3. BÖLÜM

31 1 0
                                    

Ne kadar süre öyle kaldım bilmiyorum ama uzun bir süre olmalıymış ki "daha ne kadar böyle beklemem gerekiyor" demesiyle kendime geldim ardından  Uyarıcı bir öksürük sesiyle ona döndüm. Elini gösterdi hâlâ havada duruyordu, hiç mi yorulmamıştı...

Elimin kalktığını hissettim tam elini tutacakken geri çektim kucağıma... Allah'ım neler oluyordu böyle bir yandan çok istediğimin farkındayım öte yandan her şey çok ani olmuştu "biliyorum kafan çok karışık dalıp gitmelerinden tereddüt etmenden anlayabiliyorum ama bi düşün çocukluğumuzdan beri 'biz' beraber anılıyoruz belki ki de geçmişimizin  olduğu gibi geleceğimizin başrollerinde biz varızdır."

Geleceğimizin başrolleri.. Ben ve O.. Elim bir kez daha kalktı eline yaklaştıkça kalbim yerinden  çıkacak gibi oluyordu olmayacak sanırım yapamayacağım, kendime güvenemiyorum diye düşünüp tam elimi çekecekken o gözlere daha görür görmez meftun olan yüreğim bir anda mani oldu ve elimi Bulut'un  elleri arasında buldum..

"Artık benimsin" dediğinde ailem beni öldürecek diye düşünmeden edemedim çünkü onlar istemeyeceğimi sanıyorlardı "Allah'ım onları hayal kırıklığına uğrattım beni onların gazabından koru" diye dua etmeye başlamıştım bile içimden..

Araba sesi duymamla arkamdaki pencereden dışarayı bakmam bir oldu; babam gelmişti o sırada Ayfer teyze bize ''oğlum buraya gelin Mustafa amcan geldi" diye seslendi; çok heyecan yaptım hemen kalktım yerimden onun beni izlediğini biliyor ama bir türlü ne yapmam gerektiğine  karar veremiyordum aklımı okumuş gibi "dışarı çıkmamız gerek" dedi başımı tamam dercesine salladıktan sonra kapıya doğru yöneldim, ne yani komut mu bekliyordum.

Tam kapıyı açmıştım ki bir güç kapıyı tekrar kapattı arkamı döndüm ve Bulut'un arkamda durduğunu bir elinin ise kapının üzerinde olduğunu fark ettim. Bana bakıyordu, kaşlarımı çatmış ne olduğuna anlam vermeye çalışırken dikkatimi bana doğru iyice yaklaştığı çekti bir adım gerileyince kapının koluna çarptım ve bu da ağzımdan küçük bir iniltinin kaçmasına sebep oldu ama bu durmasını sağlamadı gelecek bir yeri olmadığından bu defa yavaş yavaş yüzü yaklaşmaya başladı, aklıma gelen şeyle duraksadım; öpecek miydi?

Bahçeden gelen sesler ile içimdeki endişe de artmıştı, lütfen öpmesin! Baktım olmayacak kapattım gözlerimi birkaç saniye sonra alnımda hissettim dudaklarını. Evet öpmüştü ama benim korktuğum dudaklarımdan öpmesiydi; Alnımdan öpmesi beni niye bu kadar etkilemişti ki " Bunun anlamını biliyor musun?" Diye sordu fakat ben sahiden bilmiyordum, başımı sağa sola salladım ve o da kulağıma eğilip "yakın bir zamanda öğrenirsin" demişti. Nefesini boynumda hissedince tüylerim diken diken oldu. Bakakaldım gözlerine öyle ne kadar durduk bilmiyorum kaç saniye ya da kaç dakika emin değilim "çıkalım mi? Mustafa amcanın daha ilk günden gözüne batmak istemem" dedi olur anlamında başımı aşağı yukarı salladım bir saniye ya ben niye konuşmuyordum dilimi mi yuttum acaba?

Önce ben çıktım, ayakkabılarımı giyinmeye çalışırken kapının pervazında  durmuş beni izliyordu ki bu da daha çok elimin ayağımın dolaşması anlamına geliyordu. Sonunda giyindim ve çıkacakken bir kez daha dönüp baktım; o muydu bu kadar güzel bakan yoksa ben miydim bu denli güzel baktığını sanan? Cevap ne olursa olsun ben tutuluyorrum o bakışlara...

Bizimkilerin yanına uğramadan kendi evimize geçtim. Mutfak penceresi bahçeye baktığı için pencere önünde durmuş onları izliyordum. Ben içeri girdikten 5 dakika kadar sonra o da bahçeye çıkmış babamla selamlaşmış sohbet ediyorlardı. Bir süre sonra Bahar teyze kalktı ve benim bulunduğum eve doğru gelmeye başladı içeri girince pencere önünden ayrılıp bir ihtiyacı olup olmadığını sormak için yanına gittim.

"Su içecektim kızım"
"Siz oturun şöyle ben getireyim hemen" deyip mutfağa geçtim bir bardak suyla geri döndüğümde bana bakıp güldü; bardağı uzattıktan Sonra bir yudum su alıp yanına oturmamı istedi.

"Konuşmanız nasıl geçti" diye sordu. Ne kadar da anlayışlı ve açık sözlü bir aile, ben annemle bu kadar rahat konuşamazken bu kadınla nasıl konuşabilirdim ki? "İyiydi Bahar teyze bu arada benim içerde yapmam gerekenler var siz rahatınıza bakın" deyip kalktım kadının yanından. Bana ne oluyordu anlamıyorum hepsinin yanında ayrı heyecan kaplıyor içimi; kulaklarımdan itibaren başlayıp tüm vücudumu istila eden sıcaklığın yavaş yavaş geçtiğini hissedebiliyordum..

Saate baktım akşam 5 olmuştu bile yavaş yavaş yemekleri ısıtmaya koyuldum 10 dakika sonra annem de yardim etmek için yanıma geldi. Misafir evine yer sofrası kuruldu bir ara utana sıkıla Ayfer teyzeden  yardim istedim çok şükür anlayışlı ve sevecen biriydi de hemen yardım etti gayet mutlu bir aile ortamı oldu sanki e tabi bu da beni baya baya mutlu etmişti...

<İleride olabilecekleri nadiren de olsa görme şansımız oysaydı keşke>

Bahçede çaylar içildikten sonra babam çarşıya çıkacağını söyleyerek kalktı yanımızdan...

Bundan sonra ne olacaktı? Olacak miydi ya da? Peki okulum? Psikolog olmak istiyordum her ne kadar şu an programcılık okusam da hayalimdi Psikoloji okumak daha şimdiden herkesin 'Psikolog hanım' diye seslenmesine o kadar alışmıştım ki; evlilik olsa bile ben okuldan hayallerimden vazgeçmezdim, vazgeçer miydim acaba? Yok yok vazgeçmezdim.

Ben daldığım düşüncelerle savaşırken Bahar teyzenin sesi getirdi beni kendime geliniyle tanışmak istiyormuş, nasıl yani ne gelini ya ben olamam dimi doğrudan Ayfer teyzenin dolaylı yoldan ise Bahar teyzenin gelini olduğum doğruydu ama ben buradaydım sonuçta bir dakika bir dakika aptal kafam nasıl da unutmuşum Bahar teyzenin 30 lu yaşlarda bir oğlu vardı ve komşumuzun kızı ile görüşüyorlardı kesin ondan bahsediyordur.  Ben parçaları yeni yeni birleştirmeye başlamışken millet ayaklandı konuşmalardan Safiye teyzeye gideceğimizi ve bunun için hazırlanacaklarını anlamıştım.

Annem anahtarları almak için içeri girdiğinde Bahar teyze ve Ayfer teyze de üzerlerini değiştirmek için misafir evine geçmişlerdi Bulut zaten yarim saattir oradaydı bir ara mutfaktan bardak alma bahanesiyle oraya gittiğimde telefonuyla oyun oynadığını söylemişti. Bahçe de oturmuş olanları düşünürken Ayfer teyze seslendi bana hemen kalkıp gittim henüz içeriye yeni girmiştim ki yan tarafındaki odayı işaret etti ne demek istediğini anlamıştım odaya girdim Bulut'u  karanlıkta ve ayakta beni beklerken buldum yalnızca kapının buz camından içeriye sızan ışıkla görebiliyordum onu

"Gitmeyeceksin" dedi otoriter bir ses tonuyla ama anlamamıştım nereye gitmeyecektim anlamadığımı fark etmiş olacak ki "annemlerle gitmeni istemiyorum burada benimle kalacaksın" dedi ama böyle bir şey mümkün değildi tabi ki kendimi toparlayıp "bu zamana kadar hayatına girip çıkan kızların yaşayış biçimlerini ve ailelerinin ne derece rahat olduğunu bilemem ama sen benim ailemin senin alıştığın biçimde rahat olmadığını ve benim seninle bu evde yalnız kalmamın doğru olmadığını düşündüğümü bilmen gerek" dedim tek nefeste tüm bunları nasıl söylediğimden emin olamazken bir de Bulut'un gözlerindeki öfkeyi gördüm loş aydınlıkta bile bu kadar belliyken aydınlık ortamda tahmin edemiyorum dişlerini sıktığını fark edebiliyordum, korktum istemsizce yutkundum, bana doğru bir adım attı ve bir anda sağ kolumu tutup beni kendine doğru çekti neye uğradıgımı şaşırdım "Hazal, gitmeyeceksin!" her bir hecesini ayrı ayrı bastırmıştı o sırada kapı çaldı ama kimse içeri girmedi ve bir ses "oğlum teyzen çıkıyor siz da acele edin Gönül hanımı da bekletmeyelim, sizi bekliyorum" demişti. Doğru annem şimdiye sinir küpü olmuştur misafirlerin yanında belli etmez de daha sonra acısını fena çıkartacaktır. Kesin Ayfer teyze de onunla olduğumu düşünmeleri için bekliyordu bizi oysa biz hiç isfimizi bozmamıştık hala bakıyordu gözlerime "buralarda  nikah olmadan bir kız ve bir erkek yalnız kalmaz laf olur" dedim kolumdaki baskısı artmıştı iyice çekti kendine ve hiç beklemediğim bir şey yaptı..

Öptü.. Dudağımdan...

HAYAL KIRIKLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin