1

2K 95 26
                                    

Evet aynı gün geri geldim. Bu sefer animelere dalmak istiyorum. Bölümler çok sık gelmeyebilir . İyi okumalar

SAKURA

Başımı yavaşça masadan kaldırdım. Yine büroda uyuklamıştım. Lanet olsun ben nasıl bir polisim? Koyu, ahşap masanın üstündeki kağıtları toplayıp dosyalarının içine koydum. Şu son zamanlarda ev yüzü görmemiştim. Gitmem iyi olabilirdi. Saat zaten gecenin 11'i. Normalde mesaim 4 saat  önce bitmişti. Mavi dosyayı elime alıp ayağa kalktım. Yorgunluktan yalpalayarak minato-san'ın kapısını çaldım. Babam gittikten sonra amir o olmuştu. 'Gir'komutunu duyunca kapının kolunu çevirdim ve içeri girdim.
"Ah sakura! Mesain... 4 saat önce bitmemişmiydi? "

"Evet bitmişti ama aklımı kurcalayan bir şey vardı. O yüzden çıkmadım minato-san"

"Peki aklını kurcalayan şeyi çözebildin mi? "
Başımı hafifçe yere eğerek
"Hayır"dedim. Minato-san'ın yüzünde bir gülümseme oluştu.
"Neden bilmiyorum ama baban buradaymış gibi hissediyorum. Ona o kadar çok benziyorsun ki! Ama kötü huylarını da almışsın. Fazladan 4 saat çalışmak mı? Sakura zaten mesaiye sabah 5'te başlıyorsun. Bu sadece sana zarar verir"
"O zaman ben çıkıyorum"

"Tamam. Ama bir daha 4 saatlik fazladan çalışma olmasın"

"Hai hai! "Dedim ve odadan çıktım. Babam öldükten sonra minato-san bana baba gibi olmuştu. O olmasaydı buralara kadar gelemez, suçluların korkulu rüyası olamazdım. Arabam bir süreliğine servisteydi. Motoru arza yapmış. Yani taksiye kaldım. Cadde boyunca yürürken araba korna sesleri susmak bilmiyordu. Bense bu sesler sayesinde kendimi uykunun tatlı kollarına bırakmıyordum. Taksi durağına geldiğimde bir yere oturup beklemeye başladım. Bir yandan da yağmurlu havaya lanetler yağdırıyordum. Kulaklıklarımı çıkartıp müzik dinlemeye başladım. Hafif rock bir müzik uyanık kalmamı sağlardı. Starset'in "my demons" adlı şarkısını severdim. Dinlemeye başladım. Taksi de gelmişti zaten. Yalpalayarak gitmem sayesinde biraz oyalanmıştım sonuçta. İyi değildim. Kendimi taksiye atıp ev adresimi söyledim ve gitmeye başladık. 2 dakika sonra şarkı fayda etmemiş ve uyuma ihtiyacına direnememiştim.

NARUTO

Arabayla sakura-chan'ın evine gidiyordum. Umarım fazla mesayi yapmamıştır. Doğrusu babamın buna izin vereceğini sanmıyorum. Sakura-chan'ın halini o da biliyor. Ama yolda gördüğüm sakura'nın fazla mesayi yaptığını gösteriyordu. Yine. Her ne kadar uzakta olsamda taksiye binenin sakura-chan olduğunu seçebiliyordum. Lanet olsun ki trafik sıkışmıştı. Taksi ise gitmeye başlamıştı. Bari sakura-chan takside uyuya kalmasa iyiydi. Büyük ihtimalle her yolu denemişti. Trafik açılınca hızlandım ve bütün arabaları geçerek taksinin yanına ulaştım. Sonra önüne geçerek durmasını sağladım. Arabadan inip taksi'nin arka koltuğuna yöneldim ve kapıyı açtım. Tahminim doğruydu. Yine uyuya kalmıştı. Taksimetreye dönüp baktım. Onu uzun yoldan dolaştırmış. Parayı verip sakura-chan'ı kucakladım ve kendi arabama yatırdım. Evine yönelip devam ettim. Kapısının önüne gelince durdum ve arkaya döndüm. Biraz dürttüm ama uyanma belirtisi bile alamadım. Cebinden anahtarı çıkartıp onu kucağıma aldım ve kapıya yöneldim. Zor da olsa kapıyı açabilmiştim.  İçeri geçip onu yatağına yatırdım. Her ne kadar üstünde ceketi olsa da yorganı üstüne çekip yeniden kapıya yöneldim. Kucağımda o varken anahtarı kapıdan alamamıştım. Anahtarı çıkartıp kapının hemen yanındaki sehpaya koydum ve dışarı çıktım. Eğer böyle çalışmaya devem ederse kendini hasta edecekti. Ama polisliğinin hakkını veriyordu. Şu ana kadar aldığı bütün dosyalarda başarı elde etmişti. Bunların hepsini babası için yapmıştı.
Her be kadar ölü olsa da...

Evet! İlk sasusaku'mu yazıyorum. Umarım güzel olur

tutuklusun/sasusaku/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin