GÖMÜLÜ HARİTA

BÖLÜM 9:Pis Cadı

Selamun Aleyküm.Kitap ile ilgili yorumlarınızı nolurrrrr yazın.

Hafize ananın "KRALIMMMMMMMM" diye bağırmasından sonra jelibona koşar gibi kralın odasına koştum.Odasına girdiğimde ağzından köpükler çıkıyodu.Gerilim anında saçmaladığım için "ne bok yediniz lan" diye bağırdım.Hafize ana kullandığım argoya hiç takılmamış bir şekilde "sabah kahvaltısını verip çıktım.Geldiğimde yerde yatıyodu" dedi.Onca izlediğim Türk filminden sonra kralın kahvaltısında her hangi bir yemeğine yada içeceğine zehir konduğunu anladım.Odaya kraliçe daha sonra sahte familyam en sonda uzay ve berk geldi.Kraliçe hafize anaya "muhafızlara söyle hemen revire taşısınlar" dedi.Hafize ana 25-30 saniye sonra yanında muhafızlarla birlikte odaya geldi.Anlam veremediğim sedye gibi bir şeyin üzerine koyup gittiler.Kraliçeye baktığımda hayvan gibi ağladığını gördüm.

"Hayvan ne lan biraz kibar ol."

Yallah nazmicim hadi yallah.Şu anda senden daha önemli işlerim var.Kraliçe biraz daha ağlarsa kendimi tutamayıp bende ağlayacağım için ona destek olmak için yanına gittim.Benimle daha önce hiç karşılaşmadığı için yürü kızım hadi yürü der gibi bakmaya başladı.Öyle baktığını gördükten sonra yanına gitmekten vazgeçtim.Uzayla berke baktığımda kapının önünde bir şey konuştuklarını anladım.Kulağımı mükemmel bir şekilde zorladıktan sonra onları dinlemeye başladım.Tabikide berkin ne dediğini duyamadım.Uzay berke "sence kim yaptı?" diye sordu.Berkin yine ne dediğini duymadım.Uzay berke "neyse sonra konuşuruz" dedi.Kulak kabartma işlemim bittikten yapacak bişe bulamadığım için dışarı çıkıp gezmeye karar verdim.İlk önce odaya girdim.Üstümü değiştirdim.Sırt çantama şakiri ve hikaye kitabı koyduktan sonra ayakkabılarımı giydim ve dışarı çıktım.Sarayda yürürken muhafızlar bana tip tip baktığı için onlara "hayırdır birader bir sorun mu var" der gibi baktım.Saraydan çıktığımda biraz daha yürüdüm ve asıl kapıya ulaştım.Ordan da çıktıktan sonra nihayet tam dışarı çıkabilmiştim.Ben şehirdeki gibi iğrenç yapay bir dünya beklerken aksine her yer cıvıl cıvıl ve çok güzeldi.Öyle bir nefes aldım ki sanki bu şehirdeki bütün havayı soludum.Tabikide hepsini solumadım.Etrafa avel avel bakıp gezdiğim için birine çarptım.Dürüst olmak gerekirse bir kişiye değil bir sürü kişiye çarptım.Her zamanki gibi yine bir tane kişiye çarptım.Çarptığım kişi benden biraz uzun olduğu için kafamı kaldırıp "pardon" dedim.Bana nasıl cevap verdi biliyo musunuz "önüne baksana gerizekalı" dedi."Sen kime gerizekalı diyosun lan.Pardon dedik ya kardeşim neyini anlamıyosun.Sanki bilerek yaptık yaaa." dedim.Bana cevap vermeden omzuma çarptıktan sonra gitti.Terbiyesize bak yaa.Tam bir odun.Ben burda öküzlerin ve odunların sayısı az olur diye düşünürken dakka bir gol bir.Yok anam yok tam bir katıksız mal.Aklıma geldikçe sinirleniyorum.O kim yaaa.Katıksız malı unutma çabalarımdan sonra dün uzay ve berkin beni getirecekleri ama domuzların çamurda eğlendiği gibi su birikintisinde eğlendiğimiz için gelemediğimiz sinemaya geldim.Çok uzun cümle oldu yaa.Film seçeneklerine baktığımda bir tane bile bilim kurgu veya fantastik film olmadığını görüp tam karaları bağlayacakken bir tane savaş filmi gördüm.Filme girdiğimde beklediğim kat be kat  üstünde güzel çıktı.Filmden çıkıp mağazaları gezmeye başladım.Bir kaç eşya aldıktan sonra en sevdiğim yer olan markete girdim.Doğruca jelibonları aramaya başladım.Jelibon cips ve bir kaç tane daha abur cubur aldıktan sonra kasaya gittim.Parasını ödeyip kasadan çıkacakken insanların dışardan "cadılar geldi kaaaçınnnnnn" diye bağırdıklarını duydum.Dışarı çıkıp gökyüzüne baktığımda beş tane cadının süpürgelerinde nihahahhhh diye bağırdıklarını duydum.Ben "ulan ben sizin ses tonunuzu-" cümlemi kafama sert bir şeyle vurulması ve bilincimin kapanması kesti.En son gördüğüm şey arkamda bir cadı en son duyduğum şey ise cadının recep ivedik gibi gülmesiydi.

Uyandığımda başımda recep ivedik gibi gülen kadını gördüm.Ayy kıyamam yaaa başımda mı beklemiş."Naptınız lan bana?" dedim.Düşmanlarıma karşı pekte kibar olamıyorum."Kafana süpürgemle vurdum" dedi."Niye vurdun lan?" dedim."Seçilmiş kişi olduğun seni kaçırmak zorundaydık.Bende kaçırmak daha kolaylaşsın diye seni bayıltmak için kafana vurdum" dedi.Sanırım ablamız çok fazla türk dizisi izlemiş.Peki bunlar benim seçilmiş kişi olduğumu nerden biliyolar."Siz benim seçilmiş kişi olduğumu nerden öğrendiniz?" dedim."Sanane" dedi.Beni tersledi yaaa."Lannn nerden öğrendiniz cevap versenize" diye hayvan gibi bağırdım.Cadı kadın beni hiç umursamayıp odadan çıktı.Ha bu arada size benim bir sandalye yerine demir parmaklıklı bir hapishane gibi bir yerde olduğumu söylemiş miydim.Ben sanıyorum ki sandalyeye falan bağlayacaklar.Bizim türk dizilerindeki depolara falan götürecekler.Ama nerdeeeeee.Nerdeyse uzaya kadar çıkacak bir şatonun hiç bilmediğim parmaklıklı bir odasındayım.Ben olduğum yeri incelemeye devam ederken kapı yavaşça açıldı ve içeri kim girdi tahmin edin.Dün yanlışlıkla çarptığım katıksız mal girdi.İkimizinde yüzünde şu ifade oluştu.Hoca hiç beklemediğiniz bir anda sizi tahtaya kaldırıp soru sorar sizde mal gibi bakarsınız işte o bakış bu bakış.Benim şaşkınlığım yerini öfkeye bıraktığında dünkü çıkartamadığım hırsımı kelimelere dökmeye başladım."Oooooo öküz bey sizin buralarda ne işiniz var.Siz sokağın ortasında herkesi aşağalayarak bağırsana." tam arkasını dönüp gidecekken "nereye gidiyon lan katıksız mal" diye bağırdım.Bağırmaz olaydım öyle bir baktı ki...Sanki beni yiyecek.Arkasını dönmeden bana "şu anda acınacak durumdasın" dedi.Onun söyledikleri beni daha çok sinirlendirirken demir parmaklıklara vurmaya başladım.İçimden uzay berk yardım edin size yalvarıyorum diye geçirdim.Tam o sırada kapı açıldı içeri berk girdi yanında da orta yaşlarında bir adam vardı.Ulan başka bişe istesem kabul olacakmış.Berkin yanındaki adam gelip demirlere dokundu.Demirleri sıkıca kavrayıp bükmeye başladı.Ben ağzımı açmış onu izlerken o çoktan demirleri bükmeyi bitirmişti. Benim geçebileceğim bir alan oluşturmuştu.Demir bükücü abimizin bana geçmem için yaptığı yerden geçtim.Koşarak berkin yanına gidip ona sarıldım.Bir kaç saniye sonra oda bana sarıldı.Uzayın sesini duydum."Bana sarılmayacak mısın?" dudağını büzmüş bana bakıyodu.Berkle sarılmayı bırakıp ona sarıldım.Berkin "artık gitsek diyorum" diyen sesini duyduktan sonra aşağı indik.Şatodan çıkıp berkle uzayın bir de muhammed ali abimizin geldikleri arabaya bindik.Arabaya bindiğimde içimde bir saniyelik gıdıklanma hissettim.Arabayla saraya geldiğimizde içeri girdik.Aklıma takılan bir soru vardı.Bunlar beni nasıl bulmuşlardı? "Siz beni nasıl buldunuz?" diye sordum.Kafamın içinde berkin sesini duydum."Uzayın güçleri sayesinde.Senin etrafa yaydığın enerjiyi hissederek seni buldu." Vayy bee acaba benim güçlerim ne zaman ortaya çıkacak.Uzay "onlar seni neden kaçırdı?" diye sordu."Seçilmiş kişi olduğum için kaçırmışlar" dedim.Muhammed ali abimiz konuştu."Senin seçilmiş kişi olduğunu nasıl öğrendiler?" diye mantıklı bir soru sordu.Uzay "bilmiyorum" dedi.Berkte uzayı onaylayan mırıltılar çıkardı.Onlara gördüğüm rüyayı anlatmaya karar verdim.Sonuçta ben seçilmiş kişiyim ve bazı rüyalarımda geleceği görebiliyorum demi.O zaman saraydaki casus gerçek olabilir.Onlara gördüğüm rüyayı anlattım.Hepsi ne söyledi biliyo musunuz? Tabikide bilmiyosunuz bendekide laf."Daha dikkatli olmalıyız" dediler.Onları onayladım.Aklıma kral geldi."Kral nasıl?" diye sordum.Uzay "şu anda revirde.Zehirlenmiş" dedi.Biraz daha konuştuktan sonra tam ayağa kalkıyoduk ki bi anda canım acımaya başladı.Etrafımda mavi bişeylerin olduğunu gördüm.O kadar çok acımaya başlamıştı ki çığlık attım.Uzay,berk ve muhammed ali abimiz neler olduğunu biliyomuş gibi bana bakıyolardı.İçimdeki acı yavaş yavaş geçmeye başlıyodu.Acı tamamen geçtiğinde bir gram bile enerjim kalmamıştı.Bilincimin kapanmaması için kendimi zorluyordum ama çok halsizdim.Artık günlük yaptığım bir eylem haline gelen bayılma eylemini gerçekleştirdim.Son hatırladığım ise uzayın "demek gücü buymuş" demesiydi.

Sizden bir şey isteyebilir miyim?Bana kötü kadın bulurmusunuz?Bide krala isim aranıyor.Neyse behlül kaçar...