Sen Kimsin?

Anlamak bu kadar mı zor?

Ertesi sabah Ali ve Mira erkenden Yılmaz'ların evine giderler. 

Y: Günaydın!

M: Günaydın, ne bu neşe sabah sabah?

Y: Sizi gördüm iyi geldi, hem bu ara gençlerin cephesi de durgun gibi, dimi Ali?

A: Eh işte abi..

Bu sırada Selin aşağıya iner.

S: Günaydın!

M: Ooo Yılmaz kardeşler ne yedi içti dün gece?

Ali ve Selin aynı anda,

A-S: Dün gece?!

Birbirlerine bakarlar ve yaptıklarının dikkat çektiğini fark edince hızlıca konuyu dağıtmaya çalışırlar.

S: Eee kahvaltı?

A: Yok Selin biz kalamayız

M: Neden?

A: Bizim çalışmamız lazım, dimi Selin?

S: Öyledir herhalde.. Biz gittik o zaman

Ali ve Selin evden çıktıktan sonra arabaya binerler,

S: Ne çalışacaktık biz, yine ne unuttum?

A: E dedim ya kahvaltı yaparız diye

S: Ali bizimkilerle de yapardık neden yalan söyledin?

Ali Selin'e yaklaşır,

A: Baş başa kalmak istedim, sakıncası mı var?

S: Yo-yok da, nedenini anlamadım..

A: Hadi gidiyoruz

***

Kahvaltı ikisinin beklediğinden de güzel geçmiştir. Neşeyle okula girdiklerinde Pelin'in onları izlediğini fark ederler. Selin bir anda huzursuz olur.

S: Ali sen sınıfa git, ben bir lavaboya uğrayıp gelicem

A: Tamam

Selin'in arkasından lavaboya Pelin de girer. 

P: Selin ya bu kadar kolay olmuş olamaz..

S: Ne diyosun?

P: O öpüşmeyi bu kadar kolay kişisel algılamış olamazsın diyorum, senden beklemezdim

S: Kapa çeneni!

P: Seni zorunda kaldığı için öptü anlamak bu kadar mı zor?

S: Ali beni seviyor, anlamak bu kadar mı zor?

Pelin bu sözlerin afallamış şekilde bakar Selin'e, Selin de hızlıca çıkar tuvaletten.

Hızlı hızlı sınıfa girdikten sonra Tuğçe ve Emre'nin yan yana oturarak Ali'nin yanını boş bıraktıklarını görür. Direnmeden gider Ali'nin yanına oturur.

A: Akşam çıkışta Tuğçe'lere gidelim diyoruz, ne dersin?

S: Olabilir.. 

A: Suratın bembeyaz olmuş iyi misin?

S: İyiyim iyiyim, sorun yok.

***

Gün sonunda Tuğçe'lere giderler.

E: Film?

A: Olur!

T: Ali, Selin siz mısır patlatın biz de filmi seçelim

A: Allah Allah neden zoru biz yapıyoruz?

T: Ama canım benim sen çok güzel patlatıyorsun ondan!

Selin'in durgunluğunu fark eden Ali hafifçe elinden tutarak mutfağa götürür.

A: Güzelim neyin var?

S: Yorgunum sadece

A: İstersen eve gidelim

S: Yok şimdi ayıp olur

Ali kollarını Selin'e sarar. Selin karşılık vermediğinde Ali geri çekilip yüzüne bakar.

A: Selin?

S: Ali beni dün gece zorunda olduğun için mi öptün?

A: Selin bu nasıl soru? 

S: Ali ama öyle oldu

A: Kızım deli gibi seviyorum seni bilmiyor musun?!

Selin bişey demeden kafasını eğer. 

A: Selin tamam.. Ben seni eve bırakayım biraz dinlen kafanı topla.

S: Ben yürüyerek gitsem? Hem iyi gelir

A: Peki tamam nasıl istersen.

Selin sessizce çıktıktan sonra Ali salona döner.

T: Selin nerde?

A: Gitti..

Ali koltuğa oturup iki elini ensesine koyar. 

E: Ali biraz konuşalım mı?

A: Ne konuşacağız?

T: Ali çok gel gitlisiniz bu normal mi sence?

A: Değil de görmüyor musunuz her şey bi tuhaf zaten. Rayına oturmuyor bir türlü. 

E: Aslında Selin hala kızgın sana ama özlediği için normal davranıyor. 

A: Kızgın mı?

T: Ali Pelin olayını kökünden çözmen lazım. Bu işin başka çözümü yok

A: Napıyım abi kızı pakete koyup geri mi göndereyim?!

T: Geri gitmesine gerek yok ama artık bir önemi olmadığını Selin'e anlatmalısın.

A: Tamam bunu bi düşüneceğim. Ben gidip spor falan yapayım kafayı dağıtmam lazım.

E: Görüşürüz

***

Küçük bir bölüm :)