3'Ağlar durur sen uyurken

1.4K 200 241
                                    

Kafasını kaldırdı ve tezgâhın üzerinden kendisini süzen kıza son bir kez baktı. Genç ve alımlıydı ama Hoseok'un kafası bu gece bayağı kalabalıktı. Onunla flörtleşmeye çalışan kıza bu yüzden kısa cevaplar vermişti ve kızda en sonunda yalnız bırakmıştı. Ancak kızın hala kendisine baktığının farkındaydı. Umursamadı.

En sonunda ağır bir içki içtiğinde kafası önüne düşüyordu. Ancak uyumaya çalıştığından ötürü mü, uykusu geldiğinden mi yoksa içki kafasını bulandırdığında mı kafası önüne düşüyordu bilmiyordu. Haliyle kafası tezgaha düşmesine ve ayakları bar bankosunda sallanmasına rağmen uyuyamadığının bilincindeydi. Delireceğim diye geçirdi içinden.

Gözlerini zar zor açtı. Eve gitmek için kalkacakken yanına oturan genci farketti. Uzun bacaklarını siyah kumaş pantalon çevrelemişti. Temiz ve tertipli görünüyordu. Hoseok, hareketlerinde neyin değiştiğini anlamadan durdu, kalktığı yere geri oturdu.

"Gelmeyeceğini düşünmeye başlıyordum." Dedi genç. Tınısı oldukça hoş olan bu ses tanıdık geliyordu ama çıkaramamıştı. Kalın sesli çocuk ellerini uzattı, gülümsedi ve Hoseok bunun güven verici olduğunu düşündü. Gerçi herkes ona güven verebilirdi, ellerini uzatmaları yeterdi. Yine de Hoseok çocuğun elini tutmadı, birisiyle tanışmak istemiyordu. "Buraya benim için gelmedin mi?" Diye sordu genç. Sarı saçlarına güzelce dokundu. Hoseok ondaki feminen havanın hoşluğuna çekildiğini hissetti.

Kuruyan dudaklarını yalayarak ıslattı. "Senin için mi?" Diye sordu gözlerini buluşturarak. Bunun kötü olduğunu düşünmemişti ama bayağı derin bakıyordu. Çekimin üzerindeki etkisini görmezden gelmeyi seçti. Genç kafasını salladığında Hoseok onu onaylamadı. "Hayır, içki için geldim." Önündeki bardağı gözleriyle işaret ederken konuştu.

Genç onu takmadı ve böbürlenerek, "İçki içmenin sebebi bile benim." Dedi.

Hoseok kaşlarını çattı ve anlamaya çalışarak gözlerini kıstırıp genci süzdü. Ardından güldü ve bu tutum değişikliğini kafasının güzelliğine verdi. "Benimle flörtleşmeye filan mı çalışıyorsun?" Dedi gülmeye devam ederken.

"Hayır, ama böyle zannetmen normal Hoseok, sorun değil."

Hoseok tekrardan kaşlarını çattı. "İsmimㅡ"

Genç sözünü hızla kesmeyi seçti. Hoseok sinirlendiğini hissetti, çünkü uzun zamandır sözlerini ağzına tıkılıyordu. "Diğerlerinden farklı olmanı diliyorum, bu yüzden ismimi nerden biliyorsun sorusunu duymamış gibi davranacağım."

"Zaten sordurtmadın."

Genç güldü ve, "Alındın mı?" Diye sordu. Hoseok omuz silkti. Alındığı söylenemezdi ama birilerinin onu dinlemediği uzun zamandır hissediyordu. "Gidelim mi buradan?" Diye konuştu.

"Nereye?"

Genç sırıttı. "Yani geleceksin?" Büyük bir iş başarmış gibi gözlerinde parıltı vardı.

Hoseok kibirli diye düşündü. Oldukça kibirli birisiydi. "Neresi olduğunu söylersen düşüneceğim." Dedi Hoseok.

"Söylersem olmaz."

"O zaman gelmiyorum, kendine başkasını bul."

Genç dudaklarını büzdü ve Hoseok bunu tatlı buldu. Ancak yumuşamadı. Hala kararlı bir şekilde tek kaşını kaldırmış karşısında kıvranan çocuğu izliyordu.

"Tamam, sen kazandın." Dedi gülerek genç. "Üniversiteye gideceğiz. Uzun zamandır gitmedim."

Hoseok şaşkınca ona baktı. "Gece kulübünden çıkıp üniversiteye mi gitmek istiyorsun?" Genç kafasını salladı. "Kabul et, bu oldukça garip."

52 hertz | vhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin