Medyadaki Gece'nin elbisesi devamını kendi hayal dünyanıza bırakıyorum. Gece'nin saçları koyu renk siyaha yakın. Sadece elbiseyi varsayalım...
☆ ▪ ☆ ▪ ☆ ▪ ☆
Çakıldığım yerde bedenime meydan okuyarak kafamı hızla arkaya çevirdim. Anında uzun boylu, iri yapılı, boydan boya siyah takım elbiseli, orta yaşlarda bir adamla göz göze gelmem bir oldu. Korkuyla elimdekileri atarak dolabın yanına geçerek, adamdan uzaklaştım.
"S-se-sen sen kimsin?"
"Mektup arkadaşını tanımaman incitici oldu" dedi hafif bir tebessüm ile.
"Ama hayır a-a-ama onlar, bunlar hiç bir şey gerçek olamaz... değil" gibisinden şeyler söylemeye çalışaraktan geveledim. Gerçek olamazdı!
"Yakın bir zamanda görüşeceğiz. Zihninin ne kadar güçlü olduğunu anımsa." Zihnimden onu kovmamı istiyordu. Evet yapabilirdim. Bu saçma zihin oyunlarına son verecektim. Gözlerimi kapattım ve olmadığını hayal etmeye çalıştım. Uzun bir süre sonra açtığımda yatağımda, mor renkli ve geniş, kendimi otururken buldum.~ ~ ~ ~ ~ ~
Sabah yerdeki pembe tüylü, köpek desenli pufları ayağıma geçirdim ve sendeleyerek ayağa kalktım. Dünün şoku hâlâ üstümdeydi ama belki rüya görmüşümdür! Hepsi rüyadır diye düşünerek iki çekmeceli, beyaz ve tüm renkleri barındıran yapışkanlı komidindeki küçük mor alarmlı benim diyişimle Tik-Tok'a bakmak için kafamı çevirdim. Saat 06.55'ti. Neyse ki okula geç kalmamıştım...
Kafamı fark ettiğim şeyin etkisi ile hızla geri çevirdim. Komidinde dünkü yüzük duruyordu.
"Gece seninle konuşmalıyım. Üstünü giy hemen gel!" diye annemin cırlamasıyla yerimde zıpladım. Yüzüğü pijamamın cebine atarak bir koşu annemin yanına gittim.
"Buyrunuz, ben Gece Hanım"
"Müsait miydiniz?"
"Hayır şu an ruhum uyuyor, hayata dönünce çağrı bırakırım" diyerek merdivene yöneldim ki pijamamın omzundaki elle geri döndüm.
"Kendisine gevrek hazırlamıştım"
"Tamam ruhum geldi, hayırdır noldu sabah sabah?"
"Bugün yemeğe gidiyoruz" kutlama edasıyla bu sözleri sarfetmesi altında bir şey aramama yol açtı.
"Tek mi?"
"Hayır, çok yakın bir arkadaşım ile. Adı Arslan. Liseden arkadaşım. Dün sabah ofisimin önündeki küçük çay bahçesinde rast geldik. Bugün yemeğe davet etti. Gidiyoruz değil mi?"
"Pek mutlu gibisin?" dedim soru sorarcasına. Aslında belki de bu tavırla söylememeliydim. Ama beklediğim tepki değildi. Uzun süredir bir beyefendi ile ilgili bu tepkiyi almamıştım sanırım o yüzden.
"Lise arkadaşım sonuçta Gece. Sende yıllar sonra rast gelsen mutlu olurdun"
"Haklısın" diyerek başımla onayladım,
"Ee bahset bakalım bu arkadaşından..." cevap beklerce suratına baktım, o ise filmlerdeki gibi cama yani... uzak diyarlara daldı. Çok uzak!
"Lisede yakın arkadaştık. Babanla pek anlaşamazlardı. Bayadır görüşmüyorduk. Üniversite, evlilikler falan derken mesafeler girdi araya. Baksana çok garip, şimdi bir kızı bile var!" Kızının olması sanki içime bir rahatlık vermiş gibi hissettim.
"Benim yaşlarımda mı?"
"Evet aynı yaştasınız sanırım."
"Lise arkadaşımı çocuğuyla görsem bende çok garip olurdum. Şu an düşündüm de mesela Masal... ahahaha o istisna."
"Neden?" dedi şüpheci tavırla,
"Onunla kim evlenir be, ahahah!"
"Hadi laklak yapma da gevreğini ye. Akşama bekliyorum. Akşam 8'de hazır ol, kapıdan alırım."
"Sen gelmeyecek misin o saate kadar?"
"Yok kuaföre uğrayacağım, fön için."
"Aşk olsun parayı bana ver ben sana evde fön çekerim. Hem konforlu kendi koltuğunuz bile var. Bu kuaför zor bulunur. Hangi kuaför size kendi koltuğunuzda fön çekme fırsatı veriyor?"
"Saçlarımla barışığım. Ve onlarla yaşamaktan mutluyum. Teklif için teşekkürler."
"Hah" diye suratımı buruşturarak biten gevrek tabağımı tezgaha koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahtekar
FantasyYıldızlar karanlıkta parlar, melek... Sıradan hayatımı değiştiren tek şey bilinçaltımın gösterdiği senaryo veya da bilinçaltıma sokulmuş bir senaryo... (Asıl hikaye 3. bölümün ortalarına doğru başlıyor... 3. bölüme kadar okumadan karar vermemenizi ş...