16

584 48 15
                                    

SAKURA

Yemek işimi bitirip ayağa kalkmaya çalıştım. Ama okuduğunuz gibi çalıştım. Ayağa kalkmamla acıyla yatağa geri yapışmam bir oldu
"Neden bu kadar çok acıyor? "

"İlk defa mı vuruluyorsun? "

"O kadar belli mi? "Gülümseyip başını iki yana salladı . Yanıma yaklaşıp biraz eğildi ve beni kucağına aldı.
"R-rei ne yapıyorsun? "

"Yürüyebiliyormusun? "

"Daha denemedim bile! "

"Boş ver"dedi ve kapıyı açmayı nasıl başardıysa beni odadan çıkarttı. Biz odadan çıkar çıkmaz bütün gözleri üstümüze kenetlendi. "R-rei yapma şunu herkes bize bakıyor"

"Ben bunları takıyormuyum? "

"Zorlama yapma! Çıkmadan önce tsunade-sama' nın odasına uğramalıyız"dediğimde ise gülümsemesi sırıtmaya dönüştü.
"Ne? "

"Hiiç aklıma bir şey geldi"

"Ne geldi? "Dediğimde bacaklarıma baktığını gördüm"SAPIK! "diye çığırdığımda gülmeye başladı. "Buradan sağa"dediğimde sağa döndü
"Son oda tsunade-sama' nın odası"dediğimde biraz hızlandı. Sonunda odaya ulaştığımızda tapıyı 3 kere tıklattım ve içeri girdik. Tsunade-sama bizi görünce gülümsemeye başladı
"İyimisin sakura"

"Evet tsunade-sama teşekkür ederim"

"İstersen eve gidebilirsin. Hastane kaydını yaptırmamıştım zaten sorun olmaz"

"Teşekkürler tsunade-sama"

"Ha bu arada sakura! Erkek arkadaşını buralara daha çok getir. Sen olmayınca çok endişeleniyor"dedi ve kucağında olduğum rei'ye baktı. Tabi ben ne yaptım? Panikleyip ellerimi sallayarak"h-ha-hayır tsunade-sama öyle bir şey yok"dediğimde tsunade-sama kahkahalarla gülmeye başladı. Başımı rei'nin göğsüne yasladım ve
"Rei götür beni buradan"dedim. Kapıdan çıkınca rei"neden o kadar panikledin ki? "
Dedi"bilmem. Böyle yapılmasını sevmiyorum " hızlıca hastaneden çıkıp arabaya geldik. Beni ön koltuğa koyduktan sonra sürücü koltuğuna geçti. Arabayı sürmeye başladı ve evime geldik. Kapıyı açıp inmeye çalıştım. Olmadı
"Sakura aptallık etme işte"

"Böyle yapma"

"Nasıl yapmayayım? "Dedi ve beni yeniden kucağına aldı
"Böyle işte. Sonra alışıcam inmek istemiyicem"dediğim anda kan yüzüme hücum etmişti. Yavaşça evin kapısını açtım ve içeri girdik. Hızlı adımlarla beni odama götürüp nazikçe(!)yatağa bıraktı. "Heeey! "
"Ne? "

"Acıdı! "

"Neyse"

"Az önceki düşünceli haline ne oldu senin?"Dedim ve yatakta düzeldim
"Bu senmisin? "Dedi ve elindeki çerçeveli fotoğrafı gösterdi. "Evet? "
"Ben seni küçükken de güzel sanıyordum"
"Ne olmuş? "

"Çok şekersin"dediğinde yüzüm kızarmıştı. O ise gülüyordu. Yanımdaki yastığı kafasına attım ama tam kafasına geleceği anda tuttu. "Tamam tamam gülmüyorum"

"Bi zahmet"dedim ve ayağa kalkmaya çalıştım. Bana yardım etmek için atıldı ama elimli 'hayır' anlamında sallayınca durdu.
"Madem kalkabiliyordun neden kendini taşıttırdın? "

"Dinledin mi ki beni? "Dedim ve mutfağa yöneldim. Üst dolaptan bir bardak alıp arkama dönüm. Ama anında onunla çarpışmam bir oldu. Çarpışmanın etkisiyle geriledim ve tezgaha dayandım. O ise gerilememişti bile. Aramızda fazla mesafe fazla değildi . Vücutlarımızın arasında en fazla 20 santim vardı. "Kusura bakma"

"Sorun değil" dedim ve bakışlarımı kaçırmaya çalıştım. Biraz yana kayarak sürahiye ilerledim ve kendime biraz su doldurdum. Ağzım dilim kurumuştu.

tutuklusun/sasusaku/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin