Ölümsüzlük Yolunda

Bölüm 2

Wang Tuan Babası tarafından kendisine uzatılan kitaba şaşkınlık içinde bakıyordu. Wang Tuan ağzını açmadan babası açıklamaya başladı.

"Oğlum biliyorsun ki seni varisim yapacağım, bunu tam olarak gerçekleştirmeden önce bu kitaba kanını damlat."

Wang Tuan bir şey söylemeyerek sadece kafasını salladı ve kendisine uzatılan kitabı yavaşça aldı. Kitap oldukça eski gözüküyordu. Diğer kitaplardan tek farkı ortasında Kocaman gri renkte bir taş vardı.

Wang Tuan Babasının az önce hediye ettiği hançeri aldı ve elini kesti. Kanlar usülce kitaba doğru aktı.

Gri renkte olan bu taş kanı hızlıca sömürüyordu. Rengi griden kırmızıya dönüşmeye başlamıştı.

Yeterince kanı alan kitabın taşı artık kıpkırmızı canlı bir renge bürünmüştü. Lord Leon kitabı Wang Tuan'ın ellerinden aldı ve ilk sayfayı açtı. İlk sayfada bir mühür vardı. Bu mühür Kadim Ata tarafından oluşturulmuştu ve şimdi Lord Leon tarafından kaldırılıyordu.

Birbirine geçmiş bir sürü karmaşık halka tek tek kitaptan silinirken Lord Leon'un yüz ifadesi işlerin yolunda olduğunu doğruluyordu.

"Varisim olunca, Tuan klanının yüzyıllardır saklı gerçek tekniklerini öğreneceksin!"
Wang Tuan gittikçe heyecanlanıyordu.
"Gizli teknikler mi ?" Wang Tuan babasının gizle tekniklerle neyi kasteddiğini anlamamıştı.

"Evet Klanımızın ATA'sı Büyük Savaşçı EjderKatili Xin Tuan tarafından oluşturulmuş teknikler. Oda senin gibi çift sınıflıydı. Bu teknikleri İmparatordan bile sakladım. Artık bunları saklamama gerek kalmadı!"
Wang Tuan babasının bu teknikleri İmparatordan bile neden sakladığını merak etsede kurcalamadı. Artık teknikleri öğrenmek istiyordu.

Kitaptaki tüm halkalar ortadan kaybolunca etrafı ürkütücü bir aura kapladı.

Wang Tuan bilmese de Lord Leon biliyorduki bu aura tüm imparatorluğa yayılmıştı.

Yüce imparator tahtında sıkıntıdan patlarken hissettiği aura ile gözleri açıldı.
'Bu aura....Yoksa Xin Tuan'ın aurasıyla birebir aynı.'

"Aegis derhal bu auranın kaynağına gidin ve oradaki herkesi bana getirin !"

Kralın sağ kolu olan Aegis birden ortalıktan kayboldu. Hedefinde tek bir yer vardı Tuan Malikânesi !

Lord Leon vaktinin kısıtlı olduğunu biliyordu kitabı hemen Wang'a uzattı.
"Auranı kitaba yönlendir çabuk ! Vaktimiz kısıtlı."
Wang babasının neden aceleci davrandığını bilmesede hemen aurasını kitaba yönlendirdi. Kitap ortalıktan kaybolurken Wang Tuan'ın kafasında teknikler beliriyordu. Kafasını tutmaya başlayan Wang, öleceğini hissediyordu.

"Beni dinle Wang bu yüzüğü almak zorundasın ! Bir süreliğine beni göremeyeceksin, burdan Güneye doğru ilerle karşına Yeşil Yılan İmparatorluğu çıkacak, seni orada bulurum şimdi git!"

Wang'ın başı çok kötü ağrımasına rağmen eline tutuşturulan yüzüğe şaşkınlıkla baktı. Korkmaya başladı. On bir yaşında gibi görünse bile o daha dört yaşındaydı. Ne yapacağını bilemiyordu Korkuyla babasına baktı.

Lord Leon oğluna güvendiğini gösteren bir şekilde bakıyordu. Bunu gören Wang hemen babasına sarıldı.

***

Weng mâlikaneden çıkmış Güney'e doğru yol alıyordu. Daha önce okuduğu kitaptan Dört imparatorluk olduğunu biliyordu. Bunlar
Yeşil Yılan İmparatorluğu
Kırmızı Anka Pençesi İmparatorluğu şuan Wang Tuan bu imparatorluktaydı.
Siyah Kaplumbağa İmparatorluğu
Son olarak ise Kadim Ejder imparatorluğu.

Her imparatorluğun isminin bir hikayesi vardı. Yine de Wang Tuan'ın bunları düşünecek zamanı yoktu. Ne için kaçtığını bilmesede durmaya niyetli değildi.

Gözü elindeki yüzüğe ilişti. Bu bir Kırmızı Boyut Yüzüğüydü. Yüzükler üstlerindeki taşlar ile belli bir değere ve saklama kapasitesine sahipti.

Beyaz Boyutsal Yüzük 10x10m alana sahipti ve orta dereceli klanlarda iki veya üç kişide vardı.

Mavi Boyutsal Yüzük 50x50m alana sahipti ve yüksek dereceli klanlarda iki veya üç kişide vardı.

Kırmızı Boyutsal Yüzük 100x100m alana sahipti ve elit dereceli klanlarda bile bir kişide bulunurdu.

Yeşil boyutsal yüzük 10x10km alana sahipti ve İmparator soyundan gelenlerde bulunurdu.

Wang Tuan Güney ormanlarına girince koşmayı bıraktı ve bir ağacın altına oturarak dinlenmeye başladı. Yanında sadece bir yüzük ve babasının hediye ettiği hançer vardı. Elini tekrar kesti ve kanını yüzüğe akıttı.

Yüzük iki kez parlayıp söndükten sonra Wang'ın gözleri büyüdü. Yüzükte YüzBin Kırmızı Ejder Altını vardı. Bu neredeyse bir İmparatorluğun servetiyle eşitti. Tabi imparatorluğun Kadim Eşyalarını saymazsak.

Yüzükte bir kılıç, üç battaniye bir yastık ve çok fazla yiyecek ve çok fazla su vardı.

Wang Yeşil Yılan İmparatorluğuna gitmek istesede orası bu İmparatorluğa çok uzaktı.

Dört yaşında tek başına yolculuk yapan bu çocuk daha çok saf ve temiz kalpliydi. Hayatın gerçeklerini öğrenmesine daha uzun bir zaman vardı. Ölüm tehlikesiyle yüz yüze geldiğinde benliği git gide pişecek ve olgunlaşacaktı.
Küçük Weng bugünlük dinlenmeye ve uyumak için güvenli Bir mağara aramaya karar verdi.

**
Wang Tuan Malikâne'den Ayrıldıktan Hemen Sonrası

Lord Leon Malikâne'den koşturarak çıkan çocuğun arkasından bakıyordu. Mühür bozulunca kitaptan aura yayılacağını hiç düşünmemişti.

Leon birden ortadan kayboldu, kısa süre içinde malikânenin üstünde havada süzülüyordu. O bir büyücüydü hemde çok güçlü bir büyücü. Leon gözlerini kısmış ileriye doğru bakıyordu.

Baktığı yerde bir şey görünmesede kısa süre sonra Aegis ve yanına aldığı beş adam ufukta gözüktüler.

Lord Leon gelenleri görünce yüzünde alay eden bir ifade oluştu.
'Geçmişte klanıma yaptığınız her şeyin intikamını alacağım Xin Tuan'ın gözü arkada kalmayacak.'
Aegis sonunda malikâneye varmıştı.

"Kırmızı Anka Pençesi İmparatorunun adına sana emrediyorum, Labrax Şehrinin Lord'u Leon Tuan teslim ol!"

Leon Tuan bu cümleye karşı sadece gülümsedi ve bu zamana kadar sakladığı aurasını dışarı çıkardı. Aegis ve yanındakilerin yüzleri donmuştu. Leon'un aurası yüzünden hareket edemiyorlardı. Aegis dişlerin arasından zorla konuştu ?

"Sen... Sen nas..nasıl olurda Hüküm...Hükümdar Aleminde olursun ?"

Leon Tuan soğukça gülümsedi.
"Bunu öğrenmeye hak etmiyorsunuz !" Leon sadece elini sallamasıyla oracıkta beş kişinin kellesini kopardı. Aegis'in cansız bedenini inceledikten sonra ortadan kayboldu.