Dördüncü düşüşümden sonra ağaca tırmana bilmiştim. Bir tane kalın dalına çıkıp aşağıdakilere baktım. Benim buraya çıktığımı görmemişlerdi.
Ağacın yaprakları arasında bulduğum kozalakları topladım ve dala oturup ayaklarımı sallandırdım. Kozalakları tek tek inceledim. Sonra aşağıda sakince oturanları inceledim.
Bir tane kozalağı kavradım ve aşağıya doğru bağırdım. "Siper alın!" kimse ne olduğunu anlamamış olacak ki etrafa bakındılar. Bende kozalağı rastgele birisinin kafadına fırlattım. Sonra diğerinin, daha sonrada diğerinin. Sonuç olarak herkese fırlattım.
Onlar kaçışırken ben zevk alıyordum. Ne bileyim kaçmaları hoşuma gidiyor. Hayır yani sonra gelip karşıma neden yaptın da demiyorlar. O yüzden kendimi onların diktatörü ilan ettim.
°
Elimde kalan son kozalağı inceledim. Aşağıdan birisinin "Deli herhalde?" demesiyle sinirle ona döndüm. "Sensin deli!" diyerek son gücümle kozalağı fırlatmıştım ki onu es geçip hocaya denk geldi. Hiç bozuntuya vermeden "hetşat"(İngilizceyi katlettim) dedim ve hocaya bakarak sırıttım. İyi ki hala baygın yoksa ağzıma sıçardı.°°
Ateş yakmıştık ve herkes etrafına toplanmıştı. Şu lanet hoca da bi uyanamadı. karanlık biraz da olsa çökmüştü. Hani tırsmıyo da değilim.Kenarda oturmuş makyaj yapan bir kızı görünce göz devirdim. "
Arada kendi makyaj malzemelerini de ye ye ki birazda için güzelleşsin"
dudağına sürdüğü ruju sürmeyi bırakıp bana baktı ve tekrar devam etti. "Fark ettinmi bilmiyorum ama cilt için kremler üretildi. Kullan bir ara" dedi ve göz kırptı.
"
İlla diyorki küfür et gel ağzıma sıç"
tekrar bana döndü ve alayla gülerek makyajına devam etti. Aha gittim ben. Devreler attı bende. Sinirle oturduğum yerden kalktım ve üzerine yürüdüm yanına gelip çöktüm. Tekrar bana döndü ve sırıttı. "Ne oldu? Lafları kaldıramadın da dövmeye mi geldin." bu sefer ben sırıttım "İçini güzelleştirmeye geldim." der demez elindeki ruju alıp ağzına soktum.
°
"Tama yeter." dedim ve ellerimi silkeliyerek. Pantolonumun arkasına sürüp kuruttum. Türküz biz."Ne diye kıza ruj yedirirsin ki?" diyen Rüzgar'a göz devirdim. "Biraz kötü davranmadın mı?" diyerek devam etti."
Herkese layık olduğu değeri vereceksin öküze kravat takmanın alemi yok"
bu sefer o göz devirdi "internettenmi buluyorsun bu lafları?" gülümsemem yüzümde büyürken hafif bir kahkaha attım "tabi lan ne sandın."
Ateşin orada kıpırdanma olunca o tarafa döndüm. "Aha hoca uyanmış" "Sonunda uyanabilmiş uyuyan güzelimiz." diye mırıldandım. Rüzgar dirseğini koluma bastırdı. Göz ucuyla ona baktım. "Ne. Yalan mı?" sırıtarak yanımdan geçti ve hocanın yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntı
Teen FictionTakıntılı aşık bir kızın hikayesi. Bilinmeyen numara: Ona her şeyim dedin. Bana ne kaldı? ------------------- Bilinmeyen numara: Öyle güzel gülme yeter. ...