'Kocaman umutlarım var benim, yorulmam' dedi. Aslında yolun sonunu o da göremiyordu. Hislerine güven demişti annesi saçlarını okşarken. O da güveniyordu, bu yüzden herkesin napıyorsun saçmalama dediği herşeyi yapmıştı. Belki de onlara inat yaşamak hoşuna gidiyordu.
Yeni bir gün yeni bir maceraydı onun için. Elindeki cep telefonundan konum belirlerken bir bilgisayar oyunu oynar gibiydi. Git düğmesine bastı ve kendisini adrese götürecek mekanik kadına kulak verdi. Kulaklığındaki sese o kadar kaptırmıştı ki kendini, etrafındaki herşey bir film şeridini andırıyordu. Sessiz ama canlı bir film. Bir kaç kez bu yüzden arabaların altında kalma tehlikesi atlatmış, çarptığı insanlardan azar işitmişti ama o bu şekilde herkesin içinde yalnız yaşamayı seviyordu, tıpkı diğer kristal çocuklar gibi..
Evet, bu apartman olmalıydı çünkü mekanik kadın hedefe varıldı demişti. Apartman çok eski gözüküyordu. Yakında yıkılıp yenisi yapılacaklardan olmalıydı çünkü birçok dairesi dışardan boş görünen dört katlı bir binaydı. Görüşme yapacağı ofis ikinci kattaydı. Zilin üzerinde üç nolu daireyi buldu ve zile bastı. Sessiz apartmanın ve sokağın akşamüstü sessizliğinde, mali müşavir arayan başka iş ilanı bulamadığından İzmir'in öbür ucuna saatlerce metro ve otobüs değiştirerek ancak bu saatte gelebilmişti. Ablasının sabah evden çıkarken anlamlı bir 'ohh iyisin' lafı olmasa bu işede geleceği yoktu ya.. Kapı otomatiğinin sesiyle irkildi ve apartmana girdi. Girer girmez ağır idrar kokusunu hissetti..
İşte dairenin kapısındaydı, hiçbir heyecan duymuyordu. Bu duruma kendi bile şaşırdı. Kaybedecek birşeyi olmayacağını bildiği içnimiydi yoksa 24 yaşına gelene kadar kendiyle ilgili bütün kararları ailesi aldığındanmıydı bilmiyordu ama rahattı. Kapının açıldığını orta yaş üzeri bir adamın bir şeyler söylediğini farketti ve telefonun kulaklığını çıkardı. Adamın son sözlerini işitti '..... ilan içinmi geldiniz' Duraksamadan cevap verdi 'internette iş ilanınızı gördüm'. Adam hafifçe gülümsedi 'Sanırım ikinci ilanı görmediniz, genç birini aramıyoruz. İyi günler dilerim' dedi ve kapıyı kapattı. Kapı kapandığında, Zehra kendine geldi. Saatlerce şehrin diğer ucuna Torbalı'ya yolculuk yapmış, iş ilanı verilen yeri bulmuş ama saçma sapan bir nedenle, üstelik kendini anlatmak fırsatı bile verilmeden kapı yüzüne kapanmıştı. Kendini çok aşağılanmış hissetti, kapıyı tekrar çalarken küfürlü konuşmadan bunu nasıl anlatacağını düşündü. Kapı açıldığında biraz önce dikkatlice bakamadığı adamın şık giyimli kirli sakalı ve filmlerdeki gibi bir bıyığı olan saçları hafif kırlaşmış biri olduğunu farketti. Hafifçe yutkundu, kahretsin yine unutmuştu ne söyleyeceğini...'Bunu bana yapamazsınız' sözleri çıktı ağzından. Zehra'nın sözlerini duyan adam kaşlarını hafifçe kaldırıp anlamsızca baktı. Zehra tekrar 'kapıyı yüzüme kapatamazsınız, benim bu işe ihtiyacım var' dedi ve sustu. Derin bir sessizlik oldu,donmuştu. Zehra kendisinin bu lafları nasıl söylediğini anlayamıyordu, aklından böyle bir şey geçmemişti bile.. Söylediklerinden sonra kızardığını hissetti, dönüp gitmeyi düşündü ama adamın filmlerden çıkmış sesini duydu 'Ama hanımefendi size göre değil bu iş'. Aman Allahım nasıl etkileyiciydi o ses. Zehra bir an adamın yüzüne hayranlıkla baktığını hissetti ve aceleyle 'Neden, beni tanımıyorsun ki' diye bağırdı. Adam da kendiside apartmanda yankılanan sesin etkisiyle anlamsızca bakıştılar. Adam Peki o zaman buyrun lütfen' dedi ve kenara çekilerek kapıyı Zehra'nın geçmesi için açtı. Zehra büyülenmiş gibi açılan kapıya baktı, tam karşısında yeni bir hayatın onu beklediğini bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜME BEŞ SEVGİYE ON VAR...
RomansAslında hayat seçimlerimiz değilmidir? Hey hat diyeceğimiz bir hayatı seçmek yada hayatı seçmek bizim elimizde...