Yürüdü, yürüdü ve yürüdü.
Tam önümde durdu, kafamı kaldırmadım o eğildi.
"Yapma, kışkırtıyorsun." dedi sessizce.
Kulağıma yöneldi:
"Kokun, sesin, ve en önemlisi..."
Yeniden yüzlerimiz karşı karşıya geldi, gözlerimin içine bakmıyordu sanki... Hayat...
Üniversite sınavına aylar kala hayatı mahvolmuş bir ben. Ağabeyimin ölümünün üstünden tam bir ay geçti, ama ben hala geçemedim. Sanki vücüdum artık alışmıştı bu depresifliğe özüne dönemiyordu alıştım mesela sürekli burnumun ucunun sızlamasına gözaltımın morluklarına sürekli kızarık şiş gözlerime ve uykusuz günlerime.
Plan belli: Abimin ölümüne vesile olanın ölümüne vesile olacağım.
Geleceğim?
Pek düşündüğüm söylenemez.
Senem?
Canım ciğerim kurbanım.
Senemin ölüm şekli?
Tamamen doğaçlama olacak.
Yıkanıp, kurulanıp çıktıktan sonra sadece ıslak saçımda ki havluyla büyük odamın içinde dolaştım güneş henüz yeni yeni doğuyordu.
Büyük boy aynasının önünde durup çıplak bedenimi izledim bi süre dik portakal büyüklüğündeki göğüslerimi karnımda bulunan hafif kas çizgilerini ve uzun pürüzsüz bacaklarımı. Derin bir nefes alıp kendimden emin olmaya çalışarak kıyafet dolabımın önüne gittim. Abimin ölümünden sonra insan içine çıkmamıştım bu bir ilk olacaktı ve bu işin nasıl biteceğini bilmediğimden bir daha çıkıp çıkamayacağımıda bilmiyordum.
Havaya baktım ocak yeni yıla yeni girdik ve hava karlıydı. Dolaptan rastgele birkaç parça aldım sade olmaya dikkat ederek
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bere, çanta ve ayakkabı farklı)
Siyah sırt çantama belalı bir arkadaşımdan aldığım şurup kutusundaki sıvıyı tıktık pamuk, ip vs gerekli malzemeleri attım. Saçım kurumuştu havlunun içinde açıp taradıktan sonra kafama abimin hediyesi olan siyah bereyi taktım ayaklarımada siyah asker botumu giyip evden çıktım.
Kendimi ne kadar izledim bilmiyorum ama telefona baktığımda saat sabah 07.00'ı gösteriyordu. Bahçe kapısından çıktım ve beni bekleyen taksiye atladım. Adresi verdim ve kafamı cama yaslayıp düşünmeye başladım.
Abimin ölümünün sebebi kask takmaması olabilirdi ama kask takmamasının sebebi sevgilisi Senem'le tartışmasıydı ve abimin o sinirle kaskını takmadan kafası bulanık bir şekilde hız yapmasıydı.
Abim Timur, Senem'e deliler gibi aşıktı. Senem benden 2 yaş büyük Abimden 4 yaş küçüktü ve Senem 16 yaşından beri abimle sevgiliydi 4 yıldır birlikteler ve abimi ne kızdırır ne kızdırmaz çok iyi biliyordu.
Abim Timur GÜRDAL, babam olacak Sezer GÜRDAL'a tapıyordu resmen hep çok sevmiştir babamı ta kii babam annemi aldatana kadar. Ondan sonra abim babamın yüzüne bile bakmadı. Babam dediğime bakmayın önümde susuzluktan ölse önünde zevk alarak su içerim. Abimin babama olan hayal kırıklığı apayrı bir olaydı, bu yüzden Senemin abime tartışma esnasında babamla ilgili bir şeyler söylediğini düşünüyorum.
Taksi, bizim villamızdan bir kat eksik 3 katlı bir villanın önünde durunca ücreti ödeyip taksiden indim. Villanın öndünde durdum dimdik.
Kar yağıyordu, abimin hediyesi olan bereyi çıkarıp avucumun içinde sıktım.
Lapa lapa yağan kar belime kadar uzanan bal rengi düz saçlarımı hafif hafif ıslatıyordu.
Gözlerimi kapattım, abim belirdi gözümün önünde yapma dercesine bakıyordu resmen gözlerimi açıp bereyi cebime tıkıştırdım.
Bahçe kapısına ilerledim ve derin bir nefes alıp zile bastım...
