👉Bölüm 2👈

23 8 11
                                    

"Sessiz değilsin. Büyük bir gürültünün içindesin, duymuyorlar."
-İlhan BERK-

"Uyansana kızım, hey! Duymuyor musun beni?"

Duyduğum seslerle bilincimin kapısı aralandı. Birisi durmadan beni dürtüyor, birşeyler söylüyordu. Gözlerimi yavaşça araladım. Başım inanılmaz bir şekilde ağrıyordu.

Gözlerim, önce bir çift ela gözle karşılaştı. Bu gözler bana yabancıydı. Ve şuan evde değil, toprağın üstündeydim.

Neler olmuştu yahu? Aklıma gelen şeyle gözlerim irice açıldı.

Yoksa beni kaçırmışlar mıydı? 'Kaçıracak olsalar seni mi kaçırırlar? Ancak senden kaçarlar.'dedi iç sesim. E haklıydı bir bakıma.

Sonra aklıma dün yaşananlar geldi. En son mezarlıktaydım.

Tabi ya. Mezar başında uyuyakalmışım!

"Kızım senin psikolojik sorunların mı var? Ne diye yağmurun altında, mezarın başında ölü gibi yatıyorsun?"

Kaşlarını çatmış, anlamayan gözlerle bana bakan çocuğa çevirdim bakışlarımı. Yavaşça doğruldum.

"Herhangi bir psikolojik sorunum yok beyefendi. Uyandırdığınız için teşekkürler." Kendi sesime yüzümü buruşturdum. Ses tellerimin akordunu bozmuşlardı sanki.

Zor da olsa ayağa kalktım. Adam da benle birlikte ayaklandı.Başım dönüyordu. Kıyafetlerim sırılsıklamdı. Gözlerimi, adamın ela gözlerine çıkardım. Olabildiğince boş bakmaya çalıştım. Adam dikkatle beni inceliyordu.

"Gel seni evine bırakayım." dedi. Hayata karşı acizliğimi yeterince görmüştü. Daha fazlasına gerek yoktu.

"Tekrar teşekkürler ama kendim gidebilirim. İyi günler."

Arkamı dönüp savsak adımlarla mezarlığın çıkışına doğru ilerledim. Başımın dönmesi bir türlü geçmiyordu. O sırada adamın sesini tekrar duydum.

"Bir dakika, seni evine bırakmamı istemiyorsun, bari bunu giy de donarak ölme. Dirilerle uğraştığım yetmiyormuş gibi bir de ölülerle uğraşamam."

Üstünden çıkarttığı ceketi bana doğru uzatmıştı. bir ona, bir de elindekine baktım. Son sözüne kızmıştım. Zaten kolumu kaldıracak halim de yoktu. Adam burnundan sertçe nefes verdi. Sonra yanıma yaklaşıp ceketi kollarımdan geçirdi. Bu sırada gözlerini gözlerimden hiç ayırmamıştı. 

"Her nereye gideceksen bununla idare edebilirsin değil mi?" Sadece başımı salladım. Bir insanın beni bu halde görmesi ağlama isteği uyandırıyordu bende.

Bir kez daha arkamı döndüm. Ceketin sıcaklığı, içimi ısıtmaya yetiyordu. Biraz daha dinç adımlarla çıktım mezarlıktan. Arkama bakma isteği, durmadan beynimi dürtüyordu. Bu isteği bastırarak eve doğru ilerlemeye başladım. Allah'tan evimiz çok uzakta değildi. Kafam allak bullaktı. Yarın okula gitmem gerekti ve ben sanırım grip olmuştum.

Yoldaki insanlar bana deli gözüyle bakıyordu. Halim o kadar mı vahimdi?

'Adama iyi rezil oldun desene.' dedi iç sesim. Umursamadım. Zaten rezil olmak benim en iyi yaptığım şeydi. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 16, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YARALI BEDENLERDE KANAYAN RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin