Voleybol oynarken canım yandı dedim." Aslı böyle söyleyince gülmemek için kendimi zor tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gıcık Şey
Novela Juvenil"4 dakika." "3 dakika." "2 dakika." "1 dakika." "Hayır lanet olsun!" dedim kendi kendime. Pes etmemişti bu zamana kadar. Onu öpmem şart artık. Ne yapsam? Ölü taklidi? Hayır. Hastanlanma numarası? Bu da olmaz. Peki ya, "Sarımsak yedim öpüşemem." dese...