Elimden geldiği kadar hızlı yazmaya çalışıyorum ancak yazlığa geldim ve burada internet yok o yüzden bölümleri biraz biriktirip internet buldukça atmaya çalışacağım. Hepinize destekleriniz için teşekkür ederim! Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin mdiwşeş,
--
Hermomie, Madam Pomfrey'nin tüm kontrollerinden geçti ve bir kaç gün revirde kaldı. Bunun ardından sağlıklı olduğu anlaşılınca Profesör McGonagall'ı görmeye gitti. Müdürün odasına açılan kordidorun önüne geldi."Fıstıklı Balkabağı Tatlısı" diye seslendi usulca ve odanın girişi açıldı. Yavaş adımlarla ilerledi ve odanın içine girdi.
"Ben de sizi bekliyordum, Miss Granger." dedi profesör. "Eminim yanıtlanmasını beklediğiniz bir çok soru vardır ama bunlara daha sonra geleceğiz. Öncelikle bana tam olarak neler olduğunu anlatmalısın."
Hermonie ona Ron ile kavga ettiğini, ardından kütüphaneye gidip nasıl gizli geçiti fark ettiğini ve içine girdikten çok kısa bir süre sonra dışarı çıktığını anlattı. Ancak atladığı ufak bir ayrıntı vardı. Geçitten çıktığından beri her gece rüyasında aynı anıyı görüyordu. Ancak bu defa Giny'nin çığlığından önce konuşmayı andıran hafif fısıltılar duyuyordu. Büyücülük dünyasında dahi olsanız sahipsiz sesler duymak pek hayra alamet olmadığından olanları kendine saklamaya karar verdi.
"Merlin'in sakalı adına, acaba gerçek olabilir mi?" diye mırıldandı McGonagall.
"Ney, gerçek olabilir mi Profesör?" McGonagall onu duymazdan gelircesine kendi kendine konuşmaya devam etti,
"Ama yıllar önce hepsinin girişleri kapatıldı sanıyordum. Demek gerçekten yer değiştirebiliyorlarmış... Peki Dumbledore olsa ne yapardı?" ardından gözleri önünde oturan Hermonie'ye takıldı.
"Şimdi gidebilirsin ama sana orada ne olduğunu soran herkese hatırlamadığını, kendinde olmadığını söylemelisin."
"Ama Profesör, peki ya-"
"Artık gidebilirsin." diyerek sözünü kesti. Hermonie bir şey demeden hışımla ayağa kalktı ve müdürün odasından dışarı çıktı.
Bunlar da ne demekti? Neyin tüm girişleri kapatılmıştı? Hermione'nin hiçbir fikri yoktu. Kütüphaneye gitmeyi düşünse de anında bu fikirden vazgeçti. Ortak salona da gidebilirdi ancak ona yöneltilecek onlarca sorunun altından kalkabileceğini de düşünmüyordu.
Binadan çıkarak Quidditch sahasının bulunduğu alana ilerledi. Çimenlerin üstüne oturup düşünmeye başladı. Çapucuların bulamadığı bir gizli geçit olabilir miydi? Hem tek bir gizli geçit neden Profesör McGonagall'ı bu kadar korkutmuştu ki? Hem nasıl olurda orada bir hafta kalmıştı? Bir saatten daha fazla zaman geçirmediğine yemin edebilirdi.
O düşüncelere dalmışken ona doğru gelen ayak seslerini fark etmedi.
"Burada olacağını düşünmemiştim." dedi Ron.
"Nereye gideceğimi bilemedim." diye cevap verdi Hermione gözlerini Ron'dan kaçırarak.
"Yanımıza gelebilirdin."
"Hayır, gelemezdim."
"Aramızda ne olursa olsun beraber çok şey atlattık Hermione."
"Biliyorum. Olanlardan sonra, bilemedim."
"İyi olduğunu bilmek istedim. Günlerce ortada yoktun ve son konuşmamızın böyle aptalca bir şey olmasından çok korktum."
Kısa bir sessizlşkten sonra Ron devam etti,
"Benim için zor olacak ancak sonunda sana kızmayacağım. Onu seviyor musun Herm?"
Hermione derin bir nefes aldı. Ron ona daha önce hiç böyle hitap etmemişti ve söylediklerinde samimi olduğunu biliyordu.
"Evet, onu seviyorum."
"Öyleyse, ben de yanındayım. Ne olursa olsun arkadaşımsın."
Hermione gülümsedi ve kollarını Ron'un boynuna doladı.
"Yanımda olduğun için teşekkür ederim."
"Sadece, dedi Ron, o bir Slytherin. Dikkatli ol."
"Biliyorum, olacağım." tekrar gülümsedi ve devam etti,
"Teşekkürler Ron. Ancak gitmeliyim. Akşam yemeğinde görüşürüz."
Ayağa kalkıp binaya doğru yürümeye başladı. Gözlerine önüne kilitlemiş olan bitenden bihaber bir şekilde hızla yürürken birden sert bir şeye çarptığını hissetti.
"Önüne baksa- ah, Hermonie?" dedi Draco. Üst üste bu kadar tesadüf, ilginç diye geçirdi içinden.
"Kusura bakma seni görmedim." dedi bir çırpıda. Kalbi heycanla küt küt atarken bu kadar soğukkanlı davranmayı nasıl başardığını kendisi bile bilmiyordu.
"Seni demin Weasley'nin yanında gördüm.. Siz, hala?"
"Hayır. Artık yalnızca arkadaşız."
"Üzgünüm, düşünemedim."
"Bunun seninle bir ilgisi yok, merak etme." yalan söylediği anlaşılmasın diye gözlerini Draco'nunkilerden kaçırdı.
"Hermonie, sana bir şey sorabilir miyim?"
Umarım düşündüğüm şey değildir,
"Acaba, benimle..."
Bu gidişattan hoşlanmadım...
"Akşam yemeğinden sonra kütüphanede buluşabilir misin?" Hermonie derin bir soluk verdi. Rahatlamıştı. Draco'nun ondan kız arkadaşı olmasını isteyeceğini düşündü ki henüz bunun için çok erkendi.
"Evet, elbette. Ne için peki?"
"Ufak bir araştırma yaptım, yasaklı bölümden bir kaç kitap aldım. Tamamını şu an açıklayamam ancak bunları görmen lazım."
Draco'nun kütüphaneye gitmiş olması, üstüne üstlük onu ilgilendirecek bir konuda araştırma yapmış olması oldukça şaşırtmıştı onu ancak bunu belli etmedi.
"Anlıyorum. Öyleyse saat dokuz da kütüphanenin önünde buluşalım mı?"
"Pekala, benim için uygun."
"O halde akşam görüşürüz." dedi Hermomie ufak bir tebessümle.
"Görüşürüz." diye cevap verdi aynı şekilde Draco.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramonie // Fan Fiction *Harry Potter*
Fanfiction''Hermonie, cümlesini tamamlayamadı. Çünkü Draco onu kendine çekti ve dudakları birbiriyle buluştu,,