2.BÖLÜM

809 210 902
                                    

***

Boş bir odaya dalmıştım odada kanlı bir piyano ve üzerinde kesik eller vardı, elleri incelediğim esnada kendi ellerimin olduğunu gördüm. Zihnimin kırıntıları bana oyun oynuyordu.. piyano çalan birisi değildim başka bir kapı için bedenim iradesiz bir şekilde ilerledi kapıyı açtım, Basınç'ı gördüm. Vurulmuştu. Yarası derindi fakat gözlerindeki anlam çok daha fazla derindi. Onu kurtaracağıma dair emin olan bir bakış ile konum verdim. Umutsuz bakışları ile bana bakıyordu. Bu acıyla onu kurtarabilmenin tek yolu acısına son verip onu öldürmekti. Bunu iğrenç herifin tekine yapabilirdim ama ona yapamazdım.. Oradan koşabildiğim kadar hızlı koşmaya başladım fakat ardımda Basınç'ı bırakmıştım. Onu öylece çaresiz bir şekilde bıraktım. Orman yolundaki süratımı arttırırken ileride bir kadın bedeninin yerde yığılı olduğunu farkettim. Koşmayı keserek yavaş adımlar ile bu bedenin sahibini inceledim. Kuru yapraklar suratını kapatmış, avucunun içi toprak parçaları ile doluydu. Suratındaki yaprakları elimle ittiğimde, doğanın bile kıskanacağı bir surat ile karşılaştım. Annem. Ölmüş müydü?

Yataktan korku dolu bakışlar ile kalkarak uyandım. Kötü bir kabustu ama bir takım sinyalleri beraberinde getirebilirdi. Gerçekten bilinçaltı kötü olanımı gösterirdi.. Bu gerçekliğin bir sembolü olabilirdi. Bir uyarı​? Bir mesaj? Yada tek bir şey.. Umut. Her zaman var olduğunu bildiğim ama her açtığım yoldan kaçan. Benim için bir umut olmadığını yüzüme tokat misali vuran umut. Gerçekten var mıydın? Eğer varsan ve beni duyuyorsan senin beni bulmanı beklemeyeceğim.. Çünkü benim yolumdaki Umudu bile ben yaratmalıydım. O yollarıda ben bulmalıydım. Kendi umut labirentini oluşturan ve bu labirentte kaybolmamayı dileyen bir kararsızlıktım.. Bir karmaşa ve belkide daha fazlası. Ayaklandığımda yapacağımı, yapmak zorunda bırakıldığım eylemi düşünüyordum, zarf karşımdaki masadaydı ve benim yapmam gereken tek şey alıp bu işi bitirmekti. O kadar karanlığa erişebilecek miydim? Bu yoldaki anahtar kelime benim düşüncelerimdi ve ben kilidi bulmayı istemeyen bir... Bir şeydim işte. Kendime itiraf etmek istemediğim o şeydim. Sevdiklerim söz konusu olduğunda o "korkak" tım.

-8 saat öncesi-

"Aileye hoşgeldin."

Karşımdaki sadist manyağın bu denli kelimenin tam anlamıyla gevşekçe konuşmasına büyük bir kahkaha patlattım.

"Vay, vay, vay. Birileri adam öldürmek için oldukça mutlu görünüyor."

Bu söylediği karşısında gülmemi sürdürmüştüm ve devam ederken..

"Seni köpeklere siktireceğim ve kemiklerinin yanışını izlerken kendi soğuk kanımı ısıtacağım piç kurusu."

Eğlenceli tavrı bir anda değişmişti. Suratı sert bir hal aldığında devam ettim.

"Ne oldu lan. Eğleniyorduk."

Tekrar gülümsemesi yüzüne yayıldı.

"Dışarıda kırk üç tane adamım var. Sakin ol Birikim."

Ona doğru yaklaştığımda suratına baktım her iliğine kadar nokta nokta inceledim.

"Aynada kendine iyi bak kendine iyice doy, Çaresiz olan ben miyim senmi? Hayatın boyunca adamlarının arkasına sığınamazsın, kaybedecek bir şeyim olmasa sende pek ala biliyorsunki hepsinin leşini önüne sermiştim."

BİRİKİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin