1

1K 70 20
                                    

Boğazım kuruydu. Göz kapaklarım yıllardır kapalı gibiydi, açamıyordum. Tüm vücudumdaki uyuşukluğu hissettim, ruhumdaki yorgunluğu sezdim. Neler olduğunu anlayamadım çünkü kafam bomboştu. Tek duyduğum kulağımdan gelen uğultu sesleriydi. Korktum, ne olmuştu? Gözlerimi açmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Konuşmak istedim ama ağzım bana ihanet edercesine kararlıydı açılmamaya. Düşünmeye zorladım kendimi. Neredeydim cidden? Ne olmuştu? Ve düşünmeyi dahi beceremedim.

Sonunda kulağıma uğultu dışında sesler geldi, içimdeki o korkunç karanlıkta çiçek açtığını hissettim. Sese tutunmaya çalıştım. Kelimeleri algılamam uzun zamanımı aldı. Kendimi aptal gibi hissettim.

"Parmağını hareket ettirdi, yemin ederim gördüm!"

Annemin sesi miydi bu? Evet, annemdi. Ya da değildi. Karar veremedim.

"Hareket etti.. Uzun zaman sonra hem de. Göz kapakları bile titredi!"

Annem olduğuna karar verebilmiştim sonunda. Neden ağlamaklı gelmişti sesi?
Kendimi zorladım. Merak ediyordum, daha fazla böylece duramazdım. Gözüme ışık tutulduğunu hissettim ve yüzümü istemsizce buruşturdum. Bu esnada kulağıma başka sesler de geldi ama kim olduklarını düşünmeye fırsatım olmadı.

Gözlerimi açabildim. Kısık bir şekilde etrafı süzdüm. Hastane odasında ne işim vardı? Tekrar kapattım gözlerimi ve ardından yeniden açtım. Işığa alışmam zaman almıştı ama alışmıştım işte sonunda. Kafamda şu anda binlerce soru vardı ama cevaplayacak gücü hissedemedim ve tekrardan gözlerimi yumdum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Anne, keser misiniz artık sarılmayı? Terledim.." dedim isyan ederek. Uyanalı bir hafta olmasına rağmen hala daha bana alışmaya çalışıyorlardı. Bir trafik kazası geçirmiş ve aylarca komada kalmıştım. Ruhumun yorgun olduğuna artık şaşıramıyordum.

"Arkadaşların gelecek birazdan. Uyandığını duyduklarına ne mutlu olduklarını bir bilsen.. Çoğu kişi umudu kesmişti ama işte, sen ne kadar güçlü olduğunu gösterdin herkese."

Gülümsedim. Güçlü müydüm? Orasını şu anda tartışabilirdim ama sustum. Arkadaşlarımı görmek benim için çok iyi olacaktı. Onları özlediğimi hissetmiştim.

"Serçeeem!" diye bağırarak odaya giren genç kıza döndüm. Koşarak geldi ve bana sarıldı. Arkasından gelen yaklaşık beş on kişiye de baktım ama hiçbirini hatırlayamadım. Kaşlarımı çattım.

"Pardon, karıştırıyorsunuz sanırım..." dedim nazikçe bana sarılan kızdan uzaklaşarak. Ve o an odada ani bir gerginlik hissettim. Hafif korku ile tekrardan etrafımdakileri süzdüm.

"Şaka yapmanın sırası değil Hilal." sesinden bozulduğu anlaşılıyordu ama kelimeleri inatla bu durumu kabullenemiyordu. Karşımdaki yabancı kıza baktım.

"Üzgünüm ama sizi anlayamıyorum."

Bakışlarımı anneme çevirdim. Neden hala daha yabancıları odada tutuyordu? Gözleri gözlerime denk geldiğinde ağlamak üzere olduğunu fark ettim. Kötü bir şey mi yapmıştım? Endişe ile etrafımı süzerken kapının tekrar açılması ile tüm gözler oraya doğru döndü. Ve içeri giren biricik arkadaşıma baktım, gözlerim minnetle dolmuş olmalıydı. Koşarak yanıma geldi ve sımsıkı sarıldı. Sarılmasına karşılık verdim ve bu durumdan kurtulacakmış gibi sıkıca sarıldım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Bu mümkün mü?" annemin kızgın sesi doldurmuştu tekrar odayı.
"Her şey iyi demiştiniz ama kızım son birkaç senesini bile hatırlamıyor, öyle mi?" odada bir ileri bir geri giderken söyleniyordu. Ama ben bu durumu annem kadar önemsememiştim.

Doktor kısa bir süre sonra geri gelebileceğini söylemişti. Ya da belki hiçbir zaman gelmeyecekti. Birkaç sene kaybettiğim için ölmezdim sonuçta.

"Tahlil sonuçlarında hiçbir sorun yoktu. Dediğim gibi, uzun süredir uyuduğu için olabilir.. Kazada kafasına aldığı darbeden dolayı olabilir.. Ama kalıcı olduğunu sanmıyorum. "

Doktor son kez anneme baktı ve derin bir nefes aldı. Açıklama yapmaktan bıktığını anlamıştım. Gülümsedim. Temiz bir kafa ile belki de yeni bir hayata başlayacaktım. Son birkaç senede ünlü bir müzisyen olmamışsam geçirdiğim sürenin hiçbir önemi yoktu. Her seye yeniden başlayabilirdim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Hastaneden taburcu olalı yaklaşık iki hafta olmuştu. Bu süre boyunca eski arkadaşlarım, Dila ve yeni edindiğim söylenen arkadaşlarım gelmişti. Aslında çoğu ile çoktan kaynaşmış gibiydik.

"Dila.. Bir şey soracağım. Bu hatırlamadığım süre boyunca önemli şeyler oldu mu? Bana söylenmeyen ya da atlanan?"
 
 Bu soruyu ilk kez sormuştum. Aslında belki de hafıza kaybını öğrendiğimden beri merak ettiğim bu sorudan hep korktuğum için kaçmıştım ama artık daha fazla uzaklaşamayacağımı anlamıştım.

Önce gülen yüzünün hafifçe bozulduğunu hissettim. Ama bana çaktırmamaya çalışmasını anlamlandıramamıştım. Hızlıca yüzünü salladı.

"Hayır tabiki serçecik.. Olsa söylerdim ya da ima ederdim, biliyorsun." samimiyetle dökülmüştü bu cümleler ağzından ama ben neden hissetmemiştim bu samimiyeti? Sahte bir gülüş atmakla yetindim.

"Neyse ben gideyim artık annemlere sözüm vardı. Yarın gelirim tekrardan yanına, kendine iyi davran." yanaklarıma sulu öpücükler bırakarak gitmişti. Hatta sadece öpücük bırakarak değil, içime merak ve şüphe düşürerek gitmişti.

Odada biraz daha durduktan sonra kitap okumaya karar verdim. Okuduğum şeyleri genelde tekrar okumayı sevmezdim ama hafıza yitirmenin olumlu yanları da olmalıydı. Odadaki küçük kütüphanemde uzun bir süre elimi dolaştırırken arada, köşeye sıkıştırılmış defteri aldım ve yatağıma giderken kapağını açtım. İlk sayfaya yapıştırdığım çocuğun fotoğrafına baktım. Kimdi bu? Belki de hayranı olduğum çocuklardan biriydi sadece, üstelemedim. Her kimse kim olabilirdi ama yakışıklıydı. İnsanın o kehribar gözlerden, kumral saçtan ve muazzam işçilikle oluşturulduğuna inandığım çenesine bakmadan duracağına ihtimal veremezdim.
İlk sayfayi da geçtikten sonra kendi el yazımla karşılaştım ve kaşlarım çatıldı zira okuduklarım bir türlü şaka olmalıydı. Gergin bir nefes aldım ve yazdığım cümlelere tekrar tekrar baktım.

"Ben Hilal.. Başıma bir şey gelebilme ihtimaline karşı yazacağım bu satırları. Tek tek okuyacaksınız, tek tek bakacaksınız. Bu bir kitap ve bunu birleştirecek olan sizsiniz. Parçaları bulmada bol şanslar."

Kitabı şaşkınlıkla elimden düşürürdüm ve bir müddet böylece bekledim. Ben neden böyle bir şey yazmıştım?

Geçmişin DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin