Dedemler beni sever, iyi adamdır kendi de. Biraz sohbet ettikten sonra sigaramı alıp dışarı çıktım, çok sessizdi. Kimsecikler yoktu, bakkala gidip bir paket sakız almaya karar verdim çünkü ağzımın tadı bayağı bozuktu. Cemil amcaya girdiğimde hala bıraktığım gibiydi ve hiç hareket etmemesi iyice korkutucu olmuştu. Sakızı alıp arkama döndüğümde dibimde belirdi, yeni mezarlığı gördün mü diye sordu yine. Cemil amca beni rahatsız etme deyip sakızı yere attım ağlayarak dedemin evine koştum. Olanları dedeme anlatınca git bir yeni mezara bak dedi, dedemden bile ürkmüştüm. Yeni mezar köyün girişine yapılmış ama ben zaten o yoldan gelmiştim, belki görmemişimdir deyip koşa koşa girişe gittim Cemil amcanın dükkanının önünden giderken daha da hızlandım. Kapının önünde dümdüz donuk biçimde duruyordu. Ona baktığımda gözleriyle beni takip etmeye başladı. O korkunun havliyle daha hızlı koştum. Girişte telleri gördüm ama tuhaftı , hiç mezar taşı göremedim. Tellere yapıştığımda ortada bir tas olduğunu fark ettim ama mezarlığın girişi yoktu. Bende tellerden zıpladım, taşın yanına korka korka yaklaştım. Mezar taşının yanına geldiğimde gördüklerim karşısında donakalmıştım. Benim ismim yazıyordu ! Semih Demiray Doğum 01.01.1995 . Ölüm tarihi yazmıyordu. Hüngür hüngür ağlamaya başladım tellere geri koşarken Cemil amcayı gördüm, yine donuktu ve gözü kanıyordu. Cemil amca yardim et bu taşta benim ismim var dedim arkama dönüp elimle işaret ettiğimde kaybolmuştu. Sinirlerim altüst olmuştu resmen. Tellerden atladım ve yine Cemil amcanın önünden geçtim, yine dükkanın önünde donmuştu. Yeni mezarlığı gördün mu diye bağırdı ben seslenmeden devam ettim. Eve döndüm olanlar bas döndürücüydü, dedeme anlattım hepsini. Sakin ol evlat gel bir beraber bakalım dediğinde rahatlamıştım, av tüfeğini aldı. Cemil amcanın dükkanına girdik, geçen dönem ki gibi o sıcak kanlı adam sanki geri gelmişti. Oo hoş geldiniz filan, kanim donmuştu resmen. Yaşadıklarımdan hiç bahsetmedim. Dedem adamla konuştuktan sonra yeni mezara gittik, ortadaki tasta eski muhtarın ismi yazıyordu, dedeme sarıldım bir kez daha ağladım. Ben dönüyorum dede dediğimde o da dondu, gitmeyeceksin özledik seni evlat dedi, onu deyince kaçmaya karar verdim. Odamdan dışarıyı izliyordum, ne o sen şakrak çocuklar vardi ne de gezen. Dedem gel misafirliğe gideceğiz dedi, siz gidin geliyorum dede dedim. Bir not bırakıp çantamı aldım, notu yazdıktan sonra hem karşıdaki Dilek teyzeler hemde dedem ler donmuştu yine, dedem eliyle gel yaptı. Çantayı çaktırmadan bırakıp gülerek yanlarına gittiğimde yine düzeldiler. Ben anlamıştım, bir batağa girdim ve dua etmeye başladım.