Aklımı toparlamaya çalışıyordum. Neydi bu? Biri benimle dalga mı geçiyordu? Ben kendimle bir oyun mu oynuyordum? Defteri almak üzere eğilirken odamın kapısının açıldığını hissettim ve ani bir şekilde defteri fırlattarak sesin geldiği yöne doğru döndüm.
"Yemek hazır tatlım, seni bekliyoruz." Cümlesini bitirdikten sonra annemin gülen gözlerinin endişe ile beni süzdüğünü fark ettim ve yapay bir gülüş takındım yüzüme.
"Ben pek aç hissetmiyorum.. Uyuyacağım sanırım." dedim anneme öpücük kondurarak. Gözleri ile iyi olup olmadığımı kontrol ediyordu ve ben kendimi bile şaşırtacak bir oyunculukla sanki birkaç dakika önce şoktan küçük dilini yitirmemiş gibi davranıyordum. Konuşmadı, son kez gülümsedi ve odadan çıktı.
Derin bir nefes alarak firlattığım defteri aramaya başladım. Okumam gerekiyordu, hatırlamam gerekiyordu. Normalde ailemin ve arkadaşlarımın beni zorlaması gerekmez miydi? Hatırlamam için fotoğraf göstermeleri, anı anlatmaları.. Tam zıtlıkla hastaneden çıktığımdan beri konusu dahi açılmamıştı. Sanki son yıllarım hiç yaşanmamış, hiç var olmamış gibiydi. Ama ben kabul edemiyordum. İçimde bir his vardı beni yiyip bitiren, gece rüyalarımdan sıyırıp gerçekler ile baş başa kalmamı sağlamaya çalışan..
Defteri sonunda bulduğumda kapaktaki fotoğrafa baktım tekrardan.. Neden kalbim sökülüyormuş gibi hissetmiştim? Kimdi sahi bu kehribar gözlerin sahibi? Gözlerimi kapattım ve kendimi hatırlamaya zorladım. Başarılı olamayacağımı biliyordum ama bu şekilde hissettikçe deliriyormus gibi hissediyordum.
Bu tanımadığım adam neden bende garip duygular uyandırıyordu? İçimde tarif edilemez bir huzur doldu. Onu hatırlamam, bilmem gerekiyordu.
Defterin ikinci sayfasını açtım ve tekrar tekrar okuduğum o cümlelere baktım.. Başıma neden bir şey gelecekti ki? Ve neden bunu birlestirecektik? Zaten birleşik değil miydi? Başıma giren ağrı ile sayfayı tekrardan çevirdim.
"Her şeye baştan başlamak ister misin? Sen de benim neler yaşadığımı bizzat yaşamak ister misin? Eğer bana soracak olursan, sadece o gözlere tekrardan bakmak için bile yeniden yaşardım her şeyi."
Hangi gözlerdi bahsettiğim? İlk sayfadaki kehribarları açtım tekrardan.. Gülümsüyordu, mutluydu. Neden bu fotoğrafı buraya yapıştırmışım? Okuduğum sayfaya geri döndüm."Baştan başlayacaksak eğer okuluma ve orada da dolabıma bakman gerekecek. Ece'yi bul ve Risto Bara git."
Ece kimdi? Risto bar neden bu denli tanıdık gelmişti? Kaşlarım istemsizce çatılırken o bara bir kere gittiğimizi hatırladım. Başka da bir şey yoktu zaten. Sinirle derin bir nefes aldım.
"Gerisi orada, o anda saklı. Parçaları birleştirmede başarılar."
Hızla defterin diğer sayfalarını karıştırdım ama boştu. Tıpkı zihnim gibi bomboştu. Neden her şeyi bir yerde yazmak yerine aptal gibi yaymıştım ki? Defteri kilitli dolabıma özenle koyarken yorulduğumu hissettim. Bu yorgunluk bedenen değildi, ruhani bir yorgunluktu. Sanki küçük yaşıma rağmen yaşlanmış gibiydim. Ne yaşamış olursam olayım hepsini öğrenecek ve kendi içimdeki bu savaşa bir son verecektim. Aynadan kendimi süzerken plan yapmaya başlamıştım bile. Yarın hatırlamadığım o okula gidecek ve Ece ile konuşacaktım. Eğer ben de Hilal'sem her şeyi öğrenmeden ölmeyecektim.••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Sabaha kadar uyuyamamış sanki ilk kez okula gidecekmiş gibi bir heyecana kapılmıştım. Alarmın sesini duyduğumda ise duş alıp üzerime normal kot pantolon ve tişört geçirerek mutfakta kendine bir şeyler hazırlayan annemin yanına gitmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Defteri
FanfictionGeçirdiği kaza ile yıllarını kaybeden Hilal, inatla geçmişini didikleyecekti. Ailesi, arkadaşları ondan ne saklıyorlardı? Hepsi odasında aniden bulduğu defterde saklıydı.