4. Bölüm - Noluyo Bana?

536 14 0
                                    

MEDYA : ANIL

ANIL

Bana sarıldığında ne yapacağımı şaşırmıştım. Çok korkmuştu. Hah, aptal kız. Madem bu kadar korkacaktın bu saatte dışarıda ne işin var? Birden iklimiz de toparlanıp birbirimizden uzaklaştık. Damla kafasını eğip kızarmıştı. Neden bu kadar utanmıştı ki. Ben neden bu kızı korumuştum peki?

DAMLA

Aman Allah'ım ne yaptım ben? Acaba beni yanlış mı anladı. Ama çok korkmuştum. Ne yapabilirdim ki? Çok utandım ama beni koruması o kadar hoş kii!! Peki o adamları dövmesi? Çok karizmatikti.

Yanağımdaki kızarıklığı fark etmemiş olmasını dileyerek :

- ''Imm, şey, ben çok teşekkür ederim'' diyebildim anca. Eve doğru yürümeye başlamıştık.

- ''Bu saatte burada olmamalısın.''

- ''Sadece biraz kafa dağıtmak istemiştim.'' dedim titrek bi sesle. Neden onunla konuşurken iki kelimeyi biraraya getiremiyorum?? Bu çocuk ne yaptı bana böyle, ilk defa böyle şeyler hissediyorum. Aslında normalde çok sıcakkanlı ve konuşkanımdır. Onu görünce neden bu kadar kasılıyorum. Noluyo bana?

Eve döndüğümde babama çaktırmadan odama gittim. Olanları düşünürken uyuya kalmışım. Sabah kalktığımda dün olanları düşünüp gülümsedim. Ta kii bu olayların başıma gelmesinin nedenini hatırlayana dek. Sinirlerim bozuldu ve yataktan çıkmadım. Babam:

- ''Damlaaa! Kahvaltı hazır hadi kızım gel aşağıya.'' diye seslendi. Hiç cevap vermedim ve vermiycektim de.Yaptıklarını affedemiyordum. Biz zaten ikimiz çok mutlu değil miydik? Babamın bana olan sevgisi ikiye mi bölünecekti. Babamı başka biriyle paylaşabileceğimin düşüncesi bile beni çileden çıkartmaya yetiyordu.

Birden kapımın tıklatıldığını farkettim.

- ''Baba! İnmek istemiyorum sen yap kahvaltını.''

- ''Kızım içeri girebilir miyim?'' İç çektim.

- ''Tabi ki girebilirsin.'' Kapının açılmasından sonra, orda duran gerçekten babam mıydı? Babam her zaman gülümser. Mutlu ve heyecanlıdır. Ama şu an orda gerçekten mutsuz bir adam duruyordu. Ne kadar aptalım! Benim yüzümden bu kadar üzüntülüydü. Ama o da beni anlamalıydı.

- ''Nasıl olur da başka bir kadını annemin yerine koymamı bekleyebilirsin baba nasıl yaparsın bunu?!'' Babam yanıma oturdu.

- ''Kızım bak dinle beni. Biliyorum bu durum senin için çok zor. Ben senden hiçbir zaman Gamze'yi annen yerine koymanı beklemiyorum.Zaten böyle bir şey olamaz. Bak ben hala anneni çok seviyorum. Ama benim de üzüntülerimi, sıkıntılarımı paylaşabil-''

- ''Üzüntülerini ve sıkıntılarını benimle de paylaşabilirsin.'' Biraz daha sakinleşmiştim.

- ''Evet kızım ama benim de bir hayat arkadaşına ihtiyacım var.''

- ''Of tamam baba. Sen zaten kararını vermişsin. Bu senin hayatın. Sana karışmıycam. Ama ben hala bu durumu onaylamıyorum.'' dedim ve kapıyı çarpıp evden çıktım. Yoksa babamı daha çok üzücektim. Of keşke Merve yanımda olsaydı. Dertleşebilceğim birine çok ihtiyacım var. Artık bu ev benim için yaşanmaz bir hal almaya başladı. Her şeyi içime atıyorum. Hiç kimsem yok ki burada… Zaten taşındığımızdan beri yeterince depresif bir durumdayım bu da üstüne tuzu biberi oldu. Acaba ne zaman söylemeyi düşünüyordun baba, nikah günü mü? Sen zaten kararını vermişsin bir de sanki fikrim senin için çok önemliymiş gibi bana soruyorsun. Hayır desem evlenmeyecek misin yani? Kandırma lütfen beni, çocuk değilim ben! Kafamı bu düşünceler meşgul ederken sitenin parkında banka oturdum. Dün geceki olaydan sonra, zaten siteden çıkmayı da götüm yemiyor açıkçası. Tek başıma oturmuş hem salya sümük ağlıyor, hem de söyleniyordum. Birinin beni izlediğini fark ettim ama umrumda mı? Şuan başımda yeterince sorun var zaten. Göz ucuyla kimmiş diye bakayım dedim, kahretsin yine o. Bu kadar olamaz ya, neden hep en rezil anımda karşılaşıyoruz ki? Zaten kendini beğenmiş ukalanın teki , kesin kezban diye dalga geçiyordur benimle. Bende de suç var ne diye hareketlerime dikkat etmiyorum ki? Normalde gayet konuşkan ve neşeli biriyim. Onu görünce bu kadar kasılacak ne var? Alt tarafı(!) kumral, mavi gözlü, kaslı ve yakışıklı. Ama olsun benim gördüğüm ilk yakışıklı değil ki. Allah’ım ben de utanmaz mıyım neyim çocuğu görünce gözlerimi alamıyorum. Yavşak birisi değilimdir normalde ama onu görünce kalbimi yutak borumda hissediyorum resmen tutmasam ağzımdan fırlayacak.Yine eridim onu görünce beynim bu düşüncelerle cebelleşirken o da yanıma oturdu.

ANIL

Ozanlardan geldiğim sırada sitenin bahçesindeki parktan tuhaf sesler duydum. Sesi algılamaya çalışıyordum ki Allah’ım yine o kız. Her gördüğümde ağlıyor. Bakmadan geçip gidebilirdim ama neden yanına gitme gereksinimi duydum ki? Yanına gittiğim yetmezmiş gibi bir de pişkin pişkin yanına oturdum. N’oluyor bana ya? Çok geç oturdum bile. Sanırım bu sefer gerçekten bir şeye üzülmüş.

DAMLA

Neden oturuyorsun ki yanıma? Zaten yeterince acınası bir durumdayım. Beni bu halde görmeni istemiyorum.

ANIL

Benim bile beklemediğim bir anda ''Neyin var?'' diyiverdim. Artık kedimi iyice aştım ben ne bu samimiyet iki gün önce tanıştığın bir kız için biraz fazla değil mi?

DAMLA

''Babam evlenmeyi düşünüyor'' dedim. Aman Allah’ım bu çocuk gerçekten dengesiz ya. Gülünecek bir şey mi söyledim ben? Salaklık bende amele gibi niye cevap veriyorsam 'yok bir şey'de geçiştir işte.

ANIL

Bu kız gerçekten çok tuhaf bebek gibi ağlıyor birde. Dışarıdan görende olgun, aklı başında biri sanır.

- ''Ne var bunda ağlayacak, gayet normal değil mi, zaten bu zamana kadar evlenmemiş olması tuhaf.'' dedim.

- ''Ama babam sadece beni sevecekti, biz ikimiz yetiyorduk birbirimize, neden evleniyor ki?'' Gerçekten o kadar saf ve masum ki tıpkı bir çocuk gibi… Daha önce gördüğüm hiçbir kıza benzemiyor. Ne diyorum ben ya! Aklımdan geçenlere ben bile şaşırıyorum artık.

- ''Peki ne yapmak isterdin şuan?'' dedim.

DAMLA

Sadece omzuna yaslanıp avazım çıktığı kadar bağrıp ağlamak, sana sarılmak istiyorum. Tabi böyle diyemedim. ''Ağlamak istiyorum… Bir gün, iki gün, göz yaşalarım tükenene kadar…’’ dedim. Birden kolumu kavradı, beni kendine doğru çekti ve bi yere götürdü…

KIR ZİNCİRLERİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin