Sabahın köründe uyanmıştım. Derin gece misafir odasında uyumuştu. Sonunda Pazar günü gelmişti. En sevdiğim gün. Belki bugün dışarı çıkardık. Bahçeden ses geliyodu. Pazar Kahvaltısı çalıyordu. Odamdaki balkon bahçeye baktığı için hemen balkona gittim.
"Derin!"
"Efendim?"
"Ne bu ses?"
"Kankacım şarkı dinliyordum"
"Kızım sen sağır mısın?"
"Baban gibisin sende."
"Damadıyım sonuçta;)"
"Damadıymış!"
"Heh annen beni yemeğe çağırdı canım!"
"Ne!"
"Evet, neyse kahvaltı hazır mı?"
"Hazır, gelirken mutfaktan ekmekleri getir."
"Başka birşey var mı?"
"Yok kanka!"
Yüzümü yıkadım. Ekmekleri alıp bahçeye çıktım.
"Bugün dışarı gidiceğiz"
"Aa nereye?"
"Bilmem"
"İlk olarak markete gidelim"
"Eee sonra?"
"Sonra alışveriş merkezine gidelim"
"Hmm"
"Sonrada sinemaya gidelim"
"Bu enerji nerden geliyor sana?"
"Mutluyum çünkü"
"Nedenmiş o?"
"En sevdiğim kankim yanımda"
"Doğru kankin!"
"Sus hadi ye şunları"
Birden hışırtı geldi çalışardan. Sonra bi kedi uçarak girdi içeri. Arkadanda köpek sesleri geliyodu.
"Uzay şuna bak "
"Mutfakda kenarda mama vardı getirirmisin?"
Kedinin başını oksamaya başladım. Koşmaktan harap olmuştu. Mamayı getirmişti.
"Al bakayım"
"Şuna bak ya!"
"Kedileri sever misin"
"Bayılırım."
Çimenlere oturdu.
"Bunu bırakmayalım"
"Derin nasıl bakacağız buna ?"
"Bakarım ben"
"İyi bari. Adı ne olcak?"
"Çi"
"Çi ne be Çiko olsun bari"
"Oda olur"
"Hadi içeri geçelim"
"Ee kahvaltı?"
"Gelicez hemen Çikoya eşyalarını göstereceğim"
