4.bölüm- "Gemma?"

86 11 5
                                    

selam millleeeeeet :) ben geldim :) önceki bölümde multimedia abby vardı... Nasıl, beğendiniz mi kızımızı?? Bu arada yeni kapak hakkında ne düşünüyorsunuz? :) daha önce de dediğim gibi yorumlarınıza ihtiyacım var :) hazır konuşmaya başlamışım şunu da soyleyeyim... (lütfen bana kızmayın ya da kendini beğenmişlik ile suçlamayın) sınır koymaya karar verdim... azdan başlamak için normalde yaklaşık olarak kaç geliyorsa o kadar olacak.

7 oy + 5 yorum.. ahh hadi hikayeye geçelim..

Babam gerçektende üzgün görünüyordu ama ben sevinmiştim. Ne kadar erken gidersem annemi ve Harry'yi o kadar erken görürdüm. Ah... Harry... Acaba beni unuttu mu? 9 sene sonra onu ilk defa görecektim... Onu çok izlemistim. Ben Londra'dan ayrılırken bana kızgındı, acaba hala kızgın mıdır? Dört buçuk saatten sonra Holmes Chapel'da evimin önünde, son model arabamın içindeydim. Arabadan inip dosdoğru Harrylerin evine gittim. Kapıyı çaldım.

Kimse açmadı...

Tekrar çaldım ama tekrar aynı şeyle karşılaştım... Hiçbir şey! Daha sonra evden gizlice kaçtığımızda eve girmek için kullandığımız pencereye gittim. Güneş gözlüğümü çıkartıp gömleğimin yakasına astım. Pencereden içeriyi kontrol ettim ama girmeye cesaret edemedim. Esyalarin hepsi oradaydı fakat kimse yoktu. Pes edip bizim evin kapısını çaldım. Kapıyı annem açmadı. Onun yerine yirmili yaslarinda bir kız açtı. kızı şöyle bir süzdüm. Tanıdığımda gözlerim kocaman açıldı.

"Gemma?"

Kızın adını söylediğim anda iç çekiş gibi tuhaf bir çığlık attı ve eliyle ağzını kapattı.

"Aman Tanrım! Abby!"

Gülümseyince boynuma atladı. ondan birazcık daha uzundum ama dengemi bozmuştu. Dusmekten kurtulunca gulmeye başladık. Bir anda beni içeri çekti.

"Gel otur! Uzun yoldan geldin! En son Almanya'daydın değil mi? Tanrım ne kadar büyümüşsün! Eminim bana anlatacağın çok şey vardır! Ahh Abby seni o kadar çok özledim ki! Sen-"

"Gemma! Sakin ol lütfen! Tabi ki de sana çok şey anlatacağım ama... Önce şunu şöyle... Annem nerede? Ya Harry? O nerede? Neler yapıyor? Hala bana kizgin mı?" Gemma'nın gülümsemesi bir anda soldu.

"Annen teyzenin yanına gitti. Bir hafta sonra dönecek." dedi gözlerini kaçırarak.

"Ve Harry..." diye konuşmaya zorladım onu.

"Üzgünüm Abby. Harry senin geri dönmeni altı sene bekledi. Ona söz vermişsin 'seni unutmayacağım' diye. Altı sene boyunca geri dönmemen onu çok üzdü ve kendine senin olmadığın bir hayat kurdu." Afallamıştım. Harry, benim Harsh'im onu unuttugumu mu düşünüyordu? Şimdi nerede olduğumu sormak için ağzımı açtığım sırada Gemma aklımı okumuş gibi konuşmaya başladı.

"Hayır Abby nerede olduğunu sorma lütfen. 'Beni altı sene merak etmedi, şimdi hiç etmez' dedi ve eğer birgün olurda onu sorarsınız diye sana onun hakkında hiçbirşey demememi istedi. Üzgünüm, gerçekten üzgünüm."

Gemma dokunsam ağlayacakmış gibi duruyordu ama malesef onu teselli edebileceğimi sanmıyordum. Çünkü dönüp kalmıştım, bedenime aşırı kırılmış kalbim hükmetmediyordu ve bu yüzden gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı. Hıçkırmıyordum, sarsılmıyordum, sadece öylece  boşluğa bakıp gözlerimden o hain damlaların inişini kolaylaştırıyordum. Böyle ağlamam oldukça korkunç bir görüntü olmalıydı.

"Ben... Ben yüzümü yıkayıp gelicem" dedim sesim çatlayarak. Tökezleyerek büyük evdeki banyoya ulaştım. Aynanın karşısına geçtim ve resmen haykırmaya başladım. Yaklaşık yirmi dakika sonra aşağıya inebildim. Salona girdiğim gibi donup kaldım.

Uuuuww... Neler oluyor acaba? :D

Story Of My Love (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin