~6~

40 8 5
                                    

Yanına oturdum.
"Neden ağlıyorsun?" Diye sordum ona. Birşeyler söylemeye çalışıyordu ama çok içtiği için pek anlaşılmıyordu dedikleri. O kadar masum görünüyordu ki şu an, içinde ki tüm duyguları dışarı çıkarmıştı. Bende yanına uzandım ve gözlerimi kapattım, onunla beraber. Uykum geliyordu yavaş yavaş, gözlerim kapanıyordu.

20 dakika sonra;

Boynumda gezinen bir sıcaklık hissediyordum ve dudaklarımın üzerinde de bir baskı hissetmemle beraber gözlerimi açtım. Beni öpüyordu, bir anlık  refleksle onu ittirdim.
"Justin, sen ne yaptın...."
Hâlâ kendinde değil ve ne yaptığını bilmiyordu. Nefes alış verişleri daralmaya başlamıştı, korku duygusu tüm bedenimi hızlıca sarmaladı. Lavaboya doğru dengesiz bir şekilde koşturdu ve girdiği an  öğürdüğünü duydum. Peşinden lavaboya girdiğimde kusmaya devam ediyordu. Muhtemelen çok fazla alkol aldığı için şimdi de kusuyordu. Bir anda yere çöktü, yanına giderek ona sarıldım bir süre bu şekilde kaldık ve titrediğini hissettim gözlerinin dolduğunu gördüm. Justin'in gözlerinde hep kırgınlık, perişanlık, acı ve en çokta hüzün görüyordum. Kendini geri çekip, ayağa kalkabilmek için debelenmeye başladı. Tıpkı birkaç gün önce onunda bana ormanda öylece çaresizce beklerken yaptığı gibi ellerinden  tutup kalkmasına yardımcı oldum.
"Eğer dengeni sağlayamıyorsan, bana yaslanarak ağırlığını verebilirsin"
Olumlu anlamda başını salladıktan sonra bana yaslandı ve onu odaya doğru götürdüm. Hemen girer girmez kendini yatağın üstüne bıraktı. Çok solgun duruyordu. "Neden böyle?" Diye soruyordum bazen kendi kendime. Her zaman yorgun görünüyordu. Yanına oturup ellerimi saçlarına geçirdim. Yüzünü bana doğru çevirdiğinde gözleri farklı bakıyordu. Sanki bana karşı bir şeyler hissediyor gibi....
Sanki yaşadığı şeyleri de kaldıramıyormuş gibi bir ruh hali içerisinde.

▶▲◀◀▼◇•◇○◆▶◆▼◇◇○○◆▶◆▼◇◆•○◆◆

      ---06:40---
Justin şu an küçük bir bebek gibi mışıl mışıl uyuyordu, onu böyle seyrederken yüzüme bir tebessüm yayıldığını hissettim. Çekmecelerden birinde elime geçen boş kağıda birşeyler yazmaya başladım.

~Justin.....
  
     Benim için yaptığın herşeye çok teşekkür ederim ama ben burada sonsuza kadar  kalamam öyle değil mi? Artık gitmemin vakti geldi, seni hayal kırıklığına uğrattıysam üzgünüm. Gerçekten daha ne yazacağımı bilmiyorum.
Kendine iyi bak, seni seviyorum....

Kağıdı masanın üzerinde ki bir kitabın üstüne bıraktım.
Justin'e son bir kez baktım ve buruk bir şekilde gülümsedim. Gerçekten üzülüyorum, sanki beni başka türlü seviyormuş hissini veriyordu bana. Ya da ben mi öyle sanıyorum? 'Herneyse' diye içimden geçirerek derin bir nefes aldım ve alt kata indim. Koltuktan çantamı alarak tek omzuma geçirdim.

Nereye gideceğimi bile bilmeden öylece yürüyordum. Hayatımı düşünüyordum, tüm bu olanları düşünüyordum. Ben çıkmaz bir intikam oyunun içine istemeden sokulan bir piyonum ve Justin'in iyi yüreğini gördükten sonra vazgeçtim. Başından beri de kimseye zarar vermek istemiyordum şimdi de çok uzaklara gidip, kurtulmak istiyorum....

Dream》J.B.→FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin