Neriman uçakta elinde tuttuğu derginin iç kapağına bulmaca çözer gibi yaparak küçük notlar aldı. Yanındaki yolcu kendisiyle sohbet etmek için birkaç girişimde bulundu ama o ilgilenmedi. Sadece meşgul olduğundan değil, oldum olası yolculuklarda arkadaş edinmeyi sevmezdi.
Ufak bir plan yaptı Neriman. Önce marinaya yakın bir motel tutacak, çevre sakinlerinden bilgi toplayacaktı. Olay yeni olduğu için mutlaka gördüklerini anlatmak isteyecek meraklı birilerini bulurdu. Sonrası biraz şans biraz da Neriman Ateş becerisiydi ki ikinci madde birinciden daha kuvvetliydi...
Marinaya geldiğinde tatlı bir gülümseme aldı Neriman'ı, anlaşılan motel aramak yerine düzgün bir otel bulması daha uygun olacaktı, ne de olsa Antalya son geldiğinden bu yana çok değişmişti. Şöyle bir etrafına bakındı, gözüne ilk kestirdiği otelin lobisinden içeri girdi.
Otel tenha denemeyecek kadar kalabalıktı, görülen o ki yabancı turistler yazı erken getirmişti. Bankonun önünde beklerken resepsiyonistleri incelemeye başladı Neriman: Biri bilmiş bir kız, diğeri aceleci bir genç, üçüncüsü ise orta yaşlı, tıknaz bir adamdı. Neriman giriş işlemlerini hangisi ile yaparsa seyahati boyunca en çok onla görüşeceğini bildiği için seçim yapmakta zorlandı. "Hello?" dedi bilmiş kız, "Good afternoon!" Herhalde fazla bilmekten, Neriman'ı yabancı sanmıştı.
"Merhaba" dedi Neriman, "Kalacak bir oda istiyordum." Utancından kızaran kız, edasından taviz vermeden gülümsedi. Bir yandan da kaçamak bakışlarla bilgisayar monitörüne bakmaya devam etti. Samimiyet kurmak için yakaladığı fırsatın farkına varan Neriman atıldı; "Daha çok yabancı turistler geliyor herhalde?"
"Paskalya dönemi böyle oluyor." dedi bilmiş kız.
Neriman devam etti: "Sizin de başınız kalabalık tabii, beni fark etmediniz..."
- Tekrar kusura bakmayın efendim, bir an emin olamadım.
"Yo, rica ederim." dedi Neriman, bir yandan da rutin işlemler için kimliğini uzattı.
Daha ilk dakikadan çevre edinmek Neriman'ın işine gelmişti. Üstelik samimiyet kurmak için uğraş göstermemesi de cabası. Sırası gelince Neriman bu bilmiş ama tatlanmaya meyilli kıza da birkaç soru sorup anlatacaklarından yararlanabilirdi. Ama şu an bu konulara girmek için çok erkendi. Otele gelir gelmez dikkat çekmek istemezdi Neriman. Odasına çekildi. Amacı akşam olana kadar ortalarda görünmemekti. Çantasındakileri dolaba astı, ılık bir duş aldı. Burcu Hanım'ı arayıp Cahit'le yaptıkları söz birliği üzerinden işlere dair sallama bilgiler verdi. Başka bir deyişle, olmayan bayi toplantısının olmayan raporunu...
Sonra oda servisini aradı, yiyecek bir şeyler söyleyecekti. Kulüp sandviç ve light bira, iyi otellerde sipariş etmek için vazgeçilmeziydi. Yine bunları söyledi. Sandviç biraz durmuş ama malzemeleri zengindi. Biraysa tam kıvamında, buz gibiydi. Bir süre daha dinlendi Neriman, hava hafif karardığında saatine baktı, vakit tamamdı. Çevre sakinleriyle tanışmak için dışarı çıkmasının zamanı gelmişti. Aşağı indi, resepsiyona baktı ama bilmiş kızı göremedi. Dışarı çıktı, marinaya doğru yürüyüp sahildeki pub'lardan birine girdi. Bara oturup bir bira söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
59 dakika "merhaba"
Narrativa generaleYayınlanan ilk uzun soluklu işinde en sevdiği türleri buluşturan Alp Özbek, okuyucuyu kahramanı Neriman Ateş ile sürprizlerle dolu bir akışa davet ediyor. Günümüz dünyasında geçen mini yapıt, okuyan herkesin beğenerek takip edeceği bir kurgu olmayı...